Maliye Postası Dergisi
ADİ ORTAKLIK TASFİYESİNDE KATILIM PAYI BORCUNU YERİNE GETİRMEYEN ORTAĞIN ALACAĞI PAY
YARGITAY Üçüncü Hukuk Dairesi
E: 2018/7194 K: 2019/6457
Davacı; ... İlçesi ... Mahallesi ... Ada 2 parsel üzerinde villa inşa etmekte olan davalı ile protokol imzalayarak kar payı ortaklığı kurduğunu; bu bağlamda (protokol ve anlaşma gereği) taşınmazda ortak olduğu 1 adet villa için 105.000 TL harcama yaptığını; ancak davalı ile ihtilafa düştüklerini ve anlaşmanın bozulduğunu; bu nedenle, ihtarname keşide ederek, harcadığı 105.000 TL’nin iadesini istediğini, davalının ise iadeye yanaşmadığını ileri sürerek; 105.000 TL alacağın faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı ...; davacının, protokolde belirtildiği gibi 1029 parseldeki ¼ hissedeki ortaklığına karşılık kendisinin yapacağı bina ve ortak giderleri bizzat karşılayacağını taahhüt etmesine rağmen, taahhüdünü yerine getirmediğini; bu adi sözleşmeye diğer ortak ...in uyduğunu ve gerekli katkıları yaptığını; ancak, daha sonra da davacının herhangi bir katkı yapmadığını görünce, ...’in ödediği paraları kendisinden talep ettiğini ve aralarında yazılı anlaşma ve ödeme planı yapılarak 120.000 TL ödediğini; davacının, hiçbir katkı yapmadan, sanki para yatırmış gibi, hak talep etmesinin haksız kazanç olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Dava, davalı ...’in maliki bulunduğu ... Ada 2 parsel üzerinde inşa edilmekte olan dört adet villadan bir tanesinin yapımı hususunda, taraflar ile bozma ilamı uyarınca davaya dahil edilen ... arasında kurulan adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi ile katkı payının tahsili istemine ilişkindir.
Adi ortaklık sözleşmesi; karşılıklı borçları kapsayan bir sözleşme olmayıp, herkesin belli bir amaca ermek için bir takım borçlar altına girdiği bir sözleşmedir. Bu sözleşmeden doğan borçlar, hukuk bakımından birbirinin karşılığı sayılmaz.
Ortaklık sözleşmesinde, karşılıklı borç yükleyen (satış veya kira gibi) sözleşmelerde olduğu gibi BK’nın 81 inci (TBK’nın 97 nci) maddesi uyarınca, bir akidin borcunu yerine getirmemesi halinde öbürünün de borcunu yerine getirmekten kaçınması söz konusu edilemez. Bir tarafın katılım payı koyma borcunu yerine getirmekten kaçınması diğer tarafa ancak, BK’nın 535 inci maddesinin yedinci fıkrası (TBK’nın 639 uncu maddesinin yedinci fıkrası) uyarınca ortaklığın haklı sebeple feshini isteme hakkını verir ve ortaklık mahkeme kararı ile ortadan kalkar. Ortaklığın feshi, diğer tarafça istenmemiş ise ortaklık sözleşmesi yürürlükte kalır. Buna bağlı olarak, bir tarafın katılım payı koyma borcunu yerine getirmemesi, ortaklığın tasfiyesi durumunda onun hiç pay alamamasına değil, aksine sadece tasfiyede katılım payını taahhüt ettiği oranda alamamasına neden olur.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde; davacı, katılım payı koyma borcunu ifa ettiğini yasal delillerle kanıtlayamamıştır. Esasen, bu husus mahkemenin de kabulündedir. Bu durumda, davacının katılım payını taahhüt ettiği oranda alamayacağı gözetilerek, ortaklığın tasfiye payından, davacının koyduğunu ileri sürdüğü katılım payı tutarı olan 105.000 TL’nin davalı ... yararına değerlendirilmesi suretiyle tasfiyenin yapılması gerekir.
Bundan ayrı, taraflar arasındaki ortaklık, (bir adet) villa yapımına ilişkindir. Ortaklığın mahiyeti ve halen devam ettiği gözetildiğinde, hesap işlerinden anlayan (mali müşavir) tasfiye memurunun ortaklığın mal varlığını belirlemede uzman olmadığı kabul edilmelidir.