Maliye Postası Dergisi
GARANTİ KAPSAMINDA İFA EDİLEN TAMİR, BAKIM VE ONARIM İŞLERİNDE KDV
Danıştay Dördüncü Daire
Esas No : 2016/1464
Karar No : 2018/7266
İstemin Özeti : Davacı adına, 2010/12 dönemine ilişkin olarak ihtirazi kayıtla verilen katma değer vergisi beyannamesine istinaden yapılan tahakkuk işleminin kaldırılması istemiyle dava açılmıştır. İstanbul 9. Vergi Mahkemesinin 31/12/2012 gün ve E:2011/537, K:2012/3734 sayılı kararıyla; 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 10/a. maddesinin, teslim veya hizmetin yapılmasını ayrı bir vergiyi doğuran olay olarak hükme bağladığı, garanti edilen durumların sonradan ortaya çıkmasına bağlı olarak yapılacak teslim veya hizmetlere ilişkin olarak Kanunda herhangi bir istisna hükmünün bulunmadığı, öte yandan garanti hizmetlerinin mal bedeline dahil edilerek ithalat aşamasında ödendiği iddiasının ise davacı tarafından ispatlanması gerektiği, dolayısıyla tahakkukta hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararın, hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince dosya incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Davacı adına, 2010/12 dönemine ilişkin olarak ihtirazi kayıtla verilen katma değer vergisi beyannamesine istinaden yapılan tahakkuk işleminin kaldırılması istemiyle açılan davanın reddine dair Vergi Mahkemesi kararı temyiz edilmiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3. maddesinin (B) fıkrasında, vergilendirmede, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, gerçek mahiyetin yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği, vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık bulunmayan tanık ifadesinin ispatlama vasıtası olarak kullanılamayacağı, iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde, ispat külfetinin bunu iddia edene ait olduğu düzenlemesine yer verilmiştir.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun ‘’Verginin Konusunu Teşkil Eden İşlemler’’ başlıklı 1/1. maddesinde, Türkiye’de yapılan ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan emtia teslimi ve hizmet ifasının katma değer vergisine tabi bulunduğu, ‘’Hizmet Sayılan Haller’’ başlıklı 5. maddesinde, vergiye tabi bir hizmetten, işletme sahibinin, işletme personelinin veya diğer şahısların karşılıksız yararlandırılmasının hizmet sayılacağı düzenlenmiş olup, ‘’Emsal Bedeli ve Emsal Ücreti’’ başlıklı 27/1. maddesinde de, ‘’bedeli bulunmayan veya bilinmeyen işlemler ile bedelin mal, menfaat, hizmet gibi paradan başka değerler olması halinde matrah işlemin mahiyetine göre emsal bedeli veya emsal ücretidir.’ hükmüne yer verilmiştir.
Aynı Kanunun ‘’Vergiyi Doğuran Olayın Meydana Gelmesi’’ başlıklı 10. maddesinin (a) bendinde ise, mal teslimi veya hizmet ifası hallerinde, malın teslimi veya hizmetin yapılması anında vergiyi doğuran olayın gerçekleşeceği hükme bağlanmıştır.
Anılan hükümlerin birlikte değerlendirilmesinden, mal teslimi ve hizmet ifasının katma değer vergisinin konusuna girmesi için bu teslim ve hizmet ifasının mutlaka ticari, zirai ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılması gerekmektedir. Garanti kapsamında ifa edilen tamir, bakım ve onarım her ne kadar bir hizmet ifası olsa da, bedeli başlangıçta satılan emtianın satış fiyatı içinde maliyet bedeli olarak değerlendirilip, o malın satış fiyatının da buna göre belirlendiği durumlarda, ticari, zirai ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yeni bir mal teslimi ve hizmet ifası söz konusu olmadığından, bu türden hizmetlere katma değer vergisi uygulanmayacağı, dolayısıyla ticari her mal teslimi veya hizmet ifasının kendine özgü iktisadi, ticari ve teknik icaplarının bulunabileceği ve ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiği hususunun her türlü izahtan vareste olduğu görülmektedir.
Dava dosyasının incelenmesinden, davacı şirket tarafından yurt dışından ithal edilen araçların ithalatı esnasında garanti masrafları nedeniyle arttırılmış tutar üzerinden katma değer vergisi ödendiği, garanti kapsamında verilen hizmetlerden doğan garanti alacaklarının asıl sorumlusu olan ana üretici firmaya yansıtılmasına dair fatura düzenlenirken katma değer vergisi hesaplanmaması gerektiği iddialarıyla 2010/12 dönemine ilişkin olarak ihtirazi kayıtla verilen katma değer vergisi beyannamesine istinaden gerçekleştirilen tahakkuk işlemi dava konusu edilmiştir.
Bilindiği üzere, ticari hayatta imalatçı ya da bayilerce satışı yapılan mallar için belli sürelerle tamir garantisi verilmekte, garanti süresi dolmadan meydana gelen arızaların onarımı hizmeti karşılığında da herhangi bir bedel söz konusu olmamaktadır.