Maliye Postası Dergisi
ANONİM ŞİRKETLERDE SIR SAKLAMA YÜKÜMLÜLÜĞÜNÜN YAPTIRIMI
Salih ÇALAL
Anonim şirketler açısından sır saklama yahut şirketin menfaatlerini dürüstlük kurallarına uyarak gözetme yükümlülüğü, önemli sonuçları olan bir sorumluluktur. Bu kapsamda 6102 sayılı Kanunun 404’üncü maddesi “Denetçilerin sır saklamadan doğan sorumluluğu” başlığını, 527’nci maddesi ise “sır saklama yükümü” başlığını taşımakta ve söz konusu iki madde denetçileri ve denetçi dışındaki diğer ilgili tarafları sır saklama sorumluluğuna tabi tutmaktadır.
Makalemiz esas itibariyle 527’nci madde hükmünü esas almaktadır. Zira anılan maddenin yaptırımı oldukça ağır olup, hükmün ihlâli hâlinde şirketin maddî ve manevî tazminat istenebileceği açıkça belirtilmiştir. Bu çalışma içerisinde söz konusu maddenin ayrıntılarıyla açıklanması ve ihlale ilişkin yaptırımın Türk Ceza Kanunu açısından doğurduğu sonuçlar ele alınacaktır.
2. Sır Saklama Yükümlülüğü ve Yaptırımı
6102 sayılı Kanunun 527’nci maddesinde yer verilen sır saklama yükümlülüğünden bahsetmeden önce, denetçilerin sır saklama yükümlülüğünden ve “ticari sır” kavramından bahsetmekte fayda vardır.
2.1. Denetçilerin Sır Saklama Yükümlülüğü
6102 sayılı Kanunun 404 üncü maddesi denetçinin davranış yükümünden doğan sorumluluğunu düzenlemektedir.(1) “Davranış” sözcüğü dürüstlüğü, tarafsızlığı ve şirket sırrına bağlılığı içerir ve ifade eder. “Dürüstlük” ise meslekî etik dâhil her türlü ahlaki kurallara gönderme yapar.
Uygulama dürüst kelimesine, özenli, güvenilir, vicdanlı, sorumluluğun bilincinde anlamları yüklemeli, bunu aramalıdır. Davranış yükümleri ise denetimi niteler. Dürüstçe, ahlâk kurallarına, meslekî etiğe göre ve tarafsız bir şekilde yapılması gereken “denetim”dir; sır saklama da denetim ile bağlantılıdır.
Davranış yükümlerinden sır saklama, hükümde ayrı olarak zikredilmiştir. Bu vurgulama ile hem birinci fıkranın birinci cümlesinin hem de üçüncü fıkrasının işlevi ortaya çıkmaktadır. Diğer davranış yükümleri gibi sır saklama yükümü de yardımcıları, temsilcileri ve yönetim kurulu üyelerini kapsar. Hükümdeki denetleme kuruluşunun “denetime yardımcı temsilcisi” terimi ile denetlemeyi bizzat yapan denetçi/denetçilerin eşgüdümünü sağlayan, gözetim işlevini yerine getiren kişileri de kapsar. Bu hükümle, davranış yükümlerini sadece “arazide çalışanlar”a özgüleyebilecek yorumlara engel olunmak istenmiştir. Buna karşılık denetçinin denetleme kuruluşu olması halinde bu şirketin yönetim kurulu üyelerine tüm davranış yükümleri değil, sadece sır saklama yükümü yükletilmiştir.
“Sır” ile denetleme faaliyeti sırasında öğrenilen bilgiler anlaşılır. Sorumluluğun şartı sırrın kullanılmasıdır. Ancak sorumluluk için kullanma sonucunda bir yarar/menfaat elde edilmiş olması şart değildir. Kullanmanın anlamını öğreti ve mahkeme kararları belirler. “Kullanma” içeriden öğrenenlerin ticaretine ve borsaya özgülenmemelidir. Sırrın izinle kullanılması sorumluluğu ortadan kaldırır. İznin denetlenenin kanunî mümessili tarafından verilmesi gerekir. Hüküm hem şirketin hem de üçüncü kişinin zararının tazminini öngörmüştür. Zararın muhatapları aynı zamanda aktif dava ehliyetini de belirler. Şirketin/bağlı şirketlerin pay sahipleri tazminat davası ikamesine ehil değillerdir.
2.2. Ticari Sır Kavramı