Maliye Postası Dergisi
GAYRİMENKUL MALLARIN HACZİ VE SATIŞI
T.C. YARGITAY
Onuncu Hukuk Dairesi
E: 2021/2156
K: 2021/12694
Dava, hacizli taşınmazın kıymet takdirine itiraz ve yeniden kıymet takdiri istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının ... Ltd. Şti.'nin ortağı ve yetkilisi olduğunu, davalı Kurumca ... Ltd. Şti.'nin borcundan dolayı davacıya ait ... İli, ... İlçesi, ... Köyü, ... parselde bulunan tarla niteliğindeki gayrimenkulün 435.000,00 TL. bedel üzerinden satışa çıkarılacağının 03/09/2014 tarihli yazı ile bildirildiğini, gayrimenkulün kıymet takdirine karşı, ... 6. İdare Mahkemesi'nin 2014/2033 E. sayılı dosyası ile itiraz edildiğini, ancak mahkeme tarafından dava konusu uyuşmazlığın görüm ve çözüm yerinin Adli Yargı yeri olduğu şeklinde karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, davalı Kurumca belirlenen değerin düşük olduğunu belirterek hacizli taşınmazla ilgili yeniden değer tespiti yapılmasını talep etmiştir.
II-CEVAP
Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı Kurum tarafından davacıya gönderilen satış bilgisi yazısının 03/09/2014 tarihinde tebliğ edildiğini, rapor hazırlanış tarihinin de 05/06/2014 olduğunu, 2011/53 sayılı Genelge gereği rapor tarihi üzerinden 15 ay geçmesi ve ...'daki imar değişiklikleri, gayrimenkul bedellerindeki artışlar ve piyasa koşulları göz önünde bulundurulduğunda, borçlunun davalı Kurumdan talep etmesi veya satış komisyonunun uygun görmesi halinde yeniden kıymet takdir raporu hazırlatılabildiğini, huzurdaki dava konusu kıymet takdir raporunda yasaya hiçbir aykırılığın bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Mahkemece, "Davanın kabulü ile; davalı Kurumun 2014/474 takip sayılı dosyasında işlem gören davacıya ait ... ili ... ilçesi ... köyü, ... mevkii, ... parsel sayılı tarla niteliğindeki taşınmazın kıymet takdirine yönelik kurum işleminin iptaline, bu taşınmazın değerinin 2.725.000,00 TL olduğunun tespitine,” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı Kurum vekili; davaya konu gayrimenkulün imarının olmaması, metrekaresi, yerleşim alanına uzaklığı, topoğrafik yapısı ve emsalleri göz önünde bulunulduğunda yapılan kıymet takdirinde raporun hazırlandığı tarih itibariyle bir isabetsizlik bulunmadığını ve borçlunun müvekkili Kurumdan talep etmesi veya satış komisyonunun uygun görmesi halinde yeniden kıymet takdiri raporu hazırlatılabildiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B-BAM KARARI
... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince "Davalı Kurumun istinaf isteminin reddine," karar verilmiştir.
IV- TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı Kurum vekili, kararın görev, husumet, süre ve diğer usul hükümleri yönünden incelenmesi gerektiğini beyanla yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
V- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Özel hukuk gerçek ve tüzel kişileri, üçüncü kişilerden olan alacaklarını “kamu gücü”nün yardımını kullanarak tahsil edebilirler. Söz konusu kamu gücünün yardım ve kullanımına ilişkin usul ve esaslar 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nda düzenlenmiştir. Şüphesiz Devlet de özel hukuk kişisi olarak davrandığında, anılan kanun hükümlerinden yararlanarak alacağını tahsil edecektir. Ancak, kamu hizmetinin karşılanması amacıyla devletin kamu gücüne göre koyduğu mali yükümlerden doğan alacaklar olarak tanımlanan kamu alacaklarının tahsilinde Devlet kamu gücünün kullanımını Özel Hukuk’tan doğan alacaklar bakımından yetkili kılınan mercilerden istemez. Kamu gücünü Devlet bizzat kendisi kullanır. Bu konudaki usul ile ilgililerin hak ve ödevleri 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’la düzenlenmiştir. (Turgut Candan; Açıklamalı A.A.T.U.H.K. Maliye ve Hukuk Yayınları, Mart 2007, s;3)
6183 sayılı Kanun kapsamında haczedilenlerin kıymet takdiri anılan Kanun’un 91’inci maddesinde düzenlenmiş olup, kıymet takdirine karşı başvurulacak kanun yolu gösterilmemiştir. Ancak bu yönde, Danıştay 3. Dairesinin 27/09/2013 tarih, 2013/7453 Esas, 2013/3731 Karar sayılı ilamında benimsendiği üzere, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun "Gayrimenkul Malların Haczi ve Satışı" başlıklı üçüncü bölümünde, satış öncesinde, haciz, satış komisyonlarının oluşturulması, değer biçme, satış şartnamesinin hazırlanması, satış ilanı ve ihale yapılması gibi bazı işlemlere ilişkin yasal düzenlemelere yer verilmiş olup, söz konusu işlemlerin her birinin idarenin tek taraflı olarak idari icra gücüyle tesis edilen zincir işlem niteliğinde olduğu tartışmasız olup, satış komisyonunca takdir edilen bedel üzerinden taşınmazların satışa çıkarılacağı ve satış bedeli üzerinden vergi/prim borcunun karşılanacak olması nedeniyle davacının hukuksal durumunun etkilendiğinin açık olduğu göz önüne alındığında ortada iptal/itiraz davasına konu olabilecek nitelikte, kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlem bulunduğu sonucuna varıldığından, söz konusu işleme karşı dava yoluyla iptal/itiraz ve yeniden bedel tespiti istenebileceği kabul edilmesi gerekmektedir.
Öncelikle belirtilmelidir ki; arsa niteliğindeki taşınmazlara, banka alımları, açıkça muvazaalı satışlar, artık parsel satışları ve kamulaştırma alanlarındaki satışlar gibi özel amacı olanlar dışındaki satışlar, değerlendirme tarihinden öncesine ait olmaları şartıyla emsal alınmak suretiyle kıymet takdir edilmektedir. 07/03/2014 tarih ve 2014/474 sayılı haciz bildirisi ile haczedilen ... ili, ... ilçesi, ... köyü, ... mevkii, ... parselde kayıtlı taşınamaz, 2180 m2 alanlı bir tarladır. Davalı Kurum komisyonu tarafından düzenlenen 05/06/2014 tarihli kıymet takdir raporunda, taşınmaz değeri 435.000-TL. olarak belirlenmişken, mahkemece hükme esas alınan 11/06/2018 tarihli bilirkişi kurul raporunda söz konusu değer davanın ikame tarihi olan 14/08/2015 tarihi itibariyle 2.725.000-TL. olarak belirlenmiştir. Her iki raporda da denetime elverişli emsal değerlendirmesi yapılmadığı ve takdir edilen değerler arasında altı kattan fazla fark olduğu anlaşılmaktadır.