Maliye Postası Dergisi
DEĞERSİZ ALACAKLARA İLİŞKİN KDV’NİN İNDİRİMİ
Kubilay TÜRKŞEN
1-GİRİŞ
Ticari ve zirai kazançta elde etme tahakkuk esasına bağlandığı için alacak halinde olan hasılat tutarı da dönem kazancına dahil edilir. Ancak alacakların tahsili her zaman tam olarak gerçekleşmeyebilir. Bu nedenle VUK’un 323. maddesinde yapılan düzenlemeyle, tahsili şüpheli hale gelen alacakların karşılık ayrılmak suretiyle gider yazılması kabul edilmiştir. VUK’un 323. maddesinde ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesiyle ilgili olmak şartıyla; dava veya icra safhasında bulunan alacaklarla, yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş bulunan dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük alacakların şüpheli alacak sayılacağı, şüpheli alacaklar için değerleme gününün tasarruf değerine göre pasifte karşılık ayrılabileceği hükme bağlanmıştır. Şüpheli alacaklar için karşılık ayrılması sadece bilanço esasına göre defter tutan mükelleflere tanınmış bir olanaktır.
Ticari ve zirai kazançta elde etmenin tahakkuk esasına bağlanmasının sonucu olarak VUK’da yer verilen bir diğer müessesede değersiz alacak uygulamasıdır. Değersiz alacaklarVUK’un 322. maddesinde kazai bir hükme veya kanaat verici bir vesikaya göre tahsiline imkan kalmayan alacaklar olarak tanımlanmıştır. Değersiz alacaklar, bu mahiyete girdikleri tarihte tasarruf değerlerini kaybederler ve mukayyet kıymetleriyle gider kaydedilmek suretiyle yok edilirler.
Değersiz alacaklar bilanço ve işletme hesabı esasına göre defter tutan ticari ve zirai kazanç sahiplerince gider olarak kaydedilebilir. Daha önce, şüpheli hale gelip karşılık ayrılmak suretiyle gider olarak kaydedilen alacaklar, bilahare değersiz alacak haline dönüşürse; değersiz hale gelen alacak tutarının, şüpheli alacak karşılığı hesabına borç, şüpheli alacak hesabına alacak olarak kaydedilmek suretiyle kayıtlardan çıkarılması yeterlidir.
Şüpheli hale gelen alacakların katma değer vergisini de kapsaması halinde bir başka ifade ile KDV alacağının da şüpheli hale geldiği durumda, KDV alacağı içinde karşılık ayrılıp ayrılmayacağı hususu tartışma konusu olmuş ve Maliye Bakanlığı konu ile ilgili olarak 334 Sıra No.lu KDV Genel Tebliğinde aşağıdaki açıklamayı yapmıştır.
“Bakanlığımıza yansıyan olaylardan, kredili mal veya hizmet satışları üzerinden hesaplanan katma değer vergisinin tahsilinin şüpheli hale geldiği durumda karşılık ayrılıp ayrılamayacağı hususunda tereddüde düşüldüğü görülmüştür.
Vergi Usul Kanununun 323 üncü maddesinde bir alacağın şüpheli alacak olarak değerlendirilmesinde aranılan şartlar gösterilmiştir.
Katma değer vergisi, ekonomik faaliyetlerin doğal bir sonucu olarak ortaya çıkan ve işletmenin alışları sırasında ödediği, işletme alacaklarının bir unsurunu teşkil eden ve doğrudan doğruya mal (veya hizmet) tesliminden (veya ifasından) kaynaklanan bir alacaktır.
Bu itibarla, katma değer vergisinden kaynaklanan alacak için şüpheli alacak karşılığı ayrılabilmesi; yukarıdaki madde hükmünde yer alan şartların mevcut olması, alacağın ilgili dönemin kayıtlarına girmesi ve katma değer vergisi beyannamelerinde beyan edilmesi halinde mümkün olacaktır.”
Görüldüğü üzere Maliye Bakanlığı tahsili şüpheli hale gelen katma değer vergisi için karşılık ayrılabileceğini açıklamış ancak karşılık ayrılmasını;VUK’un 323. maddesinde yer alan şartların mevcut olması, alacağın ilgili dönemin kayıtlarına girmesi, alacağın katma değer vergisi beyannamelerinde beyan edilmesi, koşullarına bağlamıştır.
KDV için şüpheli alacak karşılığı ayrılabileceğinin kabulü ile değersiz alacak olarak gider kaydı da mümkün hale gelmiştir. Bunun için; KDV’den kaynaklanan alacağın tahsilinin imkansız hale geldiğinin kanaat verici bir vesika veya kazai bir hükümle ispat edilmesi yanında, alacağın ilgili dönemin kayıtlarına girmesi ve katma değer vergisi beyannamelerinde beyan edilmesi koşulları da mevcut olmalıdır.
Bir alacağın şüpheli alacak karşılığı ayrılarak veya değersiz alacak olarak gider kaydı,ticari işle veya işletmeyle ilgili olmasına bağlıdır. Alacak işletmenin normal ve mutat olarak yaptığı faaliyetleri sonucunda doğmalı ve daha açık bir ifade ile işletme karının oluşumuna etkide bulunmuş olmalıdır.
2-DEĞERSİZ ALACAKLAR
Değersiz alacaklar VUK’un 322. maddesinde kazai bir hükme veya kanaat verici bir vesikaya göre tahsiline imkan kalmayan alacaklar olarak tanımlanmıştır. Değersiz alacaklar, bu mahiyete girdikleri tarihte tasarruf değerlerini kaybederler ve mukayyet kıymetleriyle gider kaydedilmek suretiyle yok edilirler.
Alacağın değersiz olarak kabulü için kazai bir hükme veya kanaat vericibir vesikaya göre tahsili imkansız hale gelmelidir. Kazai bir hükümden maksat, alacağın tahsil edilme olanağının tamamen ortadan kalktığını hükme bağlayan bir mahkeme kararının varlığıdır. Alacağın tahsili için kanuni yollara başvurulup, icra takibi yapılmasına rağmen, bu başvuru ve takipler sonucunda alacağın ödenmeyeceği veya paranın talep edilmesinin olanaksız olduğu bir mahkeme kararı ile tespit edilmişse alacak değersiz hale gelmiştir. Kanaat verici bir vesikadan ne anlaşılması gerektiği hususunda ise; kanunda yeterli açıklık bulunmamaktadır. Bu durum, değersiz alacak uygulamasının kapsamını genişletmekle beraber, kanaat verici bir vesikadan söz edebilmek için tahsil olanaksızlığını gösteren bir delilin varlığı şarttır. Ancak bu konuda her belge ve olayın ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekir. Uygulamada aşağıdaki belgeler kanaat verici vesikalara örnek olarak sayılabilir:
- Konkordato Anlaşması (anlaşma ile alacaklının borçluyu ibra ettiği tutar),
- Alacaktan vazgeçildiğini gösteren mahkeme tutanağı,
- Malvarlığı bulunmayan borçlunun öldüğünü ve mirasçıların mirası reddettiğini gösteren belgeler,
- Borçlunun memleketi terk ettiği ve hacze kabil mal varlığı bulunmadığını gösteren belgeler,
- Borçlu aleyhine açılan davanın borçlu lehine sonuçlandığını gösteren mahkeme kararı,
- Borçlunun adresinin bulunamaması ve bu nedenle icra takibi dosyasının kapatılmış olması,
- Sulh anlaşması ile alacaklının alacağından vazgeçtiğini gösteren belgeler. Alacaklının tek taraflı irade beyanı ile alacaktan vazgeçmesi hali değersiz alacak yazma açısından yeterli kabul edilmemektedir (VUK md. 325). Bu anlaşmanın karşılıklı irade beyanı ile gerçekleşmesi gerekmektedir.
3-DEĞERSİZ ALACAKLARA İLİŞKİN KDV’NİN İNDİRİMİ