Maliye Postası Dergisi
GELİRİN BEYANI ve UYGULAMA ÖRNEĞİ
Abdullah SAĞLAM
1.GİRİŞ
Gelir üzerinden alınan vergiler uygulama alanı bakımından üniter ve sedüler vergiler olmak üzere iki gruba ayrılmaktadır. Üniter gelir vergileme subjektif karakterli bir vergileme olup, bu vergileme türünde elde edilen gelirlerin tümü toplanır ve bu toplamdan asgari geçim indirimi, engellilik indirimi, bağış ve yardımlar gibi subjektif giderler düşülür. Bulunan toplam tutar gelir vergisi matrahı olarak dikkate alınır ve bu matraha artan oranlı gelir vergisi uygulanır. Sedüler vergilemede ise gelirler çeşitli sedüllere (hücrelere) ayrılmış olup, her sedül ayrı ayrı vergilendirilir. Sedüler gelir vergilerinde üniter vergilerin tersine düz oranlı tarife kullanılır.
Gelir Vergisi Kanunu’na göre kişinin tüm kazançlarının bazı istisnalar hariç toplanması esastır. Bu durum vergi sistemimizde sedüler sistemden ziyade üniter sisteme ağırlık verildiğini göstermektedir. Böylece Gelir Vergisi Kanunu’nda yer alan yedi tür kazanç ve irattan bir takvim yılı içinde elde edilenler (istisnalar hariç) toplanarak beyan edilir.(1)
Ülkemizde uygulanan Gelir Vergisi Kanunu’na göre gerçek kişilerin bir takvim yılında elde ettiği gelirler vergilendirilmekte olup vergilendirilmesi gereken gelir ise ticari kazanç, zirai kazanç, ücret, serbest meslek kazancı, gayrimenkul sermaye, iradı menkul sermaye iradı ile diğer kazanç ve iratlardan oluşmaktadır.
Gerçek kişiler tarafından elde edilen gelirlerin yıllık beyanname ile beyan edilmesi esas olmakla birlikte Gelir Vergisi Kanunu’nun 86’ıncı maddesi ve başta geçici 67’nci madde olmak üzere düzenlenen geçici maddelerle bir kısım gelirin beyanından vazgeçilmiştir. Beyanından vazgeçilen bu gelirlerin büyük bir çoğunluğu stopaj usulüyle vergilendirilmiş olup her yıl belirlenen hadlerin altında kalan bir kısım gelirler ise vergi idaresinin katlanacağı külfet dikkate alınarak beyanından vazgeçilmiştir.
Gelir vergisi mükellefleri tarafından beyan edilecek gelirler ve gelirin beyanında özellik arz eden durumlar uygulama örneği ile bu çalışmamızda açıklanmıştır.
2. GELİRİN TOPLANMASI
2.1. Gelirin Beyanı
Gelir Vergisi Kanunu’nun 85 ve 86’ncı maddeleri çerçevesinde yıllık beyanname verilmesi ve gelirin toplanması ile ilgili esasların dikkate alınması için öncelikle elde edilen gelir unsurlarının tek başına (istisna, muafiyet, indirim, götürü gider vb. yönlerden) değerlendirilmesi gerekmektedir. Örneğin bir takvim yılında ticari kazancı, gayrimenkul sermaye iradı ve menkul sermaye iradı bulunan mükellefin kullanabileceği yatırım indirimi hakkı varsa öncelikle yatırım indirimini ticari kazançtan indirim konusu yapması daha sonra diğer gelir unsurları ile birlikte toplamada dikkate alması gerekir.
Gelir Vergisi Kanunu’nun 85’inci maddesine göre mükellefler, ikinci maddede yazılı kaynaklardan bir takvim yılı içinde elde ettikleri kazanç ve iratları için mezkûr Kanun’da aksine hüküm olmadıkça yıllık beyanname verirler. Bu Kanun’a göre beyanı gereken gelirlerin yıllık beyannamede toplanması zorunludur.
Tacirlerle çiftçiler ve serbest meslek erbabı ticari, zirai ve mesleki faaliyetlerinden kazanç temin etmemiş olsalar bile yıllık beyanname verirler. Söz konusu yasal düzenleme şirketlerin faaliyet ve tasfiye dönemlerine şamil olmak üzere kolektif şirket ortakları ile komanditeler hakkında da uygulanacaktır.
Bu kapsamda yurt içinde elde edilen gelirlerin tamamı şartları taşıması halinde gerek tam gerekse dar mükellefiyete tabi olanlar tarafından toplamaya dâhil edilecektir. Ancak yurt dışında elde edilen gelirler şartları taşıması halinde sadece tam mükellefiyete tabi olanlar tarafından toplamaya dâhil edilecektir. Yabancı memleketlerde elde edilen kazanç ve iratlar ise;
• Mükellefin bunları Türkiye’de hesaplarına intikal ettirdiği yılda,
• Türkiye’de hesaplara intikal ettirilmemesinin mükellefin iradesi dışındaki sebeplerden ileri geldiği tevsik olunan hallerde mükellefin bunlara tasarruf edebildiği yılda, elde edilmiş sayılacaktır. Yurt dışında elde edilen gelir unsurları Türkiye’de hesaplara intikal ettirildiği veya mükellefin bunları tasarruf edebildiği tarihteki T.C. Merkez Bankası döviz alış kuru ile beyannameye dâhil edilecektir.
Diğer taraftan Gelir Vergisi Kanunu’nun 86’ncı maddesine göre aşağıda belirtilen gelirler için yıllık beyanname verilmez, diğer gelirler için beyanname verilmesi halinde bu gelirler beyannameye dâhil edilmez:
Tam mükellefiyette;
a)Gerçek usulde vergilendirilmeyen zirai kazançlar, Gelir Vergisi Kanunu’nun 75’inci maddesinin (15) ve (16) numaralı bentlerinde yazılı menkul sermaye iratları, kazanç ve iratların istisna hadleri içinde kalan kısmı,
b) Tek işverenden alınmış ve tevkif suretiyle vergilendirilmiş 103’üncü maddede yazılı tarifenin dördüncü gelir diliminde yer alan tutarı aşmayan ücretler (birden fazla işverenden ücret almakla beraber, birinciden sonraki işverenden aldıkları ücretlerinin toplamı, 103’üncü maddede yazılı tarifenin ikinci gelir diliminde yer alan tutarı ve birinci işverenden alınan dâhil ücret gelirleri toplamı 103’üncü maddede yazılı tarifenin dördüncü gelir diliminde yer alan tutarı aşmayan mükelleflerin, tamamı tevkif suretiyle vergilendirilmiş ücretleri dâhil),
c) Vergiye tabi gelir toplamının [(a) ve (b) bentlerinde belirtilenler hariç)] 103’üncü maddede yazılı tarifenin ikinci gelir diliminde yer alan tutarı aşmaması koşuluyla Türkiye’de tevkifata tabi tutulmuş olan birden fazla işverenden elde edilen ücretler, menkul sermaye iratları ve gayrimenkul sermaye iratları,
d) Bir takvim yılı içinde elde edilen ve toplamı 2.600 TL’yi aşmayan tevkifat ve istisna uygulamasına konu olmayan menkul ve gayrimenkul sermaye iratları.
Dar mükellefiyette, tamamı Türkiye’de tevkif suretiyle vergilendirilmiş olan ücretler, serbest meslek kazançları, menkul ve gayrimenkul sermaye iratları ile diğer kazanç ve iratlar.
2.2. Zararların Mahsubu
Gelir Vergisi Kanunu’nun “Zararların Kârlara Takas ve Mahsubu” başlıklı 88’inci maddesinin birinci fıkra hükmüne göre, gelirin toplanmasında gelir kaynaklarının bir kısmından hâsıl olan zararlar (80’inci maddede yazılı diğer kazanç ve iratlardan doğanlar hariç) diğer kaynakların kazanç ve iratlarına mahsup edilebilecektir. Diğer bir anlatımla diğer kazanç ve iratlar dışındaki kazanç ve iratlardan bir veya bir kaçında zarar ortaya çıkması durumunda, ortaya çıkan zarar diğer kaynakların kazanç ve iratlarından mahsup edilebilecektir.