Maliye Postası Dergisi
ÇALIŞMA SÜRELERİNDE DENKLEŞTİRME
Erol GÜNER
I.GİRİŞ:
Mülga 1475 sayılı Kanununda haftalık çalışma süresinin haftanın günlerine eşit olarak bölünmemesini kararlaştırmak bazı istisnalar dışında (Haftalık iş Günlerine Bölünemeyen Çalışma Süreleri Yönetmeliğinde öngörülenler) mümkün değildi. 4857 sayılı Kanun ILO’nun bu alandaki sistemini benimseyerek esnek çalışmayı ve bununla bağlantılı olarak denkleştirme uygulamasını düzenlemeler içine almıştır.
4857 sayılı İş Kanunun ile getirilen denkleştirme uygulaması çalışma hayatında olumlu sonuçlar vermektedir. İşçiler işin yoğun olduğu zamanlarda biraz fazla, yoğunluğun nispeten azaldığı zamanlarda da fazla çalıştıkları süre miktarınca az çalışmakta kanunun ifadesiyle çalışmalarını denkleştirmektedir.
Denkleştirme ile haftalık çalışma süresinin iş günlerine eşit ölçüde bölünmesi kuralına esneklik getirilmekte, sözleşmelerle haftalık normal çalışma süresinin işyerinde haftanın çalışılan günlerine farklı bir şekilde dağıtılabileceği kabul edilmektedir. Bu arada işçilerin sağlıklarını korumak amacıyla, Avrupa Birliği’nin değişik 23.11.1993 tarih ve 93/104 sayılı Direktifi’ ne uygun olarak, 24 saat içinde işçiye kesintisiz 11 saatlik bir dinlenme olanağı sağlayacak şekilde günlük çalışma süresinin bir işçi için en fazla ara dinlenmeleri hariç 11 saat olacağı da düzenlenmiştir.
Genel anlamda iş süresi 4857 sayılı İş Yasası’nın 63. maddesinde ve bu maddeye dayanılarak çıkarılan Çalışma Süreleri Yönetmeliği’nde düzenlenmiştir. Yönetmelikte denkleştirme esasına göre çalışma şeklinin nasıl uygulanacağı düzenlenmiştir.
854 sayılı Deniz İş Yasası ile 5953 sayılı Basın İş Yasasında denkleştirme ile ilgili düzenleme bulunmamaktadır.
Makalemizde 4857 sayılı İş Kanunu ve ilgili yönetmelikler bağlamında denkleştirme uygulamasının usul ve esaslarını incelemeye çalışacağız.
II. YASAL DÜZENLEME:
İş Kanununun 63 ve devamı maddelerinde çalışma süreleri ayrıntılı bir şekilde düzenlenmiş ancak çalışma süresinin tanımına yer verilmemiştir. Buna karşılık, İş Kanununa İlişkin Çalışma Süreleri Yönetmeliğinin 3. maddesine göre “Çalışma süresi, işçinin çalıştırıldığı işte geçirdiği süredir. İş Kanununun 66.maddesinin birinci fıkrasında yazılı süreler de çalışma süresinden sayılır”.
O halde, her şeyden önce çalışma süresi, işçinin çalıştırıldığı işte geçirdiği süre diğer deyişle fiili çalışma süresidir. Ancak İş Kanununun 66. ve adı geçen Yönetmeliğin 3. maddesi gereğince işçinin işinde fiilen çalışarak geçirdiği sürelerin dışında kalan “çalışma süresinden sayılan haller” diğer deyişle farazi çalışma süreleri de iş süresinden sayılmıştır.
Hukukumuzda normal çalışma süresi İş Kanununun 63. maddesinde düzenlenmiştir. Anılan hükme göre “Genel bakımdan çalışma süresi haftada en çok kırkbeş saattir. Aksi kararlaştırılmamışsa bu süre, işyerlerinde haftanın çalışılan günlerine eşit ölçüde bölünerek uygulanır”.
Kanun, en çok 45 saat demekle 45 saatin üstünde çalışmaya izin vermemekte, ancak bunun altında çalışma sürelerinin düzenlenebileceğini kabul etmektedir. Uygulamada bazı iş yerlerinde 43, hatta 40 saat gibi daha az haftalık çalışma süresinin düzenlendiği görülmektedir. Ancak Kanun, günlük veya haftalık çalışma sürelerinin daha aşağıya indirilmesi halinde, işçinin ücretinden eksiltme yapılamayacağını hükme bağlamaktadır (İş K. 62). Buna karşılık, belli şartlara ve sınırlara uyulmak suretiyle tarafların anlaşmasıyla çalışma sürelerinde bir denkleştirilmeye de gidilebilir (İş K. 63/2).
Batı’da teknolojik, ekonomik ve sosyal gelişmeler sonucu çalışma sürelerinin uygulanmasında esneklik sağlanması ihtiyacı doğmuştur. Bu amaca uygun olarak Batı ülkelerinde bu konuda yoğunlaştırılmış iş haftası, çalışılmayan zamanın telafisi, kısa süreli çalışma, fazla çalışma karşılığının zamlı ücret yerine serbest zaman olarak verilmesi gibi uygulama biçimleri ortaya çıkmıştır. Genel olarak, 1475 sayılı İş Kanununun çalışma sürelerine ilişkin hükümleri sıkı ve katı düzenlemeler şeklindeydi. Her geçen gün ihtiyacı karşılayamaz hale gelen bu düzenlemelerde köklü değişikliklere gidilmesinin ve esneklik sağlanmasının yararlı olacağı görüşü yaygınlık kazanmıştı. 4857 sayılı İş Kanunu esneklik ihtiyacını büyük ölçüde karşılamıştır. Kanun ile getirilen önemli yeniliklerden ve esnekliklerden birisi de denkleştirme uygulamasıdır. Denkleştirme Uygulamasının usul ve esasları aşağıda belirtilmiştir.
A-Genel Olarak:
Denkleştirme esasına göre çalışma, belirli bir zaman dilimi içerisinde haftalık çalışma sürelerinin üzerinde ve altında yapılan çalışmaların ortalamasının haftalık 45 saati geçmeyecek şekilde taraflarca yazılı olarak kararlaştırılmasıdır. Tarafların yazılı anlaşması ile haftalık normal çalışma süresi, işyerinde haftanın çalışılan günlerine günde on bir saati aşmamak koşuluyla farklı şekilde dağıtılabilir. Bu halde, yoğunlaştırılmış iş haftası veya haftalarından sonraki dönemde işçinin daha az sürelerle çalıştırılması suretiyle, toplam çalışma süresi, çalışması gereken toplam normal süreyi geçmeyecek şekilde denkleştirilir.
Denkleştirme esasına göre çalışma, işyerinin tümünde ya da bir bölümünde uygulanabileceği gibi, sadece tek veya birden fazla işçi için de uygulanabilir. Zira, denkleştirme süresi ile güdülen amaç, işverenin ihtiyaç duyduğu işgücünün, Kanunun çizdiği sınırlar çerçevesinde daha esnek bir şekilde kullanılabilmesidir. Bu ihtiyacın, aynı anda tüm işçiler ortaya çıkması ise her zaman gerekli değildir