Maliye Postası Dergisi
GELİR VERGİSİ BEYANNAME DÜZENLEME REHBERİ
Ahmet ESEN
GELİR VERGİSİNİN MEVZUU
Gerçek kişilerin gelirleri, “Gelir Vergisine” tabidir Gelir, bir gerçek kişinin bir takvim yılı içinde elde ettiği kazancı ve iratların safi tutarıdır. (GVK md.1)
GELİRİN UNSURLARI
Gelire giren kazanç ve iratlar şunlardır.
1- Ticari kazançlar
2- Zirai kazançlar
3- Ücretler
4- Serbest meslek kazançları
5- Gayrimenkul sermaye iratları
6- Menkul sermaye iratları
7- Diğer kazanç ve iratlar
Yukarıda yazılı yedi çeşit gelir unsurlarına ilaveten aşağıda sayılan gelir de verginin konusu olarak gelir vergisine tabi tutulur.
VERGİYE TABİ GELİR UNSURLARI YANINDA AYRICA ŞU GELİRLER DE GELİR UNSURU OLARAK VERGİLENDİRİLİR
1- ÜRETİM DESTEĞİ
Resmi kuruluşlar tarafından ticari veya zirai işletmelere, belirli kurallara göre karşılıksız olarak ve borç niteliği taşımayan nakdi yardımlar da yapılmaktadır. Bu yardımlar,
- İşletmenin korunması,
- İhracatı teşvik,
- Hükümet politikasına uyma zorunluluğu gibi işletmenin faaliyet hasılatındaki düşüklüğü veya faaliyet zararını gidermek için, sermaye katkısı niteliğinde olmayan mali yardımlarla (sübvansiyonlar), devletin bazı malları vergi, resim, harç ve benzeri yükümlülüklerden istisna etmesi yoluyla yapılan yardımlar (vergi iadeleri) ve satış tarihindeki vade farkları, ihracatla ilgili fiyat istikrar destekleme primi vb. hasılat kalemleri de
gelir kavramına dahildir. Bu konuda TEK DÜZEN HESAP PLANI ‘nın 602. maddesinde yeterli açıklama yapılmıştır.
2- SÜBVANSİYONLAR
Kamu veya diğer resmi kuruluşlar tarafından yapılan ve geri dönüşümü olmayan destekler de gelirin bir unsuru olarak vergiye tabi tutulur. Bu gelirler şunlardır.
- Vergi iadeleri (Devletin istisna ettiği mallara ait vergi iadeleri)
- İhracatla ilgili fiyat istikrar primi,
- %5’lik SSK primine ait Hazine desteği,
- Teşvik amaçlı SSK prim desteği,
Bu desteklerin hepsi işletme bünyesinde oluşan kazanç niteliğindedir ve bu nedenle gelir unsurları kabul edilerek yıllık beyana tabi tutularak vergilendirilir.
3- SERMAYE DESTEĞİ
Sermaye desteği ticari işletmenin faaliyetini kolaylaştırmak, üretimini artırmak, istihdam sağlamak ve işletmenin aktivitelerini geliştirmek için resmi kuruluşlarca yapılan destek olup, gelir niteliği taşımadığı için vergi konusuna girmez.
Ancak Gelir desteği ile sermaye desteğinin net olarak tanımlanması, desteği sağlayan resmi kuruluşlardan yazılı bilgi alarak vergileme konusuna giren destekler ile vergileme konusuna girmeyenlerin kesin olarak tespiti gerekmektedir, aksi halde vergi ziyaına sebebiyet verilmesi ihtimali mevcuttur.
4- SİGORTA TAZMİNATI
Aktif kıymetlerin, herhangi bir nedenden dolayı zarar görmesi halinde bu zararın sigorta şirketlerinden karşılanması gelir niteliği anlamını taşır.
Zarar gören veya pert haline düşen aktif kıymetler bunların kayıtlı değerleri üzerinden tamamen gider yazılarak aktifler arasından çıkarılır. Buna karşılık, bu kıymetler için sigorta şirketlerinden alınan sigorta tazminatları da bu kez gelir yazılır.
5- AMORTİSMANA TABİ MALLARIN SATIŞ KARI
Amortismana tabi iktisadi kıymetlerin satılması halinde alınan bedel ile bunların envanter defterinde kayıtlı değerleri arasındaki fark kar veya zarar hesabına geçirilir.
Şu kadar ki, bu kıymetlerin yenilenmesi, işin mahiyetine göre zaruri bulunur ve bu hususta işletmeyi idare edenlerce karar verilmiş ve teşebbüse geçilmiş olursa bu takdirde, satış karı, yenileme giderlerini karşılamak üzere, pasifte geçici bir hesapta üç yıl süre ile tutulabilir. Her ne sebeple olursa olsun bu süre içinde kullanılmamış olan karlar üçüncü yılın vergi matrahına eklenir.
Öte yandan yeni değerlerin iktisabında kullanılan kar, yeni değerler üzerinden ayrılacak amortismanlara mahsup edilir, arta kalan değer olması halinde bu değer üzerinden amortisman ayrılmaya devam edilir. (VUK md 328)
6- AMORTİSMANA TABİ MALLARIN SİGORTA TAZMİNATI
Yangın, sel, deprem, su basması gibi afetler yüzünden tamamen veya kısmen ziyaa uğrayan amortismana tabi iktisadi kıymetlere ait sigorta tazminatı, bunların net bilanço değerinden fazla veya eksik olması halinde bu fark kar veya zarar hesabına geçirilir.
Şu kadar ki alınan sigorta tazminatı ziyaa uğrayan malların yenilenmesi işin mahiyetine göre zaruri bulunur veya bu hususta işletmeyi idare edenlerce karar verilmiş ve teşebbüse geçilmiş olursa bu taktirde fazlası, yenileme giderlerini karşılamak üzere, pasifte geçici bir hesapta üç yıl süre ile tutulur. bu süre içinde kullanılmamış tazminat farkı kara eklenir.
Alınan tazminat fazlası yeni değer üzerinden ayrılarak amortismana mahsup edilir. (VUK md. 328)
AÇIKLAMA
Bir gelirin Gelir Vergisine tabi tutulması için, bu gelirin yukarıda sayılan yedi gelir unsurundan ibaret olması şarttır. Bu unsurlardan birisine girmeyen gelir, gelir vergisine tabi tutulamaz, bağış ve yardımlar, hibe edilen tutarlar kumar kazancı gibi.
Öte yandan ivazsız olarak intikal eden gelirler gelir vergisine tabi olmasa bile, mahiyetine göre Veraset ve İntikal Vergisine tabi tutulabilir.
GELİRİN ELDE EDİLMESİ
Gelir unsurlarının vergiye tabi tutulabilmesi için;
GELİRİN ELDE EDİLMESİ şarttır, zira kanunun birinci maddesinde “BİR GERÇEK KİŞİNİN ELDE ETTİĞİ GELİR” verginin mevzunu teşkil etmektedir.
Elde etme, hem ekonomik ve hem de hukuki bir niteliğe sahiptir.
Geliri ekonomik olarak elde etme, onu tasarruf edebilmeyi, elde tutabilmeyi ve kullanabilmeyi ifade eder.
Gelir hukuken elde etme ise mükellefin, sahip olduğu geliri; yasalar çerçevesinde istediği gibi ve iyi niyetli olarak kullanmayı, başkalarına zarar vermeden tasarruf veya sarf etmeyi ifade eder, zira gelir başkalarının zararına kullanılamaz. Örneğin gelir başkalarının zararına olarak haksız rekabete konu edilemez. Zira haksız rekabet kanunen yasak edilmiş fiil kabul edilmektedir.