Maliye Postası Dergisi
ÇALIŞARAK HAFTA TATİLİ YAPILIR MI?
Cem BALOĞLU
John Maynard Keynes 1930’lu yıllarda torununun gelecekte haftada sadece 15 saat çalışacağı bir işi olacağı ve geri kalan zamanında hayatın tadını çıkaracağı hayalini kurmuştu. Oysa istatistikler, tüm yaşanan teknolojik gelişmeler ve artan verimliliğe rağmen, çalışanların hala hayatlarının önemli bir kısmını işte ya da işle geçirdiğini gösteriyor. Aşağıda yer alan OECD istatistiklerine göre Meksika yılda ortalama 2.255 saat (haftalık ortalama 43 saat) ile en uzun çalışma sürelerine sahip ülke iken; Almanya yılda 1.363 saat ile en az çalışma sürelerine sahip ülke konumundadır. Dolayısıyla Almanlar her yıl Meksikalılardan 892 saat daha azçalışmaktadır. Almanların daha az çalışma sürelerine sahip oluşu ise, verimliği daha ön plana çıkarır bir anlayışa sahip olmalarından ileri gelmektedir. Türkiye’de ise insanlar yılda 1.832 saat ortalamayla (OECD Ortalaması 1.744 saat) çalışmaktadır.
Günümüzde insanlardan nerdeyse hiç dinlenmeden çalışmaları istenir, beklenir ve bu durumun yarattığı avantaj ve dezavantajlar tartışılır hale gelmiştir. Çalışma sürelerindeki bu durum, doğal olarak dinlenme hakkının öneminin ve değerinin her geçen gün daha da artmasını sağlamıştır. Şüphesiz dinlenme hakları arasında yer alan hafta tatili izin hakkı ise birçok çalışanın ve çalışma hayatının vazgeçilmezi niteliğindedir.
Hafta Tatili İzin Hakkı
Anayasanın “Çalışma şartları ve dinlenme hakkı” başlıklı 50 inci maddesinde belirtildiği üzere, dinlenmek, tüm çalışanların anayasal hakkıdır. Bunun yanında, Türkiye’nin de onaylamış olduğu Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) hafta tatili izninin düzenlenmesine yönelik 14 No’lu Sözleşmesinde, çalışanlara her yedi günlük zaman dilimi içinde kesintisiz en az 24 saat süreyle dinlenme izni verilmesi gerektiği hüküm altına alınmıştır. Dolayısıyla, hafta tatili izni anayasal bir hak olmasının yanı sıra, aynı zamanda, uluslararası sözleşmelerle de güvence altına alınmış, evrensel nitelikli bir haktır.
Bahse konu Anayasal hüküm ve ILO Sözleşmesi yanında, hafta tatili izin hakkıyla ilgili olarak, 4857 sayılı İş Kanunu, 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun, 854 sayılı Deniz İş Kanunu, 2429 sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanun ve 6098 sayılı Borçlar Kanununda da çeşitli düzenlemelere yer verilmiştir.
Bununla birlikte, özellikle 4857 sayılı İş Kanunu ve 2429 sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanununda hafta tatili izin hakkıyla ilgili olarak yer alan bazı düzenlemeler oldukça önemlidir ve üzerinde durulması gerekir.
4857 sayılı İş Kanununun 46 ncı maddesinde; “Bu Kanun kapsamına giren işyerlerinde, işçilere tatil gününden önce 63 üncü maddeye göre belirlenen iş günlerinde çalışmış olmaları koşulu ile yedi günlük bir zaman dilimi içinde kesintisiz en az yirmi dört saat dinlenme (hafta tatili) verilir.” hükmü yer almaktadır. 4857 sayılı İş Kanununun bahse konu hükmü, 14 No’lu ILO Sözleşmesiyle paralel bir biçimde, yedi günlük zaman dilimi içinde kullandırılacak kesintisiz en az yirmi dört saat dinlenmenin hafta tatili izni için yeterli kabul edileceğini ifade etmektedir.
Öte yandan, 4857 sayılı İş Kanununa nazaran daha eski bir düzenleme olan, 2429 sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanunun 3 üncü maddesinin (A) bendinde ise; “Hafta tatili Pazar günüdür. Bu tatil 35 saatten az olmamak üzere Cumartesi günü en geç saat 13.00'ten itibaren başlar.” hükmüne yer verilmiştir.
Görüleceği üzere, 2429 sayılı Kanunla çalışanlara en az 35 saat olarak kullandırılması gereken hafta tatili izin süresinin alt sınırı, 4857 sayılı Kanunla birlikte 24 saate indirilmiştir.
Çalışarak Hafta Tatili Yapılır mı?
Gerek 14 No’lu ILO Sözleşmesinde, Gerekse de 4857 sayılı İş Kanununda çalışanlara, hafta tatili izni olarak, yedi günlük zaman dilimi içinde kesintisiz en az yirmi dört saat dinlenme izni verilmesinden bahsedilmekle birlikte, 2429 sayılı Kanunda olduğu gibi, izin süresinin ne zaman başlayacağı ve ne zaman biteceğine ilişkin açık bir hükme yer verilmemiştir. Bu da, özellikle nitelikleri dolayısıyla sürekli çalıştıkları için durmaksızın birbiri ardına postalar halinde işçi çalıştırılarak işletilen veya nöbetleşe işçi postaları ile yapılan işlerde hafta tatili izinlerinin ne şekilde kullandırılacağına yönelik belirsizlik yaratmıştır.