Maliye Postası Dergisi
İŞ KAZASI VE MANEVİ TAZMİNAT
İŞ KAZASI
İş kazası tanımı, ülkemizde başta 5510 sayılı Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda ve 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununda tanımlanmış ve hukuki çerçevesi ortaya konulmuştur.
31.05.2006 tarihli, 5510 “Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu”na göre, İş kazasının tanımı, bildirilmesi ve soruşturulması hakkındaki 13 üncü maddesine göre iş kazasının nasıl gerçekleşebileceği yönünde tanımlar yapılmıştır. Bu olaylar,
a) “Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada,
b) İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle veya görevi nedeniyle, sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş veya çalışma konusu nedeniyle işyeri dışında,
c) Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda,
d) Emziren kadın sigortalının, çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda,
e) Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında, meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen özre uğratan” olaylar olarak sıralanmıştır.
Bu kanun çerçevesinde bir kazanın iş kazası sayılması için, yukarıda sayılan durumlardan en az birinin gerçekleşmesi sonucunda sigortalının bedence veya ruhça arızaya uğraması gerekmektedir.
Ülkemizde yaşanan iş kazaları ve yaşanan ölümler, iş sağlığı ve güvenliği kavramınını ve alınması gereken tedbirleri daha üst bir noktaya taşınmasını zorunlu kılmıştır. Bu bağlamda, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu çıkarılmış ve bu Yasanın 3 üncü maddesinin g) bendinde İş kazası, “İşyerinde veya işin yürütümü nedeniyle meydana gelen, ölüme sebebiyet veren veya vücut bütünlüğünü ruhen ya da bedenen engelli hâle getiren olay olarak” tanımlamıştır.