Maliye Postası Dergisi
İŞVEREN SGK (BAĞKUR PRİM) ÖDEMELERİNİN GELİR VERGİSİ KANUNU KAPSAMINDA DEĞERLENDİRİLMESİ
Fahrettin AÇAR
1-GİRİŞ
Bütün ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de sosyal güvenlik mevzuatı düzenlenmiştir. Bu mevzuat günün koşullarına ve ülkenin ihtiyaçlarına göre yeniden düzenlenmektedir. Bağımsız çalışan işverenler için 1479 sayılı kanun ile sosyal güvenlik ve sağlık sistemi düzenlemesi yapılmıştır. Ülkemizde sosyal güvenlik mevzuatının çok başlıklı olması ve günün koşullarına yeterli cevap vermemesi nedeniyle 2008 yılında 5510 sayılı kanun kapsamında yeniden düzenlenmiştir. Söz konusu bu düzenleme ile beraber sosyal güvenlik mevzuatı günün koşullarına uygun hale getirildiği gibi çok başlılığa da son verilmiştir.5510 sayılı kanunun yürürlüğe girmesi ile beraber mülga olan 1479 sayılı kanunda bağkur primlerin gider olarak yazılması ile ilgili hususlar 5510 sayılı kanunun 88’inci maddesinde düzenlemiştir. Mükellefler ödemiş oldukları SGK primlerinin dönem içerisinde gider mi yazılacağı yoksa beyanname üzerinde indirim konusu mu yapılacağı ve bu primlerin hangi gelir unsuru kapsamında değerlendirileceği hususları teredütlere neden olmaktadır. Gelir idaresi başkanlığı bu hususlarla ilgili 110 seri no.lu gelir vergisi genel tebliği yayınlamış ve burada gerekli açıklamalara yer verilmiştir. Tebliğ ile açıklanmayan fakat uygulamada oluşturulan sınırlama ile ilgili gerekli açıklamalara yer vereceğiz.
2- DEĞERLENDİRME
Gelir vergisi mükellefleri ekonomik faaliyetleri kapsamında 5510 sayılı sosyal güvenlik mevzuatına dahil olmak zorundadır.5510 sayılı kanunun 88’inci maddesinde mükellefler sosyal güvenlik mevzuatı kapsamında ödemiş oldukları SGK primlerini gider olarak yazılabileceği düzenlemesi yapılmıştır. Bu düzenleme ile beraber primlerin gider yazılmasının şartı primlerin Sosyal Güvenlik Kurumuna ödenmesi şartına bağlanmıştır. 1479 sayılı kanunun 49/3 maddesinde bağ kur prim ödemelerinin Gelir Vergisi kanunu kapsamında matrahtan indirilmesi ile ilgili hususlara 110 seri no.lu gelir vergisi genel tebliğinde açıklamalara yer verilmiştir. Söz konusu tebliğde, 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ve diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu (Bağ-Kur) Kanununun 49 uncu maddesinin 3 ncü fıkrasında, sigortalılarca ödenen giriş keseneği ve sigorta primlerinin vergi uygulamasında gider olarak yazılabileceği hükme bağlanmıştır.
Bağ-Kur Kanununun bu hükmü karşısında, anılan kanun uyarınca ödenen giriş keseneği ve primlerin, teşebbüs sahipleri tarafından hesaplara gider olarak yazılması gerekmekte ise de, söz konusu Bağ-Kur giriş keseneği ve primlerinin doğrudan doğruya kayıtlara gider olarak intikal ettirilmesi halinde, özellikle ortaklıklarda, her bir ortağın ortaklıktaki kâr payının her zaman eşit olmayacağı; ödenecek giriş keseneği ve primlerin seçilen aylık gelir basamağına göre değişebileceği ve bu nedenlerle de safi ticari kazancın tesbitinde bazı güçlükler ve sakıncalar doğabileceği açıktır.
Bu durumda ;
1. Bağ-Kur giriş keseneği ve sigorta primlerinin Gelir Vergisi Kanununun 89/1 maddesi hükmüne paralel olarak, gelirin elde edildiği yılda ödenmiş olduğunun tevsik edilmesi kaydıyla, mükellefler tarafından ticari kazançları dolayısıyla verilecek yıllık beyannamede bildirilen gelirden indirilmesi ;
2. Adî komandit şirketlerinin komanditer ortakları ile limited şirket ortakları hakkında da yukardaki esaslar dairesinde işlem yapılması;
3. Bağ-Kur Kanunu kapsamına giren serbest meslek erbabının, Gelir Vergisi Kanununun 68/8 inci maddesi hükmüne dayanarak hasılâtlarından emekli aidatı veya sosyal sigorta primi indirmemiş olmaları şartıyla, anılan kanun gereğince ödedikleri Bağ-Kur giriş keseneği ve primlerini gider yazmaları gerekmekte ise de yukarıda belirtilen nedenler karşısında, bu kimselerin de, Bağ-Kur giriş keseneği ve primlerini serbest meslek kazançları ile ilgili olarak verecekleri yıllık beyannamelerinde gösterdikleri gelirden indirmelerinin uygun bulunduğu açıklamalarına yer verilmiştir.