Maliye Postası Dergisi
BASİT USULDE VERGİLENDİRİLEN MÜKELLEFLERİN 2020 YILINA İLİŞKİN OLARAK VERECEKLERİ BEYANNAME ÜZERİNDE İNDİREBİLECEKLERİ GİDERLER
Mehmet YÜCEL
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun(1) birinci maddesine göre gelir, bir gerçek kişinin bir takvim yılı içinde elde ettiği kazanç ve iratların safi tutarıdır. Anılan Kanun’un ikinci maddesine göre gelirin unsurları; ticari kazançlar, zirai kazançlar, ücretler, serbest meslek kazançları, gayrimenkul sermaye iratları, menkul sermaye iratları, diğer kazanç ve iratlardır. Bu konuda aksine hüküm olmadıkça, belirtilen bu kazanç ve iratlar, gelirin tespitinde gerçek ve safi tutarları ile dikkate alınır. Gelir Vergisi Kanunu’nun 37’inci maddesinin birinci fıkrasında her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançlar ticari kazanç olduğu, anılan maddenin devamında sayılan faaliyetlerden elde edilecek gelirlerin her durumda ticari kazanç olarak vergilendirileceği hüküm altına alınmıştır.
TİCARİ KAZANCIN TESPİT ŞEKİLLERİ
Ticari kazanç elde eden mükellefler, Gelir Vergisi Kanunu’na göre, esnaf muaflığından yararlanan ve gelir vergisine tabi olmayanlar ve esnaf muaflığından yararlanmayan ve gelir vergisine tabi olanlar olmak üzere iki gruba ayrılırlar. Gelir vergisine tabi olan ticaret ve sanat erbabı ise, kazancın tespit usulü bakımından basit usulde gelir vergisine tabi olanlar ve gerçek usulde gelir vergisine tabi olanlar olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Basit usul koşullarını taşımayan gelir vergisi mükelleflerinin tamamının ticari kazançları gerçek usule göre tespit edilir. Gerçek usule tabi mükellefler tutacakları defterler yönünden birinci sınıf tacirler (Bilanço esasına göre defter tutanlar) ve ikinci sınıf tacirler (işletme hesabı esasına göre defter tutanlar olmak üzere iki sınıfa ayrılırlar.
BASİT USULDE TİCARİ KAZANCIN TESPİTİ
Gelir Vergisi Kanunu’nun 47 ve 48’inci maddelerinde basit usule tabi olmanın genel ve özel şartları belirlenmiştir. Buna göre Gelir Vergisi Kanunu’nun 47 ve 48’inci maddelerde yazılı şartları topluca haiz olanların ticari kazançları basit usulde tespit olunur.
Basit usulde ticari kazanç, bir hesap dönemi içinde elde edilen hasılat ile giderler ve satılan malların alış bedelleri arasındaki müspet farktır. Bu fark, faaliyetle ilgili olarak alınması ve verilmesi mecburi olan alış ve giderler ve hasılatlara ilişkin belgelerde yazılı tutarlara göre hesaplanacaktır.
Kazancın bu şekilde tespiti sırasında emtia ticareti ile uğraşanlarca;
– Hesap dönemi sonundaki emtia mevcudunun değeri hasılata,
– Hesap dönemi başındaki emtia mevcudunun değeri giderlere ilave edilecektir.
Ancak, kullanılan sabit kıymetler gider yazılmayacak ve üzerlerinden amortisman hesaplanmayacaktır. Basit usulde vergilendirilen mükellefler faaliyetlerine ilişkin mal alış ve giderleri ile hasılatlarını gösteren belgeleri ayrı ayrı dosyalarda saklayacaklardır. Bu belgelerin kayıtları, mükelleflerin bağlı bulundukları meslek odalarının oluşturdukları bürolarda tutulabileceği gibi, mükellefin kendisi tarafından da tutulabilecektir.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun(1) birinci maddesine göre gelir, bir gerçek kişinin bir takvim yılı içinde elde ettiği kazanç ve iratların safi tutarıdır. Anılan Kanun’un ikinci maddesine göre gelirin unsurları; ticari kazançlar, zirai kazançlar, ücretler, serbest meslek kazançları, gayrimenkul sermaye iratları, menkul sermaye iratları, diğer kazanç ve iratlardır. Bu konuda aksine hüküm olmadıkça, belirtilen bu kazanç ve iratlar, gelirin tespitinde gerçek ve safi tutarları ile dikkate alınır. Gelir Vergisi Kanunu’nun 37’inci maddesinin birinci fıkrasında her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançlar ticari kazanç olduğu, anılan maddenin devamında sayılan faaliyetlerden elde edilecek gelirlerin her durumda ticari kazanç olarak vergilendirileceği hüküm altına alınmıştır.
TİCARİ KAZANCIN TESPİT ŞEKİLLERİ
Ticari kazanç elde eden mükellefler, Gelir Vergisi Kanunu’na göre, esnaf muaflığından yararlanan ve gelir vergisine tabi olmayanlar ve esnaf muaflığından yararlanmayan ve gelir vergisine tabi olanlar olmak üzere iki gruba ayrılırlar. Gelir vergisine tabi olan ticaret ve sanat erbabı ise, kazancın tespit usulü bakımından basit usulde gelir vergisine tabi olanlar ve gerçek usulde gelir vergisine tabi olanlar olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Basit usul koşullarını taşımayan gelir vergisi mükelleflerinin tamamının ticari kazançları gerçek usule göre tespit edilir. Gerçek usule tabi mükellefler tutacakları defterler yönünden birinci sınıf tacirler (Bilanço esasına göre defter tutanlar) ve ikinci sınıf tacirler (işletme hesabı esasına göre defter tutanlar olmak üzere iki sınıfa ayrılırlar.
BASİT USULDE TİCARİ KAZANCIN TESPİTİ
Gelir Vergisi Kanunu’nun 47 ve 48’inci maddelerinde basit usule tabi olmanın genel ve özel şartları belirlenmiştir. Buna göre Gelir Vergisi Kanunu’nun 47 ve 48’inci maddelerde yazılı şartları topluca haiz olanların ticari kazançları basit usulde tespit olunur.
Basit usulde ticari kazanç, bir hesap dönemi içinde elde edilen hasılat ile giderler ve satılan malların alış bedelleri arasındaki müspet farktır. Bu fark, faaliyetle ilgili olarak alınması ve verilmesi mecburi olan alış ve giderler ve hasılatlara ilişkin belgelerde yazılı tutarlara göre hesaplanacaktır.
Kazancın bu şekilde tespiti sırasında emtia ticareti ile uğraşanlarca;
– Hesap dönemi sonundaki emtia mevcudunun değeri hasılata,
– Hesap dönemi başındaki emtia mevcudunun değeri giderlere ilave edilecektir.
Ancak, kullanılan sabit kıymetler gider yazılmayacak ve üzerlerinden amortisman hesaplanmayacaktır. Basit usulde vergilendirilen mükellefler faaliyetlerine ilişkin mal alış ve giderleri ile hasılatlarını gösteren belgeleri ayrı ayrı dosyalarda saklayacaklardır. Bu belgelerin kayıtları, mükelleflerin bağlı bulundukları meslek odalarının oluşturdukları bürolarda tutulabileceği gibi, mükellefin kendisi tarafından da tutulabilecektir.