Diğer Haberler
Büyükşehir Yasası kapsamında daha önce köy olan alanların mahalleye dönüşmesiyle yeni kurulacak hayvancılık işletmeleri ruhsat alamıyor.
Antalya dahil Türkiye’nin birçok ilinde uygulanan büyükşehir yasasının daha önce köy olan alanların mahalleye dönüşmesiyle işletmelerin ruhsat alamadığını belirten Çandır, "Büyükşehir yasasında ana unsur kent yaşamı ve kırsaldaki öncelik göz ardı edilmiş. Dolayısıyla önce köy olan bir yerde bir şikayet halinde besicilik yapan işletme kapatılmak durumunda. Tavuk bile yetiştiremez. Çok büyük olumsuz sonuçlar doğurabilir, yatırım yapılamaz ve mevcut yatırımlar büyütülmez. Mutlaka düzenlemelidir" dedi.
Daha önce keçilerin otlaklarının sınırlandırılması nedeniyle küçükbaş hayvan üretiminin yüzde 40 düştüğü ve et fiyatlarının ciddi yükseliş gösterdiğini kaydeden Çandır, büyükşehir yasasının getirdiği bu engelin kaldırılmaması halinde büyük sıkıntı yaşanacağı, pahalı et tüketimine yol açacağını dile getirdi.
Pazara sevk edilen ve kesime gönderilen tüm hayvanların kayıt altına alınması, kayıtdışı kesimlerin önlenmesinin önemine de değinen Çandır, küçükbaşlar için de kargas üzerinden teşvik verilmesini istedi. Et ve Süt Kurumu’nun üretici ve tüketiciyi koruması, kırmızı et fiyatına denge getirilmesi ve fiyatların belirlenmesinde tüm paydaşların katılımı ve ortak yol izlenmesi gerektiğini de anlatan Çandır, üretici örgütlerinin tek bir çatıda toplanması ve örgütlerdeki kavram kargaşasının önlenmesi gerektiğini kaydetti. Çandır, illerdeki hayvan pazarlarının iki gün kurulmasının küçük üreticinin pazara ulaşmasını kolaylaştıracağını da söyledi.
Küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinde orman içi otlak sahaların yetersiz olduğunu belirten Çandır, mera-orman-otlak ilişkisine bakıldığında bölgedeki çok sayıda mermer ve taş ocağının bu alanları tahrip ettiğini söyledi. Mermer ve taş ocaklarının kısıtlı su kaynaklarını da tahrip ettiğini belirten Çandır, mermercilik nedeniyle bozulan alanlarda rehabilitasyonun garanti altına alınması ve madencilik kanununun değiştirilmesi gerektiğini dile getirdi. Çandır, meraların tahrip edilmesine karşı cezaların caydırıcı, ıslahı için de kaynak aktarılması, otlak politikalarının Ankara’dan değil illerden yönetilmesi gerektiğini de vurguladı.
Küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinde çobanlık sorununun da giderek büyüdüğünü anlatan Ali Çandır, halkın çobana kötü gözle baktığını ve ’çobanın oyuyla benimki bir mi’, çobana kız verilmemesi gibi yaklaşımların mesleğin tercih edilmesini engellediğini söyledi. Çobanlıkta mesai saatinin uzunluğu, doğadaki zorlukların da sorun teşkil ettiğine değinen Çandır, "İyi bir çoban devlet memuru maaşı kazanır. Ancak gençlerimiz kentte 800 TL’yi çobanlıkta 2-3 bin TL’ye tercih ediyor. Sektörde yaşanan bu sıkıntı yurtdışından kaçak çoban sorunu da ortaya çıkardı. Doğu bloku ülkeleri ve Suriye’den gelen çobanlar var. Bunlara çalışma izni verilmeli. Mesleki kurslarda yetersiz ve sağlık güvenceleri, elektrik-su gibi temel gereksinimlerin olmaması birer sorun" dedi.