Maliye Postası Dergisi
ANONİM ŞİRKETLERDE KÂR PAYI ALMA HAKKINI SINIRLANDIRAN ETMENLER
Mustafa YAVUZ
1. GİRİŞ
Anonim şirketlerin en temel kuruluş amacı, kâr elde etmek ve bu kârı pay sahiplerine dağıtmaktır. Anonim şirketler, yapı ve gaye itibariyle vakıf, dernek veya bir hayır kurumu değildir ve sözü edilen amaç şirketin tasfiyeye girmesine kadar devam eder. Bu kapsamda, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda(1) (TTK) pay sahiplerine tanınan hakların en başında kâr payı alma hakkı gelmektedir.
TTK’ya göre anonim şirket pay sahipleri, kanun ve esas sözleşme hükümlerine göre pay sahiplerine dağıtılması kararlaştırılmış net dönem karına, payı oranında katılma hakkına (kâr payı alma hakkına) sahiptir. Kâr payı, esas sözleşmede aksine bir hüküm yoksa pay sahibinin sermaye payı için şirkete yaptığı ödemelerle orantılı olarak hesap edilir ve ancak net dönem karından ve serbest yedek akçelerden dağıtılabilir.
Pay sahiplerine tanınan kâr payı alma hakkı, vazgeçilmez nitelikte bir haktır. Bu hak, pay sahibinin rızası ile dahi kaldırılamaz ve pay sahibi kâr payından yoksun bırakılamaz. Söz konusu hakkı kaldıran veya kullanımını zorlaştıran genel kurul ya da yönetim kurulu kararları batıldır. Durum böyle olmakla birlikte, TTK’da pay sahibinin kâr pay alma hakkını, zımni ya da sarih bir şekilde sınırlandıran bazı düzenlemeler bulunmaktadır. Diğer bir deyişle, mezkûr Kanun bu hakkı kısıtlayan bazı hükümler ihtiva etmektedir. Bu kapsamda, TTK’da öngörülen esaslara aykırı davranmamak, hakkın özüne dokunmamak ve dürüstlük kuralını ihlal etmemek şartıyla kâr payı (temettü) hakkı sınırlandırılabilir.
İşte bu çalışmada, anonim şirketlerde kâr payı alma hakkını sınırlandıran etmenler detaylı olarak incelenmiş ve değerlendirilmiştir.
2. KÂR PAYI ALMA HAKKINI SINIRLANDIRAN ETMENLER
TTK’da, anonim şirketlerde kârın dağıtımına ilişkin olarak detaylı düzenlemelere yer verilmiş ve bu hususta genel kurula tasarrufta bulunabilme yetkisi tanınmıştır. Adı geçen Kanun uyarınca, dönem net kârından kanuni ve isteğe bağlı yedek akçelerin ayrılması, imtiyazlı paylara ödeme yapılması, yönetim kurulu üyelerine kazanç payı verilmesi, intifa senedi sahiplerine ödemede bulunulması mümkündür. Bu etmenler ise net kâr tutarının azalmasına sebep olmaktadır. Genel kurulun, kâr dağıtımı için karar alması zorunluluğu da bu hakkı sınırlandıran ayrı bir etmendir. Bu açıklamalar ışığında kâr payı alma hakkını sınırlandıran etmenler aşağıda irdelenmiştir.
2.1. Kanuni Yedek Akçe Ayrılması
TTK’nın 519. maddesi gereğince, yıllık kârın belli bir kısmı iki aşamada kanuni yedek akçe olarak ayrılır. Birinci kanuni yedek akçe kapsamında, yıllık kârın %5’i, ödenmiş sermayenin %20’sine ulaşıncaya kadar genel kanuni yedek akçeye ayrılır. Anılan Kanun hükmü emredici niteliktedir. Kanuni yedek akçenin, kâr payı dağıtımından önce ayrılacak olması, pay sahiplerinin kâr payı alma hakkını sınırlandıran bir durumdur. Kanundaki emredici düzenleme karşısında, kanuni yedek akçe ayırma zorunluluğu, esas sözleşme veya genel kurul kararı ile dahi kaldırılmaz ve sınırlandırılamaz. Birinci kanuni yedek akçe ayırma zorunluluğu, bu meblağa ulaştıktan sonra kalkar. Bundan sonra şirket ayırmaya devam edip etmemekte serbesttir. Esas sözleşmede sınır aşıldıktan sonra da ayırmanın devam edilmesi öngörülebilir. Genel kurul esas sözleşmede hüküm bulunmasa dahi ayırmaya devam edebilir.(2)
İkinci kanuni yedek akçe ayırımı ise birinci kanuni yedek akçenin ayrılması ve pay sahiplerine %5 oranında kâr payı ödemesi yapılması sonrasında kârdan pay alacak kişilere dağıtılacak toplam tutarın %10’unun genel kanuni yedek akçeye eklenmesiyle yapılır. İkinci kanuni yedek akçe ayırımı için birinci yasal yedek akçenin ayrılması ve pay sahiplerine belirtilen oranda ödeme yapılması şarttır.
Kanuni yedek akçenin, sermayenin veya çıkarılmış sermayenin yarısını aşmadığı takdirde, şirketin kanuni yedek akçeyi kullanma alanı sınırlı olup, şirket bu akçeyi sadece TTK’da öngörülen hallerde kullanabilir. Bu haller; zararların kapatılması ile işlerin iyi gitmediği zamanlarda işletmeyi devam ettirmeye veya işsizliğin önüne geçmeye ve sonuçlarını hafifletmeye elverişli önlemlerin alınmasıdır (TTK md. 519/3). Ayrılan kanuni yedek akçe miktarının, esas sermaye tutarının yarısını geçmesi halinde ise bu akçenin bu kısmı teknik anlamda serbest yedek akçe mahiyetindedir ve bahsi geçen maddede belirtilen hallerle bağlı olmaksızın serbestçe kullanabilir.
2.2. Esas Sözleşme Uyarınca Şirketin İsteği ile Yedek Akçe Ayrılması
TTK’da kanuni yedek akçeden ayrı olarak anonim şirketin kendi isteği ile yedek akçe (ihtiyari yedek akçe) ayırabilmesine imkan sağlanmıştır. İsteğe bağlı yedek akçe esas sözleşme gereğince ayrılabileceği gibi genel kurul tarafından da ayrılabilir. Kanuni yedek akçenin ayrılması zorunlu iken, isteğe bağlı yedek akçenin ayrılması zorunlu değildir. Bununla birlikte, esas sözleşmede öngörülen isteğe bağlı yedek akçelerin ayrılması öngörülüyorsa bu ayrım yapılmadıkça pay sahiplerine dağıtılacak kâr payı belirlenemez. Bu durumda esas sözleşmede düzenlenen isteğe bağlı yedek akçeler de, kâr payı alma hakkını sınırlandıran ayrı bir etmendir.
Bir önceki bölümde ifade edildiği üzere kanuni yedek akçe, yıllık kârın %5’i, ödenmiş sermayenin %20’sine ulaşıncaya kadar ayrılmaktaydı. Esas sözleşmeye, yedek akçeye yıllık kârın %5’inden fazla bir tutarın ayrılacağı ve yedek akçenin ödenmiş sermayenin %20’sini aşabileceği hakkında hüküm konabilir. Bunun dışında ayrıca esas sözleşme ile başka yedek akçelerin ayrılması da öngörülebilir ve bunların özgülenme gayesiyle harcama şartları belirlenebilir (TTK md. 521). Diğer taraftan, TTK’nın 522. maddesinde, esas sözleşmede şirketin yöneticileri, çalışanları ve işçileri için yardım kuruluşları kurulması veya bunların sürdürülebilmesi amacıyla veya bu amacı taşıyan kamu tüzel kişilerine verilmek üzere yedek akçe ayrılabilmesine imkan sağlanmıştır. Bu durumda da, pay sahiplerinin kâr payı alma hakkı sınırlandırılmış olmaktadır.
2.3. Olağanüstü Yedek Akçe Ayırımı
TTK’nın 523/2. maddesinde; “Genel kurul;
a) Aktiflerin yeniden sağlanabilmesi için gerekliyse,
b) Bütün pay sahiplerinin menfaatleri dikkate alındığında, şirketin sürekli gelişimi ve olabildiğince kararlı kâr payı dağıtımı yönünden haklı görülüyorsa, Kanunda ve esas sözleşmede öngörülenlerden başka yedek akçe ayrılmasına da karar verebilir.”
hükmüne yer verilmiştir.
Bu hüküm kapsamında, anonim şirketler TTK’da ve esas sözleşmede düzenlenmemiş olsa da genel kurul kararıyla yedek akçe ayırabilir. Uygulamada bu akçelere olağanüstü yedek akçe denilmektedir. Bunun dışında ayrıca, esas sözleşmede hüküm bulunmasa bile genel kurul, şirketin işçileri için yardım sandıkları ve diğer yardım örgütleri kurulması veya bunların sürdürülebilmesi amacıyla veya diğer yardım ve hayır amaçlarına hizmet etmek üzere, bilanço karından yedek akçe ayırabilir (TTK md. 523/3).
Kanuni ve esas sözleşmede öngörülen isteğe bağlı yedek akçeler birinci kâr dağıtımından önce ayrılmaktayken, olağanüstü yedek akçeler bu dağıtımdan sonra ayrılır. Olağanüstü yedek akçenin, ancak TTK’nın 523/2. maddesinde yer alan koşulların oluşması halinde ayrılması mümkündür. Görüldüğü üzere olağanüstü yedek akçe konusunda şirketlere geniş bir takdir hakkı tanınmıştır. Ancak şirketler, Kanunun tanımış olduğu bu hakkı keyfi şekilde kullanma yetkisine sahip değildir. Genel kurul bu yolda takdir hakkını kullanırken, dürüstlük (objektif iyi niyet) kuralına uygun hareket etmelidir.
2.4. İmtiyazlı Paylar
