Maliye Postası Dergisi
FUTBOLDA LOCA VE KOMBİNE BİLET GİDERLERİNİN DURUMU
Ramazan AYDEMİR
Futbolda yeni sezon bilindiği üzere 2025 Ağustos ayı itibariyle başlayacaktır. Kulüpler forma satışı, kombine satışlar, loca satışları üzerinden önemli gelir sağlamayı hedeflemektedir. Taraftarlar da, forma, kulübe özel eşyalar, maç bileti, kombine bilet alarak veya loca kiralayarak tuttukları futbol kulüplerine destek olmaya çalışmaktadırlar.
Bu yazımızda, 2025 yılında futbolda sezonun başlamasına az bir süre kala, loca kiralamak isteyen mükelleflerin gider yönünden vergisel durumu irdelenecektir.
İLGİLİ MEVZUAT
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde kurumlar vergisinin, Kanunun 1 inci maddesinde yazılı mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ve safi kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
Bu hüküm uyarınca tespit edilecek kurum kazancından Kurumlar Vergisi Kanununun 8 inci maddesi ile Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinde safi kazancın tespitinde indirilecek giderler bentler halinde sayılmış olup, anılan maddenin (1) numaralı bendinde ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin safi kazancın tespitinde indirim konusu yapılabileceği hüküm altına alınmıştır.
Ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderler, Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarında sayılan kanunen kabul edilmeyen giderler dışında kalan ticari organizasyona bağlı olarak yapılan giderlerdir ve bunlara işletme gideri de denilebilir. Bir masrafın genel gider adı altında masraf yazılabilmesi için, genel giderlerin ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılmış olması, masrafla iş arasında açık, güçlü bir illiyet bağının mevcut olması, giderin keyfi olmaması ve masrafın işin önemi ölçüsünde yapılmış bulunması gerekmektedir.
Diğer taraftan ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi maksadıyla yapılan genel giderlerin indirim konusu yapılabilmesi için, söz konusu giderlerle kazancın elde edilmesi ve idamesi arasında doğrudan ve açık bir illiyet bağının bulunması gerekmekte olup bu mahiyette olmayan giderlerin ticari kazancın tespitinde indirim konusu yapılması mümkün değildir.
Diğer taraftan, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun; “Serbest Meslek Kazancının Tarifi” başlıklı 65 inci maddesinde ise; “Her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar serbest meslek kazancıdır.
Serbest meslek faaliyeti; sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır...” hükmü yer almıştır.
Aynı Kanunun “Serbest Meslek Kazancının Tespiti” başlıklı 67 nci maddesinin birinci fıkrasında; “Serbest meslek kazancı bir hesap dönemi içinde serbest meslek faaliyeti karşılığı olarak tahsil edilen para ve ayınlar ve diğer suretlerle sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerden bu faaliyet dolayısıyla yapılan giderler indirildikten sonra kalan farktır.” hükmüne yer verilmiştir.
Ayrıca anılan Kanunun “Mesleki Giderler” başlıklı 68 inci maddesinde de serbest meslek kazancının tespitinde hasılattan indirilecek giderler bentler halinde sayılmış olup, maddenin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde, mesleki kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için ödenen genel giderlerin serbest meslek kazancının tespitinde hasılattan indirileceği hükme bağlanmıştır.
Bununla birlikte 3065 sayılı KDV Kanununun;
1/1 inci maddesinde, Türkiye’de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV’ye tabi olduğu,
29/1 inci maddesinde, mükelleflerin yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan KDV’den faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV’yi indirebilecekleri,
30/d maddesinde, Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarına göre kazancın tespitinde indirimi kabul edilmeyen giderler dolayısıyla ödenen KDV’nin, mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan KDV’den indirilemeyeceği,
34/1 inci maddesinde, yurt içinden sağlanan veya ithal olunan mal ve hizmetlere ait KDV’nin, alış faturası veya benzeri vesikalar ve gümrük makbuzu üzerinden ayrıca gösterilmek ve bu vesikalar kanuni defterlere kaydedilmek şartıyla indirilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Konunun anlaşılabilir ve somut hale getirebilmesi amacıyla locaların kullanım amacına göre durumu aşağıda alt başlıklar halinde değerlendirilecektir.
Loca Kiralamaları
İş Amaçlı Loca Kiralamaları
Bir mükellef tarafından, spor kulüplerinden loca kiralama hizmet alımı yapılarak söz konusu locaların koltuklarının spor muhabirlerinin haber amacıyla kullanacağı düşünülmektedir.
Buna göre, mükellef tarafından spor kulübünden kiralanan stad locasının, spor muhabirleri tarafından işle ilgili haber amaçlı kullanacağı koltuk bedeli hizmetine ilişkin giderlerin Vergi Usul Kanununun 229 ve takip eden ilgili maddelerinde yer alan belgelerden biri ile tevsik edilmesi şartıyla, Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinin (1) numaralı bendi kapsamında kurum kazancının tespitinde gider olarak indirim konusu yapılması mümkündür.
Öte yandan, kiralanan stad locasının, işle ilgili haber amaçlı kullanılmayan koltuk bedeli hizmetine ilişkin giderlerin, kurum kazancının elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel gider olarak kabul edilemeyeceğinden, söz konusu ödemeler, safi kurum kazancının tespitinde gider olarak değerlendirilemeyecektir.
Diğer taraftan KDV yönünden ise, spor kulübünden gerçekleştirilen loca kiralama işlemine ilişkin giderlerin Kurumlar Vergisi Kanununa göre kurum kazancının tespitinde indirimi kabul edilen kısmına ilişkin KDV’nin mükellef tarafından indirim konusu yapılması mümkün bulunmakta olup kurum kazancının tespitinde indirimi kabul edilmeyen kısmına ilişkin KDV’nin ise indirim konusu yapılması mümkün değildir.
Temsil Ağırlama Amaçlı Loca Kiralamaları
