Maliye Postası Dergisi
DEVREDEN KDV İÇİN ÖZELLİK ARZ EDEN DURUMLAR
3065 Sayılı KDV Kanunu 29/2 maddesine göre mükellefler mal teslimi ve/vaya hizmet ifası üzerinden hesaplayacakları KDV’den kendilerine yapılan mal teslimi ve/veya hizmet ifalarına ait KDV’yi indirebileceklerdir. Yani mükellefler ödediği KDV’yi önce tahsil ettiği KDV’den mahsup edip eğer fark doğuyorsa bu farkı devreden KDV veya ödenecek KDV olarak değerlendirecektir. Bu fark tahsil ettiği KDV’nin büyük olmasından kaynaklanıyorsa ödenecek KDV ,ödediği KDV’nin büyük olmasından kaynaklanıyorsa devreden KDV olarak bir sonraki aya devredecektir. İşletmelerde sürekli devreden KDV çıkması yani ödediği KDV’yi indirim konusu yapamaması işletme için yük oluşturmaktadır. Aynı Kanunun 58 inci maddesinde de mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan KDV ile mükellefçe indirilebilecek KDV' nin, gelir ve kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider olarak kabul edilmeyeceği hükmüne yer verilmiştir. Bu işletmeler tarafından ilave bir maliyet gibi görünmektedir.
İŞLETMELERİN TASFİYESİ DURUMUNDA DEVREDEN KDV
5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu 17/1-a. maddesin de ; “Tasfiye, kurumun tasfiyeye girmesine ilişkin genel kurul kararının tescil edildiği tarihte başlar ve tasfiye kararının tescil edildiği tarihte sona erer. Başlangıç tarihinden aynı takvim yılı sonuna kadar olan dönem ile bu dönemden sonraki her takvim yılı ve tasfiyenin sona erdiği dönem için ilgili takvim yılı başından tasfiyenin bitiş tarihine kadar olan dönem bağımsız bir tasfiye dönemi sayılır.” olarak belirtilmiştir.
Tasfiyeye giren şirketinizin mevcutlarını işi terkten önce satış v.b. yollarla tasfiye ettiği takdirde teslim bedeli üzerinden, mevcutlar tasfiye edilmemişse işletmeden çekiş göstererek emsal bedeli üzerinden KDV hesaplayıp beyan etmesi gerekmektedir. Hesaplanan bu vergilere rağmen indirilemeyen bir tutarın kalması halinde, söz konusu tutarın iadesi söz konusu olmayacaktır.
Dolayısıyla, tasfiyeye giren şirketinizin tasfiye sonucunda devreden KDV'sinin bulunması halinde indirim imkanı kalmayan bu tutarın, kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır. Ancak, bu tutarın gider olarak indirilmesi sonucu tasfiye sonucu zarar oluşması ve söz konusu zararın geçmiş yıllar kârından mahsup edilmesi durumunda ise geçmiş yıl kârlarının ortaklara dağıtıldığı kabul edilerek gelir vergisi stopajı yapılması gerekecektir.(1) Şeklinde ifade edilmiştir.
İŞLETMELERİN BÖLÜNMESİ/DEVREDİLMESİ DURUMUNDA DEVREDEN KDV’NİN DURUMU