Maliye Postası Dergisi
BANKALARCA VERİLEN PROMOSYONLAR VERGİYE TABİ Mİ ?
Hakan DEĞİRMENCİ
1- GİRİŞ
Gerçek kişilerin gelirlerini vergilendirmeyi öngören 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’na göre gelir, bir gerçek kişinin bir takvim yılı içinde elde ettiği kazanç ve iratların safi tutarı olarak tanımlanmış olup bu kazanç ve iratlara aynı kanunun 2’nci maddesinde yer verilmiştir.
Gelir Vergisi Kanunu’nda tanımı yapılan gelir kaynak teorisi kapsamında belirlenmiş olup anılan maddede sayılan kazanç ve irat kapsamına girmeyen bir getiri veya gelir vergilendirilmeyecektir.
Gelir Vergisi Kanunu’nun 2’nci maddesinde gelir vergisinin konusuna giren gelir unsurları; ticarî kazançlar, ziraî kazançlar, ücretler, serbest meslek kazançları, gayrimenkul sermaye iratları, menkul sermaye iratları ile diğer kazanç ve iratlar olarak belirlenmiştir. Bu kazanç ve iratların kapsamı, tespiti, beyanı ve vergilendirilmesine ilişkin detaylı açıklamalara da yine anılan kanunda yer verilmiştir.
Bankalar, müşteri sayısını, ürün satışını ve işlem hacmini arttırmak amacıyla kamu kurumları, özel teşebbüsler ve emeklilerin maaşlarını kendi bankalarından alınması amacıyla promosyon ödemelerinde bulunmaktadır.
Son günlerde bankalarca verilen maaş promosyonlarındaki artışlar dikkat çekmiş olup bu tutarların vergiye tabi olup olmadığı ise merak konusu olmuştur. Bu yazımızda bankalarca verilen promosyonlar vergi kanunları yönünden değerlendirilecektir.
2- BANKALARCA VERİLEN PROMOSYONLARIN VERGİ KANUNLARI YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRİLMESİ
2.1.Gelir Vergisi Kanunu Yönünden
Gelir Vergisi Kanunu’na göre vergilendirilmesi gereken gelirin aynı kanunun 2’nci maddesinde sayılan kazanç ve iratlardan olması gerekmektedir. Bu kazanç ve iratlar esasında sermayenin veya emeğin karşılığı olarak ortaya çıkmaktadır. Nitekim kanunda sayılan bu yedi gelir unsurunun kapsamı da belirlidir. Dolayısıyla bu kapsama girmeyen bir getiri vergilendirilmemektedir.
Gelir Vergisi Kanunu’nun 61’inci maddesinde ücretin tanımı, “işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.” Şeklinde yapılmış olup devamında ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunmasının onun mahiyetini değiştirmeyeceği hüküm altına alınmıştır. Yine aynı Kanunun 62’nci maddesinde de işverenlerin, hizmet erbabını işe alan, emir ve talimatları dahilinde çalıştıran gerçek ve tüzel kişiler olduğu hüküm altına alınmıştır.
Bu kapsamda ücret gelirinden bahsedilebilmesi için;
- Bir işverene tabi olma,
- Belli bir iş yerine bağlı olma,
- Hizmetin karşılığı olarak bir ödemenin yapılması
Şartlarının birlikte gerçekleşmiş olması gerekmektedir.
Bu kapsamda hizmet erbabına yapılan ödeme bir hizmet karşılığı değilse ücret sayılmasına imkân yoktur.
Buna göre ücretli tarafından alınan paraların vergilendirilmesi için bir işverene tabi olma, belli bir iş yerine bağlı olması ve ayrıca alınan paraların bu işverene ve iş yerine sunduğu hizmetinin bir karşılığı olması gerekmektedir.
Bankalarca verilen promosyonlar dikkate alındığında bu şartların hiçbirinin gerçekleşmediği görülmektedir. Nitekim;
-Maaş promosyonlarının bankalar tarafından doğrudan çalışanlara puan veya nakit olarak ödenmesi durumunda, banka ile çalışanlar arasında işçi-işveren ilişkisi olmadığından,
-Bankalar tarafından, vergi mükellefi olsun veya olmasın promosyon anlaşması yapılan kuruma ödeme yapılması ve bu ödemelerin gelir olarak kaydedilmeden çalışanlara aynen aktarılması halinde, ödeme yapan kurum aracı durumunda olacağından,
Çalışanlara yapılan bu türden ödemelerin ücret olarak değerlendirilmesi mümkün değildir.