Korkmaz, söz konusu belgelendirme modeli sayesinde orijinali ile aynı kalitede üretim yapan yerli sanayicilerin ürünlerinin orijinal parça yerine kullanılacağını, bunun da otomotivde yan sanayiyi geliştireceğini kaydetti.

Korkmaz, şöyle anlattı: “Bir ürün Türkiye’de üretilip, orijinal parça olarak yurtdışına bir birime satılıyor. Aynı ürünün, Türkiye’ye geri döndüğünde bizim tüketicimize 4-5 birime satıldığını görüyoruz. Yani bizim ürünümüz, geri döndüğünde imalat maliyetimiz, hatta satış birim maliyetimizin dört katına çıktığını görüyoruz. Üstelik orijinal ürün diye adlandırdığımız ürünleri testlere tabi tuttuğumuzda, yerli imalatçılarımızın ürünleriyle aynı özelliklere sahip olduğunu görüyoruz. Bu problemleri ortadan kaldıracak yegâne unsur, eşdeğer parçaların orijinal parça gibi bir takım testlerden geçirilerek, testlerde orijinal parçanın verdiği sonuçları verip vermediğinin ölçülmesi ve belgelendirilmesidir. İşte bu eşdeğer parça belgelendirmesi sürecidir. Biz bu belgelendirme modeliyle otomotiv yedek parça üreticilerimize, kalitesi konusunda iddialı oldukları yedek parçaları, uluslararası alanda geçerli metodlarla test ederek orijinal parça değerinde olduğunu belgelendirme konusunda bir alan açmış olduk.”

Korkmaz, düzenlemeyle otomotiv yan sanayi ürünlerinin orijinal parçaya göre kalite ve standartlara uygunluğunun sağlanacağını kaydederek, “Şu anda yedek parça üreten yan sanayicilerimizin ürünleri test edilmiyor ya da kendi test imkânlarıyla test ediliyor. Bu anlamda onların imkânlarına göre bir kalite ortaya çıkıyor. Halbuki eşdeğer parça belgelendirmesi vasıtasıyla bağımsız bir kuruluş onları test etmiş ve kalite konusundaki seviyeleri bu sayede yukarı çekilmiş olacak. Aksi taktirde eşdeğer parça belgelendirmesine tabi olmayınca ürünü pazar bulamayacak” diye konuştu.

Araçlarda 30 binin üzerinde parça olduğuna dikkati çeken Korkmaz, Eşdeğer Parça Belgelendirmesi yönteminin Avrupa’da İspanya ve İtalya’da da uygulandığını kaydetti. Korkmaz, şöyle konuştu:

“TSE herhangi bir ürüne belge verdiği zaman, bu Avrupa’da olsun Amerika’da olsun, tanınırlığında problem yok. Ama eşdeğer parça ayrı bir konu, farklı yöntem kullanıyoruz. Ülkemizde TSE’nin metodları ve laboratuvar şartlarıyla, şu anda hiçbir teste tabi tutulmadan kullanılan yedek parçaların, orijinal parça değerleriyle yedek parçaların değerlerini karşılaştırıp, referans değerler elde edilip, yedek parçanın orijinal parça değerlerini karşılayıp karşılamadığına bakılıyor. Sonuç elde edildikten sonra belgelendiriliyor.”