Maliye Postası Dergisi
EMLAK VERGİSİ KANUNUNDA VERGİ AVANTAJINDAN YARARLANMA ŞARTLARI İLE DİĞER ÖNEMLİ KONULAR
Ümit MERT
GİRİŞ
Emlak vergisi Kanunu iki esas vergiden oluşmaktadır. Bunlar Bina Vergisi ve Arazi vergisidir. Kanun 3 kısımda bu iki vergi ile ilgili verginin konusu, muaflıklar, istisna halleri ve mükellefiyetinin başlangıcı ve verginin ödenmesi gibi konuları açıklamaya çalışmaktadır. Ancak 05/12/2019 tarihinde kanun sistematiğine uygun bir şekilde, emlak vergisi kanuna dördüncü kısım eklenmiştir. Söz konusu kısımda bina ve arazi vergisine ek olarak üçüncü bir vergi çeşidi olarak değerli konutlar vergisi girmiştir. Görüldüğü üzere emlak vergisi git gide önemi artmakta, iktidarlar tarafından çoğu ülkede önemli bir maliye politikası aracı olarak kullanılmakta ve kullanılmaya da devam edeceği görülmektedir.
Emlak Vergisi’nde vergiye konu olan servet unsurları; arsa, işyeri ve konutlardır. Bu servet unsurları eğer büyükşehir belediyesi sınırları içinde ise 1 kat artırımlı olarak Emlak Vergisi ödenmesi gerecektir. Ülkemizde konutlar için emlak vergisi oranı binde 1, işyerleri için binde 2, arsalar için binde 3 olarak uygulanacaktır.
Makalemizde aşağıdaki bölümde 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunun 8.maddesinde ihdas edilen Sıfır oranlı emlak vergisi avantajı ile ilgili olarak tereddüdü mucip görülen hususları, ülkemizde uygulamadan yararlanma hakkı olan milyonlarca emekli, ev hanımı, geliri olmayan, gazi ve engelli vatandaşlar için ve uygulamayla ilgili merakı olanlar için açıklamaya çalışacağız.
DEĞERLENDİRME
Sıfır oranlı emlak vergisi uygulaması esasen emlak vergisi kanunda yer alan muafiyet mekanizmasıdır. Konuyla ilgili olarak emlak vergisi kanunun 8.maddesi nispet aşağıdaki gibi ihdas edilmiştir.
“Bina vergisinin oranı meskenlerde binde bir, diğer binalarda ise binde ikidir. Bu oranlar, 5216 sayılı Kanunun uygulandığı büyük şehir belediye sınırları ve mücavir alanlar içinde % 100 artırımlı uygulanır. Cumhurbaşkanı, vergi oranlarını yarısına kadar indirmeye veya üç katına kadar artırmaya yetkilidir.
Cumhurbaşkanı, kendisine bakmakla mükellef kimsesi olup on sekiz yaşını doldurmamış olanlar hariç olmak üzere hiçbir geliri olmadığını belgeleyenlerin, gelirleri münhasıran kanunla kurulan sosyal güvenlik kurumlarından aldıkları aylıktan ibaret bulunanların, gazilerin, engellilerin, şehitlerin dul ve yetimlerinin Türkiye sınırları içinde brüt 200 m²’yi geçmeyen tek meskeni olması (intifa hakkına sahip olunması hali dahil) halinde, bu meskenlerine ait vergi oranlarını sıfıra kadar indirmeye yetkilidir. Bu hüküm, yukarıda belirtilenlerin tek meskene hisse ile sahip olmaları halinde hisselerine ait kısım hakkında da uygulanır. Muayyen zamanda dinlenme amacıyla kullanılan meskenler hakkında bu hüküm uygulanmaz. Geliri olmadığını belgelemenin usul ve esaslarını belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.”
Yukarıdaki bölümde de belirtildiği üzere kanunun 4. Maddesinde yer alan daimi muaflıklar ve 5.Maddesinde yer alan geçici muaflıklara ek olarak 8.madde içine bir takım muafiyet uygulamasının yıllar itibariyle eklendiği görülmektedir. Muafiyet, bazı şartları taşıyan maliklere uygulanmaktadır. Muafiyet koşullarını taşıyan kimselerin adlarına vergi çıkmaması için ilgili belediyeye müracaat etmeleri gerecektir. Müracaat esnasında ilgili belediyeye bir dilekçe verilmesi ve belediye tarafından şartların sağlandığının tespit edilmesi durumunda, müracaatın onaylanması durumunda malik hakkında sıfır oranlı emlak vergisi uygulanacaktır.
Kanun maddesinden anlaşılan o ki Vergi muafiyeti için ana kriterin brüt 200 metrekareyi geçmemek kaydıyla tek meskene sahip olma koşulu olduğu anlaşılıyor. Bu koşul bütün varyasyonlar için geçerli ana koşuldur. Bu koşul sağlanmaması durumda diğer koşullara bakmadan sıfır oranlı vergi avantajından aşağıda sayılan kişilerin yararlanamayacağını söyleyebiliriz.
Sıfır oranlı bina vergisi avantajından;
*Geliri sadece kanunla kurulan sosyal güvenlik kurumlarından, aldıkları emekli aylığından ibaret olanlar ile bunların dul ve yetimleri,
*Hiç bir geliri olmayan ev hanımları ve işsizler,
*Gaziler ile Şehit Yakınları,
*Engelliler,
Olduğu anlaşılmaktadır.
Uygulamadan yararlanacak kişileri, özellikli durumlaru, örnek olay ve özelgeler ışığında açıklayalım:
*Emekliler ve Hiçbir Geliri Olmayan Ev hanımları