Maliye Postası Dergisi
ASGARİ ÜCRETTE HACİZ İŞLEMLERİ VE SORUNLARI
Mehmet SAY
GİRİŞ
Asgari ücretlilere ilişkin son yıllarda bir kısım düzenlemeler getirilmiş, Gelir Vergisi ve Damga Vergisi muafiyetleri ile ekonomik olarak bir nebze rahatlamaları sağlanmıştır.
Son yıllarda küresel ekonomik krizlerin ülkemize yansımasında bu krizden en çok asgari ücretliler etkilenmiştir. Tabi bu etkinin bir unsuru da asgari ücretlinin borçlarını ödemede zorlanması sonucu çeşitli kanunlar açısından icra takibine düşmektedirler.
Yazımızın konusu ise ücretlilerin gelirlerine uygulana kamu haciz işlemlerinde yaşanan bir kısım sorunların ele alınması şeklinde olacaktır.
İCRA TAKİBİNİN KANUNİ DAYANAKLARI
Ücretlilerin borçlarından dolayı haklarında uygulanan haciz işlemlerinin hukuki kaynakları aşağıdaki gibidir.
İcra İflas Kanununun 83. Maddesi “Maaşlar, tahsisat ve her nevi ücretler, intifa hakları ve hasılatı, ilama müstenit olmayan nafakalar, tekaüt maaşları, sigortalar veya tekaüt sandıkları tarafından tahsis edilen iratlar, borçlu ve ailesinin geçinmeleri için icra memurunca lüzumlu olarak takdir edilen miktar tenzil edildikten sonra haczolunabilir. (Değişik: 12/4/1968 – 1045/1 md.) Ancak haczolunacak miktar bunların dörtte birinden az olamaz. Birden fazla haciz var ise sıraya konur. Sırada önde olan haczin kesintisi bitmedikçe sonraki haciz için kesintiye geçilemez.“ şeklindedir.
Madde ile Maaş Haczinde Kesinti Yapılabilecek Tutar ve Oran belirlenmiştir. Buna göre; yapılacak maaş haczi kesintisinde işçinin maaşının dörtte birinden az olamayacağı hüküm altına alınmıştır.
Ancak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 35. maddesi ‘İşçilerin aylık ücretlerinin dörtte birinden fazlası haczedilemez veya başkasına devir ve temlik olunamaz. Ancak, işçinin bakmak zorunda olduğu aile üyeleri için hakim tarafından takdir edilecek miktar bu paraya dahil değildir. Nafaka borcu alacaklılarının hakları saklıdır.’ Şeklindedir. Bu durumda işçilerin aylık ücretlerinin dörtte birinden fazlası haczedilemez.
Yine İş Kanunu 32. maddesinde “Genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen bir tutardır.” şeklinde tanımlanmıştır. Ücret kavramı içine, çalışma sonucu elde edilen tüm gelirler dahil olmaktadır. Alınan meblağa verilen isim de önemli değildir. Önemli olan ücretin niteliği, yani yapılan bir işin karşılığı olmasıdır. Maaş ve ücret haczinde, hacze konu olan miktara borçlunun eline geçen yan ödemeler de dahil sayılmaktadır.
Kamu alacaklarının tahsilinde ise 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanun ile ayrıca bir düzenleme yapılmıştır. Bu düzenlemeye göre “Aylıklar, ödenekler, her çeşit ücretler, intifa hakları ve hasılatı, ilama bağlı olmayan nafakalar, emeklilik aylıkları, sigorta ve emeklilik sandıkları tarafından bağlanan gelirler kısmen haczolunabilir. Ancak haczolunacak miktar bunların üçte birinden çok dörtte birinden az olamaz. Asgari ücreti aşmayan aylık gelirlerin onda birinden fazlası haczolunamaz.” hükmüne yer verilmiştir.
DEĞERLENDİRME
Maaş ve ücretin kısmen haczinde esas amaç borçlunun korunmasıdır.