Maliye Postası Dergisi
İŞ YERİNDE ELEKTRONİK SİSTEMLER İLE İŞÇİNİN GİRİŞ-ÇIKIŞLARININ TAKİBİ VE FAZLA ÇALIŞMANIN İSPATI
Orhan KOTAN
İşverenlerin karşılaştıkları en büyük sorunlardan birisi de; işyeri aleyhine açılan davalarda işçinin fazla çalışma yaptığını iddia etmesi ve işverenliğin de bunun aksini ispatlamakta zorlanması konusudur. Peki, işverenlerin bu sorunlarını çözmede elektronik sistemeler/personel takip sistemleri (kartlı takip sistemleri, yüz tanıma sistemleri, parmak okuma sistemleri v.s.) ne kadar etkili ve geçerli olur? Türkiye’de yerel mahkemeler ve Yargıtay bu verileri delil olarak kabul edebilir mi? Bugünkü yazımızda bu konuyu ele alacağız.
Fazla çalışma nedir?
4857 sayılı İş Kanunu’nun 41.maddesine göre; Kanunda yazılı koşullar çerçevesinde, haftalık kırk beş (45) saati aşan çalışmalara fazla çalışma denilmektedir. Maddenin devamında; her bir saat fazla çalışma için verilecek ücretin normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktarının yüzde elli (%50) yükseltilmesi suretiyle tespit edileceği düzenlenmiştir.
İş Kanunu 63. Maddesine göre; işçinin çalışma süresi haftada en çok kırk beş (45) saat olarak belirlenmiştir. Aksi kararlaştırılmamışsa 45 saatlik bu çalışma süresi, işyerlerinde haftanın çalışılan günlerine eşit bir şekilde bölünerek uygulanır. Ancak, taraflar arasında her gün için ayrı mesai süreleri de kararlaştırılabilir. Çalışma biçimi ne şekilde olursa olsun, işçinin haftalık 45 saati aşan çalışması, fazla çalışma (fazla mesai) olarak adlandırılır.
Fazla çalışmanın tespiti veya ispatı nasıl yapılıyor?
Yargıtay’a göre, fazla çalıştığını iddia eden işçi, fazla mesai iddiasını ispat etmek zorundadır. İşçi fazla çalışma iddiasını yazılı belgelerle ispat edebileceği gibi yazılı belge olmaması durumunda iddiasını tanık beyanlarıyla da ispat edebilir. İşçinin imzasını taşıyan bordro, sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir.
Ancak çoğu zaman gerek işyerinde yapılan teftiş ve incelemelerde, gerekse mahkemelerde işyeri kayıtları, iş yerine giriş çıkışları gösteren tüm belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Çünkü İş Kanununa İlişkin İş Süreleri Yönetmeliği’nin Çalışma Süresinin Belgelenmesi başlıklı 9. Maddesinde “İşveren, işçilerin çalışma sürelerini uygun araçlarla belgelemek zorundadır.” denilmek suretiyle kanun koyucunun işverenin çalışma sürelerini ve işyerinde yapılan fazla çalışmanın ispatı için belgeleme yapmasını zorunlu hale getirdiğini görmekteyiz.
Geçmiş dönemlerde işyerlerinde sadece elle tutulan puantaj kayıtlarının yerine artık günümüzde teknolojiye uygun elektronik sistemlerin kullanıldığını söyleyebiliriz.
Türkiye’de fazla çalışma ile ilgili iş mahkemelerindeki davaların çoğu zaman yazılı belge olmaması durumunda tarafların tanık göstererek sonuca gidebildiğini söyleyebiliriz.
Sonuç olarak, işverenlerin işçilerin iddialarının tersini belgeleyen her türlü belge, evrak, kartlı takip, yüz tanıma ve parmakla takip dokümanlarını birer ispat aracı olarak mahkemelerde ileri sürebilirler. Bütün bu açıklanan dokümanların hepsi kanunen geçerli belgelerdir.
Elektronik Takip Sistemleri/Personel Takip Sistemleri Nedir?