Maliye Postası Dergisi
İŞ VE SOSYAL GÜVENLİK MEVZUATI AÇISINDAN YURT DIŞINDAKİ TÜRK İŞÇİLERİN DURUMU
İŞ HUKUKU AÇISINDAN
4857 sayılı İş Kanunu’nun “Amaç ve kapsam” başlıklı 4 üncü maddesinin ikinci fıkrasında “Bu Kanun, 4 üncü maddedeki istisnalar dışında kalan bütün işyerlerine, bu işyerlerinin işverenleri ile işveren vekillerine ve işçilerine faaliyet konularına bakılmaksızın uygulanır.” Denilmektedir.
Her ne kadar kanunda belirtilmese de, kanunların yer bakımından uygulanmasında geçerli olan “mülkilik” ilkesinin bir sonucu olarak; Türkiye Cumhuriyeti tarafından kabul edilen iş kanunları (konusuna göre 4857 sayılı İş Kanunu, 854 sayılı Deniz İş Kanunu, 5953 sayılı Basın İş Kanunu yahut 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu), aksine bir hüküm veya uluslararası bir anlaşma söz konusu olmadıkça, münhasıran Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin egemenlik hakkının bulunduğu sınırlar içerisinde (Türk toprağı veya Türk toprağı sayılan yerler, Türk kara suları, yurt dışı temsilciliklerimiz, Türk bayraklı gemiler gibi) geçerli olacaktır.
Bu nedenle, yabancı bir ülkedeki Türk işçisi, ister yabancı işverenin yanında ister Türk işverenin yanında çalışsın, kural olarak çalıştığı ülkenin iş mevzuatına tabi olacaktır.
SOSYAL GÜVENLİK AÇISINDAN
Sosyal güvenlik mevzuatının yer bakımından uygulanması konusunda da kural olarak yukarıda belirtilen “mülkilik” ilkesi geçerli olmakla birlikte, çeşitli ülkeler ile yapılan ikili sosyal güvenlik sözleşmelerinde ve ayrıca 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nda yer alan özel hükümler nedeniyle farklı uygulamalar söz konusu olabilmektedir.
Sosyal güvenlik sözleşmesi olan ülkelerde