Maliye Postası Dergisi
“ÇOCUK” VEYA “KÜÇÜK ÇOCUK” TABİRLERİNDEN NE ANLAŞILMASI GEREKTİĞİ
Mehmet AKARSLAN
GİRİŞ
“Çocuk tanımı” 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun uygulamasında; vergiden muaf esnaf olmaya ilişkin ölçülerin tespiti, safi ücretin belirlenmesi, istisnalardan ve muafiyetlerden faydalanma, engellilik indirimi tutarının hesabı, basit usule tabi olmaya ilişkin genel şartlar, kazancı basit usulde tespit edilen işletmelerin devrinde aranılan şartlar, zirai kazanç işletme büyüklüğü ölçüsünün belirlenmesi, indirilecek sigorta primi tutarlarının tespiti, eğitim ve sağlık giderleri tutarlarının hesaplanması, kabul edilmeyen giderler gibi gelir vergisi matrahının belirlenmesine doğrudan veya dolaylı olarak etki etmektedir.
Gelir Vergisi Kanununun bazı maddelerinde “çocuk” tabiri kullanılırken(1) bazı madde hükümlerinde “küçük çocuk” tabirine yer verildiği(2) görülmektedir. Bazı maddelerin de ise bir fıkrasında “çocuk” tabirine yer verilirken aynı maddenin başka bir fıkrasında veya bendinde ise “küçük çocuk” tabiri ile hüküm ihdas edildiği görülmektedir(3).
22/12/2021 tarihli ve 7349 sayılı Kanunun 3 üncü maddesiyle Gelir Vergisi Kanununun 32 nci maddesinin yürürlükten kaldırılmasıyla Gelir Vergisi Kanununda “çocuk” tabirini tanımlayan bir hüküm kalmamıştır. Ayrıca, bazı maddelerde yer alan “küçük çocuk” tabirinden de ne anlaşılması gerektiği konusunda bir hüküm veya gerekçelerde bir açıklama bulunmamaktadır.
Orta vadeli Program (2024-2026)(4) ve benzeri konuda ilgili Bakanların beyanatlarından(5) Gelir, Kurumlar, Katma Değer Vergileri Kanunları ile Vergi Usul Kanununun, güncellenmesinin hayata geçirileceği anlaşılmaktadır. Bu güncellemeler kapsamında Gelir Vergisi Kanununda çocuk tabirinin neyi ifade ettiği hususuna da yer verilmesi gerektiği değerlendirilmektedir.
KANUNLARDA ÇOCUK TABİRİNE YER VERİLEN HÜKÜMLER
3/6/1949 TARİHLİ VE 5421 SAYILI GELİR VERGİSİ KANUNU
5421 sayılı Kanun, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ile 1/1/1961 tarihinden geçerli olmak üzere yürürlükten kaldırılmıştır. Yürürlükte bulunduğu dönemlerde Kanunda yer alan çocuk tabirine aşağıda yer verilmiştir.
Madde 34 “Çocuk tabiri, mükellefle birlikte oturan veya mükellef tarafından bakılan (nafaka verilmek suretiyle bakılanlar dahil) 18 yaşını veya tahsilde olup 25 yaşını doldurmamış evlâtları (evlât edinilenler dahil) ifade eder.
Daimî maluliyete duçar olduğu resmî bir hastanenin heyeti sıhhiyesi raporuyla tevsik olunan muhtaç evlâtlar hakkında yaş haddine bakılmaz.”
31/12/1960 TARİHLİ VE 193 SAYILI GELİR VERGİSİ KANUNU
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun ilk metninde yer alan çocuk tabiri
Kanunun ilk metninde yer verilen aşağıdaki hüküm, 27/12/1980 tarih ve 17203 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2361 sayılı Kanun ile değişikliğe uğramıştır. Bu hüküm 4/12/1985 tarihli ve 3239 sayılı Kanunun 138/b maddesiyle de yürürlükten kaldırılmıştır.
Madde 33 - “Yukardaki maddelerde sözü edilen çocuk tabiri, mükellefle birlikte oturan veya mükellef tarafından bakılan (Nafaka verilmek suretiyle bakılanlar dâhil) 18 yaşını veya tahsilde olup 25 yaşını doldurmamış evlâtları ( Evlât edinilenler dâhil ) ifade eder.
Nafakanın ana ve babaya müştereken tahmil edilmesi halinde, çocuk, bunlardan hangisinin velâyeti altında ise onun indirim haddinin tâyininde nazara alınır.
Daimi mâlûliyete düçar olduğu resmi bir hastanenin heyeti sıhhiyesi raporuyla tevsik olunan muhtaç evlâtlar hakkında yaş haddine bakılmaz.”
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun asgari geçim indirimini düzenleyen 32 nci maddesinde yer alan çocuk tabiri
28/3/2007 Tarihli ve 5615 sayılı Kanunun 2 nci maddesiyle yeniden düzenlenen 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun asgari geçim indirimini düzenleyen 32 nci maddesinde yer alan çocuk tabiri hükmü (aşağıdaki hüküm) 22/12/2021 tarihli ve 7349 sayılı Kanunun 3 ücü maddesiyle yürürlükten kaldırılmıştır. Böylece Gelir Vergisi Kanununda “çocuk” tabirinden ne anlaşılması gerektiği yönünde hiç hüküm kalmamıştır.
Madde 32 “İndirimin uygulamasında “çocuk” tabiri, mükellefle birlikte oturan veya mükellef tarafından bakılan (nafaka verilenler, evlat edinilenler ile ana veya babasını kaybetmiş torunlardan mükellefle birlikte oturanlar dâhil) 18 yaşını veya tahsilde olup 25 yaşını doldurmamış çocukları, “eş” tabiri ise, aralarında yasal evlilik bağı bulunan kişileri ifade eder.”
BAŞBAKANLIĞA GÖNDERİLEN GELİR VERGİSİ KANUNU TASARISI TASLAKLARI
27/5/2013 Tarihli Gelir Vergisi Kanunu Tasarısı Taslağı
Bu taslakta, gerçek kişilerin gelirleri ile kurumların kazançları üzerinden alınan gelir vergisine ilişkin usul ve esasları düzenlenmiştir. Yani bu taslak Gelir Vergisi ile Kurumlar vergisinin bileştirilmiş halini içermektedir.
Bu taslağın 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (ğ) bendinde; “ğ) Çocuk: Mükellefle birlikte oturan veya mükellef tarafından bakılan (nafaka verilenler ve evlat edinilenler ile vesayeti altında bulunmak şartıyla ana veya babasını kaybetmiş torun ya da kendisinin veya eşinin kardeşi veya kardeşinin çocuklarından mükellefle birlikte oturanlar dâhil) 18 yaşını veya tahsilde olup 25 yaşını doldurmamış olanlar ve yaşı ne olursa olsun çalışma gücünün asgarî % 60’ını kaybettiği resmi kurumlardan alınan raporla tevsik edilenleri,” ifade edeceği belirtilmiştir.(6)
12/6/2017 Tarihli Gelir Vergisi Kanunu Tasarısı Taslağı
Bu Tasarıyla 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ile 13/6/2006 tarihli ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu dört kitaptan oluşan tek bir kanun haline getirilmektedir. Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarını tek bir kanun halinde birleştiren bir metindir.
Madde 2- … “b) Çocuk: Mükellefle birlikte oturan veya mükellef tarafından bakılan (nafaka verilenler ve evlat edinilenler ile mükellefle birlikte oturan; ana veya babasını kaybetmiş torunlar ve vesayeti altında bulunmak şartıyla kendisinin veya eşinin kardeşi, kendisinin veya eşinin kardeşlerinin çocukları dahil) onsekiz yaşını veya tahsilde olup yirmibeş yaşını doldurmamış olan (Bu Kanunda belirtilen esaslara göre engellilik indiriminden faydalanılan çocuklar için yaş sınırı aranmaz.) çocukları,” ifade etmektedir(7)
Başbakanlığa gönderilen bu Tasarısı Taslağının 2 nci maddesinde; çocuk tabiri sosyal gerekçelerle tanımlanmakta, nafaka verilenler, evlat edinilenler, mükellefle birlikte oturmak şartıyla ana veya babasını kaybetmiş torunlar ya da vesayeti altında bulunmak şartıyla mükellefin veya eşinin kardeşleri veya bunların çocukları da Kanunun uygulamasında çocuk olarak kabul edilmektedir. Ayrıca, sosyal güvenlik mevzuatına uyumluluk açısından engellilik indiriminden faydalanılan çocuklarda yaş sınırının aranmayacağı hususu ifade edilmektedir.
GENEL TEBLİĞLER VE SİRKÜLERDE YER ALAN DÜZENLEMELER