Maliye Postası Dergisi
KAMU ALACAKLARINDA RÜÇHAN HAKKI
Mustafa YAVUZ
1. GİRİŞ
Amme hizmetlerinin hızlı, etkin, sağlıklı, devamlı ve arzulandığı şekilde ifa edilebilmesi bakımından söz konusu hizmetlerin finansmanına tahsis edilen kaynakların ve özellikle kamu alacaklarının vaktinde tahsil ve temin edilmesi önem arz etmektedir.(1)
Bu kapsamda, kamu alacaklarının tahsil ve takibi, özel hukuk hükümlerine tabi alacaklardan farklı olarak bazı idari usul ve imtiyaza tabi kılınmış ve kamu alacaklarıyla ilgili olarak sözü edilen hususlar 6183 sayılı Kamu Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunda(2) (AATUHK) özel bir şekilde tanzim edilmiştir. Söz konusu Kanun, kamu alacaklarının(3) en kısa sürede, en az masrafla, en etkin biçimde ve gerekli olduğu takdirde zor kullanmak suretiyle tahsil edilmesini amaçlamaktadır.(4) Bu doğrultuda, adı geçen Kanunda, cebren tahsil usulü uygulanan kamu alacaklarının tahsilinin mümkün olabileceği göz önünde bulundurularak, bahsi geçen hususların meydana gelmesi durumunda kamu alacağının tahsilinin teminat altına alınması için tedbir niteliğinde bir takım kurallara yer verilmiştir.(5) AATUHK’da yer verilen kamu alacağının korunmasına dair kurallar; şahsi kefalet, teminat, ihtiyati haciz, rüçhan hakkı, ihtiyati tahakkuk, takas, tasarrufun iptali davası, ortaklığın feshini isteme ve özel mesuliyet durumları (limited şirket ortaklarının, kanuni temsilcilerin ve tasfiye memurlarının mesuliyeti) şeklinde ifade edilebilir.
İşte bu çalışmada, kamu alacaklarında rüçhan hakkı detaylı olarak incelenmiş ve değerlendirilmiştir.
2. KAMU ALACAKLARINDA RÜÇHAN HAKKI
2.1. Genel İtibarıyla
AATUHK’da yer alan kamu alacaklarının, başka alacaklar karşısında muhafazası bakımından müracaat edilebilecek usullerden birisi rüçhan hakkıdır. Kelime anlamı olarak “rüçhan hakkı”; üstünlük, öncelik, imtiyaz gibi manalara gelmektedir.(6) Bir borçlunun alacaklısı yalnızca bir şahıs ise alacağın takibi noktasında bir öncelik mevzu bahis olmaz. Keza alacaklı şahıs, borçluyu kolay bir şekilde takipte bulunabilir. Fakat birden çok alacaklı mevcutsa ve borçlunun mameleki borçların tamamını ödemeye yeterli gelmiyorsa, kimi alacakları diğer alacaklara göre öncelikli olarak ödemek gündeme gelir. Kamu hukukunda ya da özel hukukta, aynı nitelikte ve derecedeki diğer alacaklara göre bir alacağın üstün tutulmasına ve öncelikli olmasına rüçhan hakkı denilmektedir.(7)
Bu durum karşısında, kamu alacaklarının, bazı hallerde diğer alacaklardan ayrıcalıklı ve öncelikli olarak tahsiline olanak tanımak gayesiyle AATUHK md. 21’de rüçhan hakkıyla ilgili düzenleme yapılmıştır. Zira mezkûr maddenin birinci fıkrasında, “Üçüncü şahıslar tarafından haczedilen mallar paraya çevrilmeden evvel o mal üzerine kamu alacağı için de haciz konulursa bu alacak da hacze iştirak eder ve aralarında satış bedeli garameten taksim olunur.” hükmüne yer verilmiştir. Anılan hüküm, kamu alacaklarının hacze ilk katılımları açısından özel bir kuraldır. Söz konusu maddede ifade olunan rüçhan hakkıyla; kamu alacağına dair haciz, özel şahısların haczi sonrasında konulmuş olsa ve hacze daha sonradan katılınsa dahi alacaklı kamu idaresinin, satış bedeli üzerinden garameten taksim usulüyle pay alması temin edilmiş, kamu alacaklarının 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunundan(8) farklı ve bağımsız olarak hacze iştiraki kolay hale getirilmiş ve böylece üçüncü şahıslara ait alacakların mevzu bahis olması halinde kamu alacağını üstün ve avantajlı kılan bir koruma sağlanmıştır.
Kamu alacaklarına bu yönde rüçhaniyet sağlanmamış olsaydı, anılan alacakların sıra cetvelinde bulunduğu yere gelene kadar, borçlu kişinin haczedilmiş olan mallarının satışı neticesinde elde edilen bakiyenin bitmesi durumunda kamu alacağının tahsili mümkün olamayacaktı. Buna mukabil kamu alacakları belirtilen usulle korunarak, hacze sonradan katılınsa dahi alacak nispetinde pay alma olanağı tanınmıştır.(9)
2.2. Hacze İştirak
Hacze iştirak, birden çok alacaklısı olan ve mameleki borcunun tamamını karşılamaya kâfi gelmeyecek borçlunun mallarına konulmuş olan hacze, bu mamelek paraya çevrilinceye kadar diğer alacaklı gerçek ve tüzel kişilerin de hacze dâhil olmasıdır. Hacze iştirake dair kurallar, adi iştirak ve imtiyazlı iştirak olmak üzere İcra ve İflas Kanununun 100 ve 101. madde hükümlerinde; kamu alacaklarına istinaden konulan hacizle diğer kişiler arasındaki sıra ilişkisi ise bu Kanunun 206. maddesinde tanzim edilmiştir.
Hal böyle olmasına karşın, kamu alacaklarının hacze iştirakinde İcra ve İflas Kanununun sözü edilen maddeleri değil, AATUHK’nın yukarıda belirtilen ve özel hüküm hüviyetinde bulunan 21. madde hükmü uygulanır.(10) Bu halde, AATUHK’nın 21/1. maddesine göre; özel hukuktan kaynaklanan alacaklardan dolayı üçüncü şahıslarca üzerine kesin haciz koydurulan, borçlu kişiye ait mamelekin üzerine daha sonradan bir kamu alacağı için de haciz konulması halinde, sonradan konulmuş olan kesin haciz İcra ve İflas Kanunundaki şartları haiz olmasa bile, ilk hacze kamu alacağı da katılır ve hacizli malın satışı neticesinde elde edilen hâsıla aralarında garameten taksim edilir. İlgili maddede, kamu alacağının hacze katılımı bakımından ilk haczin dayanağını oluşturan alacağın vasfıyla ilgili bir ayrım getirilmediğinden, ilk haczin kaynağı olan alacak hangi nedenden kaynaklanırsa kaynaklansın kamu alacağı için satış öncesinde haciz konulmuşsa ilk hacze katılabilir.(11)
Bununla birlikte, kamu alacağından dolayı kamu idaresinin rüçhan hakkından faydalanabilmesi için üçüncü kişiler tarafından haczedilmiş olan aynı mamelekin üzerine, söz konusu mal paraya dönüştürülmeden önce kamu alacağı için de haciz konulması icap etmektedir. Bu durumda, kamu hacizleri, paylaşıma konu meblağın icra dosyasına girdiği tarihe kadar haciz konulması durumunda garameten dağıtıma iştirak ederler.(12) Ancak kamu alacağından dolayı konulan haciz, haciz konusu malın üçüncü şahıslar tarafından paraya dönüştürülmesinden sonra vuku bulması durumunda kamu alacağı garameten taksimden faydalanamaz. Bunun yanında, haczin amme dairesince açıldığı hallerde, haczi yapan kamu idaresi, tüm alacağını tahsil etmiş olmadıkça satılan malların karşılığından diğer alacaklılar pay alamazlar. Bu bağlamda, AATUHK’nın 21. maddesinin birinci fıkrası doğrultusunda rüçhan hakkının tatbiki için gereken koşullar; haczin üçüncü bir şahısça açılması, amme idaresi tarafından hacze katılımın üçüncü şahıstan sonra olması ve hacze katılan alacağın adı geçen Kanun kapsamında yer alması olarak sıralanabilir.
Diğer taraftan, alacaklı kamu idaresi, AATUHK’nın 13. ve sonraki maddelerine göre kamu alacakları için ihtiyati haciz tatbik edebilmektedir. Buna karşın, mezkûr Kanunun 21. maddesi kapsamında hacze katılım yapılabilmesi için kamu alacağı sebebiyle konulan haciz kesin haciz olmalıdır. İhtiyati hacizler, kesinleşmesi durumunda yalnız bu bağlamda değerlendirilebilir.
Öte yandan, AATUHK’nın 21. maddesinin birinci fıkrası, ilk haczin üçüncü şahıslarca tatbik olunması hallerine mahsus olup, üçüncü şahıstan sonra birden fazla kamu alacaklısınca haciz konulursa, haciz koyduran tüm kamu alacaklılarının ilk hacze katılımının kabulü gerekir. Bu durumda kamu alacaklıları açısından zikredilen Kanunun 69. maddesi(13) tatbik olunmaz ve mahcuza satış öncesi haciz tatbik eden amme idarelerinin alacağı ilk hacze katılır ve satıştan elde edilen hâsıla aralarında garameten taksim edilir.(14)
2.3. Dağıtımın Garameten Yapılması
Kamu alacağının, AATUHK’nın 21. maddesi gereğince hacze katılması durumunda haciz konusu mamelekin satış bedeli, özel hukuk hükümlerine tabi alacaklılar ile kamu alacaklısı arasında garameten taksim edilir. Garameten taksim, satış neticesinde oluşan hasılanın aynı derecedeki alacakların hepsine ödemeye kâfi gelmediği hallerde,(15) satıştan elde edilen paranın alacaklıların alacakları nispetinde paylaşıma tabi kılınmasıdır.(16) Diğer bir anlatımla, garameten taksimde, haczedilebilen hak ve malların satışı sonrasında elde edilen hasıladan faiz ve takip giderleri indirildikten sonra kalan meblağ, alacaklılara, hisseleri (garame) nispetinde taksim edilir. Hesaplamaysa satış meblağının garameye dâhil olacak alacakların toplamına bölünmesi sonrasında ortaya çıkan sayının her bir alacaklının alacak miktarıyla çarpılması suretiyle yapılır.(17)
O halde, garameten dağıtımla kamu alacağı, diğer alacakların önüne geçmemekte, lakin o alacaklarla aynı sıraya konularak hacze aynı dereceden katılma olanağı tanınmak suretiyle satış tutarından pay alma hakkına sahip olmaktadır.
2.4. Genel Bütçeye Gelir Yazılan Kamu Alacaklarının Durumu