Maliye Postası Dergisi
ADİ ORTAKLIKLARIN VERGİLENDİRİLMESİ
Geçmişte daha yaygın olmakla birlikte, günümüzde de sık karşılaşılan bir işletme türü olan adi ortaklıkların, ticaret hukukunun temel kaynağı olan Türk Ticaret Kanunu kapsamında değil, Borçlar Kanununda düzenlenmiş olması, bu işletmeleri vergi uygulamaları karşısında farklı bir noktaya konumlandırmaktadır. Yürütülen faaliyet kapsamında elde edilen kazancın vergilendirilmesi, adi ortaklıktaki hisselerin devri ya da bu ortaklığın edindiği taşıt aracı ya da taşınmaz türü malların kayıtlara alınması, adi ortaklıkların hukuki niteliğindeki farklı konumdan kaynaklanan ve duraksama yaratan alanlardır.
Bu çalışmada kısaca adi ortaklıkların hukuki yapısı ile vergi uygulamaları karşısındaki genel durumunu ana çizgileri ile ele almak istiyoruz.
ADİ ORTAKLIKLARIN HUKUKİ NİTELİĞİ
Tanım olarak adi ortaklık
Adi ortaklık konusundaki düzenlemeler, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 620-645 inci maddelerinde yer almaktadır. Anılan Kanunun 620 nci maddesindeki tanım uyarınca, “Adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir.” Adi ortaklığın kuruluşu, hiçbir formaliteye tabi değildir ve en önemli özelliği ise tüzel kişiliğinin olmamasıdır. Şirket adına herhangi bir işlem yapıldığında, işleme taraf olarak, adi ortaklığın ortakları gösterilir ve dolayısıyla bütün hukuki sonuçlar da ortaklar adına doğar.
Adi ortaklığın unsurları