Maliye Postası Dergisi
DAR MÜKELLEFİYET KAPSAMINDA OLANLARIN, VERGİ KANUNLARI VE SOSYAL SİGORTALAR KANUNU AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ
Mustafa GÜNŞEN
Dar ve tam mükellefiyeti açıklamak gerekirse GVK.nun 3, 4, 5 ve 6 . maddeleri ile dar ve tam kurumlar vergisi mükelleflerini ise Kurumlar Vergisi kanununun 3. Maddesini incelemek gerekmektedir. Öncelikle bir mükellefiyetin tam mükellefiyet veya dar mükellefiyet kapsamında olması Türkiye'de yerleşmesine bağlıdır. Türkiye'de yerleşme demek ise bir takvim yılı içinde altı aydan fazla oturanlar gelir vergisi kanununun 4. Maddesinin 2. Nolu fıkrasında tanımlanmıştır.Bu nedenle de Türkiye'de bu madde hükmü kapsamında yerleşik olanlar gelir vergisi kanununun 3. Maddesine göre de tam mükellef kapsamında değerlendirilmektedir.
Dar mükellef tanımını yapmak gerekirse Türkiye'de yerleşmiş olmayan gerçek kişilerin sadece Türkiye de elde ettikleri kazanç veya iratlar üzerinden vergilendirilmesi Gelir Vergisi Kanunun 6. Maddesinde dar mükellefiyet olarak tanımlanmıştır. Gelir ve Kurumlar vergisi hükümlerine göre tam ve dar mükellefiyet konusunu inceledikten sonra, Türkiye'de faaliyet gösteren dar mükellef kapsamında olanların herhangi bir hizmet akdine bağlı olmaksızın kendi nam ve hesaplarına bağımsız olarak ticari, serbest meslek kazancı olanlar yine 5510 Sayılı Kanununun 4. Maddesinin (b) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar kapsamında sayılacaklar mıdır? Veya Türkiye’de yerleşmeyen dar mükellef kapsamındaki kişilerin Türkiye’de ücret karşılığı ve bir işverene bağlı olarak hizmet akdine dayalı çalışması 5510 Sayılı Kanunun 4. Maddesindeki sigortalı sayılacak mıdır?
Bunun cevabı ise dar Mükellef kapsamında olan yani Türkiye’de yerleşmeyen kişilerin hizmet akdi ile bir veya birden fazla işverene bağlı olarak ücret karşılığı hizmet vermesi 4/a . Maddenin alt bölüm (c) fıkrasına göre sigortalı sayılacağı belirtilse de bu kişilerin elde edeceği ücretin vergilendirilmesi de incelenirse hizmetin Türkiye’de ifa edilmesi veya Türkiye’de değerlendirilmesi gerekeceğinden hem Gelir Vergisi Kanununun 94. maddesindeki stopaj ve beyanı açısından hem de 101. Maddesindeki münferit beyan şartına tabi olmadıklarından sadece Türkiye'deki ücret karşılığı çalışmaları Mütekabiliyet esasına dayalı olarak Uluslararası Sosyal Güvenlik sözleşmesi yapılmış ülke uyruğunda olanlar hariç olmak üzere hizmet akdine tabi çalışan yabancı uyruklu kişileri sigortalı saymıştır.
Kendi nam ve hesabına çalışan dar mükellef kapsamındaki kişileri ise Sigortalı Sayılmayanlar başlıklı 6. Maddenin e fıkrasına hem de Sosyal Sigortalar Yönetmeliğinin 10. Maddesinin (d) bendine göre Uluslararası Sosyal Güvenlik Sözleşmeleri hükümleri saklı kalmak kaydıyla yabancı bir ülkede kurulu herhangi bir kuruluş tarafından üç ayı geçmemek üzere bir iş için gönderilen ve yabancı ülkede sosyal sigortaya tabi olduğunu belgeleyenler kişiler ile Türkiye de kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan yurt dışında ikamet eden ve o ülke kapsamında sosyal güvenlik mevzuatına tabi olanların 4/b kapsamında sigortalı sayılmayacakları belirtilmiştir. Burada dikkat edilmesi gereken konu söz konusu kişilerin yabancı ülkede sosyal güvenlik kurumuna tabi olduğunu belgeleyememesi halinde ve yine yurt dışında ikamet etmemesi halinde yani, Türkiye de yerleşmiş tam mükellefiyet kapsamındaki kişilerin kendi nam ve hesabına faaliyet göstermesi halinde 4/b kapsamında sigortalı sayılacağını düşünüyorum.