Maliye Postası Dergisi
İŞÇİNİN AÇTIĞI ALACAK DAVALARINDA TANIKLARIN ÖNEMİ
Mert EKŞİ
Sosyal güvenlik hukukunda olduğu gibi iş hukukunda da kayıtlı çalışmak önem kazanmaya başlamıştır. Bu kayıtlı çalışmak salt sosyal güvenlik hukukunda yer alan sigortalı çalışmak olarak yorumlanmamalıdır. İş hukukunda işçilerin, çalışanların haklarını ararken ortaya koyması gereken bir takım kanıtlar olmalıdır. Ücretlerin gerçek tutarlarının bordroya tahakkuku, yapılan fazla çalışmaların tam süresinin bordroda gösterilmesi, hak kazanılan ücretin hangi kalemlerden oluştuğunun doğruluğu da bir kayıtlı çalışmanın emareleridir. İşçi eğer hakkını dava yoluyla arayacaksa kayıtlı çalıştığını bu belgelerle ispat etmelidir. Eğer işçi bu durumları ispatlayamıyorsa ispatı ancak tanıklarla ortaya koyabilecektir. İşte burada önemli olan husus şudur ki; İşçinin iddia ettiği konularda tanıkların beyanları iddialarla örtüşecek midir? Aksi halde işçi davayı kaybedecek, iddiası çürüyecektir. Bu bakımdan tanıkların seçimi, tanıkların davasının olup olmaması, yargılamada hangi tanıkların ifadelerine itibar edileceği, hangi durumlarda dava sırasında tanıkların beyanlarının dinleneceği günümüz iş hukukunda artık şart durum haline gelmiştir. Çünkü iş hukukunda işçiyi koruyucu hükümlerin de bir sınırı vardır. Makalemizin ana konusu işçinin açtığı davada tanığın ifadelerinin davanın seyri ile ilgili durumlara etkisinin incelenmesidir.
İŞ HUKUKUNDA İSPAT
İspat Mükellefiyeti Kimde?
Bilindiği üzere iş hukukunda işçi iş akdi devam ederken herhangi bir alacağı ile ilgili olarak ilk işverene başvurur. İşveren başvuruya karşı vereceği reddiyat sonucu işçi alamadığı alacakları için dava yolunu kullanabilir. İşçinin açtığı davada istediği alacakları alamadığı iddiası sonrası aksini ispat işverene geçmektedir. Ancak bunun da bir sınırı vardır. Çünkü herkesin istediği kadar iddia ortaya koyması da düşünülemez. İşveren ücretin ödenmesinde, yıllık izinlerin kullandırılmasında ispatla mükelleftir. İşçi ise fazla çalıştığını iddia etmesinde, haklarını kullanamamasında iddiasını ispatlamalıdır. Bu durumu özetleyecek olursak;
-İş sözleşmesinin varlığı, sözleşmenin türü kural olarak işçi tarafından ispatlanmalıdır.
-İşyerinde işe başlama süresi ile işten ayrılma süresinin yine aralıklı çalışma olup olmadığına dair ispat yükü, işçi üzerindedir.
-İşyerinde işe başlama süresi ile işten ayrılma süresinin yine aralıklı çalışma olup olmadığına dair ispat yükü, işçi üzerindedir. Ücretin ödenmesinde ispat yükü, işveren üzerindedir.