Maliye Postası Dergisi
TEKNOPARK BÖLGESİNDE FAALİYET GÖSTEREN ŞİRKETLERİN AKADEMİSYENLERDEN ALDIKLARI DANIŞMANLIK VE PROJE HİZMETLERİNİN VERGİLENDİRİLMESİ
Mustafa ŞEN
1. Giriş
Uluslararası Bilim Parkları Derneği’nin (The International Association of Science Parks, IASP) tanımına göre teknoparklar; ana amacı, bünyesindeki bilgi tabanlı firmaların, yenilikçilik (inovasyon) ve rekabetçilik kültürünü destekleyerek ve öne çıkararak toplumun zenginliğini artırmak olan, uzmanlaşmış profesyonellerce yönetilen bir girişimdir. Bu amaçların sağlanabilmesi için bir teknopark; üniversiteler, AR-GE kuruluşları, firmalar ve pazar arasında bilgi ve teknoloji akışını yönetir ve teşvik eder; kuluçka merkezleri yardımıyla yenilikçi firmaların oluşmasını ve büyümesini kolaylaştırır; yüksek kalitede mekân ve olanaklar sağlar ve diğer katma değerli hizmetleri sunar.
Teknoparkta faaliyet yürüten firmaların en önemli çıktıları, yürüttükleri projelerden elde ettikleri sonuçlardır. Bu projelerin hazırlanması ve uygulanması sürecinde üniversitelerde çalışan konusunda uzman akademik personelden alınan hizmetlerin ilişkin ödemelerde gelir vergisi hesaplarken her proje için ayrı gelir vergisi mi yoksa tüm projeler için kümülatif gelir vergisi matrahının oluşturulup, kümülatif gelir vergisi matrahına göre gelir vergisi hesaplanması konusunda yaşanan tereddütlerin giderilmesi adına bu çalışmamız kaleme alınmıştır.
2. Teknopark Bölgesi
Günümüzde bir ülkenin küresel rekabet edebilirlik düzeyi, o ülkenin ‘yeni bilgi’ üretebilme kapasitesi ve ‘teknolojik gelişimi’ ile doğru orantılıdır. Yeni bilgi ile teknolojik uygulamanın aynı çatı altında toplandığı Üniversite-Sanayi İş Birliği Modeli, ülkelerin teknoloji tabanlı kalkınmasına doğrudan etkileri kanıtlanmış dünya çapında bir modeldir. Temel amacı bünyesindeki bilgi tabanlı şirketlerin, yenilikçilik (inovasyon) ve rekabetçilik kültürünü destekleyerek toplumun zenginliğini artırmak olan teknoparklar; üniversiteler, AR-GE kuruluşları, firmalar ve pazar arasında bilgi ve teknoloji akışını yönetip ve teşvik etmektedir. Barındırdıkları kuluçka merkezleri yardımıyla yenilikçi firmaların oluşmasını ve büyümesini de kolaylaştıran Teknoparklar bu şirketlere yüksek kalitede mekânlar sağlamakta ve katma değerli hizmetler sunmaktadır.
Teknopark, diğer adı ile Teknokent, 1950’li yıllarda Amerika Birleşik Devletleri’nde kurulan Silikon Vadisi ile ortaya çıkan bir modeldir. Bu model, Dünya genelinde Üniversite Sanayi İşbirliğini sağlama konusundaki en başarılı model olarak öne çıkarken, günümüzde de pek çok sanayileşmiş ülke teknoparkları teknoloji ve ekonominin gelişmesinde en önemli araç olduklarını düşünmektedirler. Amerika Birleşik Devletleri, Fransa, İngiltere, Japonya, Çin, Güney Kore, Hindistan, İsrail, Finlandiya ve benzeri gibi pek çok ülke, üretim ve hizmet sektörlerinde ürettikleri katma değerin önemli bir bölümünün teknoparkların bünyesinde yürütülen Ar - Ge çalışmalarının sayesinde olduğunu söylemektedirler. Büyüklüğüne, işlevine, yapısına, bulunduğu ülkeye ve çeşitli nedenlere bağlı olarak teknoparklar farklı isimler alabilmektedirler. Bu isimler; bilim parkı, araştırma parkı, endüstri parkı, teknokent, teknopolis ve benzeri isimlerdir.
2001 yılında 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu ile yasal zemine kavuşan Teknoloji Geliştirme Bölgeleri; üniversiteleri, araştırmacıları, iş dünyasını bir araya getirerek, teknoloji üretimi ve ürünlerin ticarileşmesine izin vermektedir. 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu’ndaki tanıma göre Teknoloji Geliştirme Bölgesi, yüksek/ileri teknoloji kullanan ya da yeni teknolojilere yönelik firmaların, belirli bir üniversite veya yüksek teknoloji enstitüsü ya da AR-GE merkezi veya enstitüsünün olanaklarından yararlanarak teknoloji veya yazılım ürettikleri/geliştirdikleri, teknolojik bir buluşu ticari bir ürün, yöntem veya hizmet haline dönüştürmek için faaliyet gösterdikleri ve bu yolla bölgenin kalkınmasına katkıda bulundukları, aynı üniversite, yüksek teknoloji enstitüsü ya da AR-GE merkez veya enstitüsü alanı içinde veya yakınında; akademik, ekonomik ve sosyal yapının bütünleştiği siteyi veya bu özelliklere sahip teknoparkı ifade eder.
4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu kapsamında teknoparkların bünyesinde bulunan projeler aşağıdaki konularda muafiyete sahip olmaktadırlar;
Kurumlar Vergisi Teşviki
Ücret Damga Vergisi Teşviki
Gelir Vergisi Stopajı
KDV İstisnası
Sigorta Prim Desteği
Teknopark ve benzerleri genelde merkezî bir yönetim yapısına sahiptirler. Tipik olarak parktaki kurum ve şirketler ürün geliştirme ve yenilik yapmaya odaklıdırlar. Buna karşın sanayi siteleri imalata yoğunlaşmıştır, “iş parkları” ise idarecilik işlevlerine ağırlık verir. Teknoparklar küresel çapta “Bilgi Ekonomisi”‘nin altyapısını oluşturan; İnovasyonunu, teknolojinin ticarileştirilmesinde devletler, üniversiteler, özel girişimlerin birlikte hareket etmesini sağlamaktadır. Bu parklar, binalar için bir arazi sağlamanın yanı sıra, bazı ortak kaynaklar sunar: kesintisiz elektrik, telekomünikasyon santralleri, resepsiyon ve güvenlik hizmetleri, idare ofisleri, lokantalar, banka şubeleri, toplantı merkezi, otopark, toplu ulaşım araçları, eğlence ve spor tesisleri gibi. Bu bakımdan parklar, kiralık mekânlardan daha avantajlıdır, çünkü bu hizmetlerin masraflarının paylaşılmasını sağlarlar.
3. Teknopark Bölgesinde Faaliyet Gösteren Şirketlerin Akademisyenlerden Aldıkları Danışmanlık ve Proje Hizmetleri