Maliye Postası Dergisi
İŞÇİ ALACAKLARI İÇİN DAVADA AYRI SÖZLEŞMELERLE HİZMET İFA EDEN YÜKLENİCİLER MECBURİ DAVA ARKADAŞI DEĞİLDİR
T.C. YARGITAY
Üçüncü Hukuk Dairesi
E: 2023/4462
K: 2024/493
Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirketler arasında hizmet alım sözleşmesi bulunduğunu, sözleşme kapsamında davalı tarafından çalıştırılan dava dışı işçinin müvekkili aleyhine açtığı işçilik alacakları ile ilgili davanın işçi lehine sonuçlandığını ve bu kapsamda müvekkili tarafından dava dışı işçiye icra takibi sonucunda ödeme yapıldığını, yapılan bu ödemeden sözleşme hükümlerine göre davalıların sorumlu olduğunu, müvekkili tarafından ödenen bedelin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Diğer davalılar cevap dilekçesi vermemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla davalılardan ... Hizm. Tic. Ltd. Şti. yönünden dava dışı işçinin hizmet cetveli ve işe giriş bildirgeleri incelendiğinde bu şirket bünyesinde ve belirtilen dönemde bir çalışmasının bulunmadığı gerekçesiyle bu davalı şirket yönünden davanın reddine, diğer davalı şirketlerin ödenen bedelden işçinin kendi yanında çalıştığı döneme tekabül eden miktarın tamamından sorumlu oldukları gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; işçinin çalıştığı şirketler arasında davalı ... Ticaret Ltd. Şti olduğunu bu davalı hakkında red kararı verilmesinin hatalı olduğunu, işçiye yapılacak her türlü tazminat ödemelerinin tamamının yükleniciler tarafından karşılanması gerektiğini, işçiye ödenen tutarın tamamından alt işverenlerin sorumlu olduğu, buna karşın bilirkişi raporunda ilgili şirketlerin sorumluluğunun %50 oranında olduğu yönünde rapor tanzim edildiği, ticari temerrüt faizi taleplerinin karşılanmadığını, her bir davalının davacı tarafa vekalet ücreti ödemesi gerektiğini, usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesi uyarınca dava dışı işçilere ödenen işçilik alacaklarının rücuen tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3 ncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun (1086 sayılı Kanun) 427 nci ve devamı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2009/19-109 Esas ve 2009/123 Karar sayılı ilamında değinildiği üzere, 10.04.1992 tarih, 1991-7 Esas 1992-4 Karar Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı, hâkimin tefhim etmiş olduğu kısa kararla gerekçeli kararın uyum içinde olması gerektiğini öngörmektedir. Yargı erkinin görev ve yetkisi, Anayasa ile yasaları amaçlarına uygun olarak yorumlayıp uygulamak, keza İçtihadı Birleştirme Kararlarının bağlayıcılığını gözetmekten ibarettir. Kısa kararla gerekçeli karar ve hüküm arasındaki çelişkiye cevaz verilmemesinin amacı, kamunun mahkemelere olan güveninin sarsılmamasına yöneliktir. Tefhim edilen hüküm başka, gerekçeli karardaki hüküm veya gerekçe başka ise bu durumun mahkemelere olan güveni sarsacağı tartışmasızdır. Öyle ki, İçtihadı Birleştirme Kararında bu konuya çok büyük bir önem verilmiş, çelişkinin varlığı tespit edildiği takdirde, başka hiçbir incelemeye gerek görülmeksizin ve tarafların bu konuyu temyiz sebebi yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın kararın salt bu nedenle bozulması gerektiğine işaret edilmiştir. Ayrıca HMK'nın 297/son ile "Hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir" hükmü getirilmiştir.
2. Somut uyuşmazlıkta, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı kurumun ödediği işçilik alacağının yarısından davalı işverenlerin sorumlu olduğu esasına göre hesaplama yapıldığı, bu hesaplamada esas alınan miktarların hüküm fıkrasında davalı şirketlerden tahsiline karar verilmesine rağmen gerekçede davalı şirketlerin ödenen bedelin yarısından değil işçinin kendi yanında çalıştığı döneme tekabül eden miktarın tamamından sorumlu oldukları yönünde gerekçe oluşturulduğu anlaşılmıştır.