Danıştay Kararları,Özelge ve Genel Yazılar
Yapı Denetim Sözleşmelerinin Damga Vergilerinin Ödenmemesi Nedeni İle Kesilen Vergi Cezası Hakkında
DANIŞTAY Dokuzuncu Daire
E.No:2014/2618
K.No: 2018/2478
İstemin Özeti: Davacı şirket adına, 2007/Şubat-Aralık dönemleri için re’sen tarh edilen damga vergisi ile kesilen vergi ziyaı cezası ve özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istemiyle açılan davayı; özel usulsüzlük cezası yönünden kabul eden, vergi ziyaı cezalı damga vergisi yönünden reddeden …. Vergi Mahkemesi’nin 30/09/2013 tarih ve E:2012/882, K:2013/945 sayılı kararının redde ilişkin kısmının; dilekçede ileri sürülen sebeplerle bozulması istenilmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince işin gereği görüşüldü:
Davacı şirket adına, yapı sahipleri ile aralarında düzenlenen "Yapı Denetim Hizmet Sözleşmeleri" üzerinden damga vergisinin ödenmediğinin saptandığından bahisle 2007/Şubat-Aralık dönemleri için re’sen tarh edilen damga vergisi ile kesilen vergi ziyaı cezası ve özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istemiyle açılan davanın; özel usulsüzlük cezası yönünden kabulüne, vergi ziyaı cezalı damga vergisi yönünden reddine ilişkin mahkeme kararının redde ilişkin kısmının, dilekçede ileri sürülen sebeplerle bozulması istenilmektedir.
488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1. maddesinin birinci fıkrasında, bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisine tabi olduğu; ikinci fıkrasında, bu kanundaki kağıtlar teriminin, yazılıp imzalanmak veya imza yerine geçen bir işaret konulmak suretiyle düzenlenen ve herhangi bir hususu ispat veya belli etmek için ibraz edilebilecek olan belgeler ile elektronik imza kullanılmak suretiyle manyetik ortamda ve elektronik veri şeklinde oluşturulan belgeleri ifade ettiği; 24. maddesinin birinci fıkrasında, vergiye tabi kağıtların damga vergisinin ödenmemesinden veya noksan ödenmesinden dolayı alınması lazım gelen vergi ve cezadan, mükelleflere rücu hakkı olmak üzere, kağıtları ibraz edenler sorumlu olduğu ifade edilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, yapı denetim hizmeti ifası işi ile iştigal eden davacı şirketin 2007,2008,2009 ve 2010 dönemlerine ait yasal defter ve belgeleri üze-rinde sahte belge kullandığı ve düzenlediği ihtimali olduğundan bahisle, yapılan inceleme sonucu düzenlenen 13/11/2012 tarih ve 20 12-A-706/53 sayılı vergi tekniği raporunda, davacı şirketin kullandığı ve düzenlediği faturalar incelendikten sonra, şirket yetkilisi tarafından, şirketleri ile yapı sahipleri arasında, 2004-2010 yılları arasında tanzim edilen "yapı denetim hizmet sözleşmeleri "nin listesinin taraflarına ibraz edildiği, söz konusu sözleşmelere ilişkin damga vergilerinin ödenmediğinin tespit edildiği ve konuyla ilgili vergi inceleme raporu tanzim edilmesi gerektiğinin belirtilmesi üzerine, davacı şirket hakkında 2007 yılı damga vergisine ilişkin düzenlenen 13/11/2012 tarih ve 2012-A-706172 sayılı vergi inceleme raporu uyarınca salınan vergi ziyaı cezalı damga vergisi ve kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istemiyle açılan davada vergi mahkemesince; ilgili dönemde düzenlenen hizmet sözleşmelerinin ibraz edildiğinin şirket yetkilisi tarafından imzalanan tutanak ile belirlendiği, vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık olan şirket yetkilisi tarafından belirtilen bu sözleşmelerin damga vergilerini ödemediklerinin ifade edildiği ve belirtilen hususun aksini ispatlayıcı nitelikte hukuken geçerli somut bir bilgi veya belgenin davacı şirket tarafından sunulmadığı dikkate alındığında, ilgili dönemde yapılan sözleşmelere ait damga vergilerinin ödenmediği açık olup, vergi ziyaı cezalı damga vergisinde yasaya aykırılık bulunmadığı; özel usulsüzlük cezasına ilişkin olarak, davalı idare tarafından cezanın kesilmesine dayanak olarak alınan 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 355/b maddesinin, 30.12.2004 tarih ve 5281 sayılı "Vergi Kanunlarının Yeni Türk Lirasına Uyumu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun"un 15. maddesi ile yürürlükten kaldırıldığı, 2007 yılı için kesilecek cezaya belirtilen madde hükmünün uygulanması mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Yukarıda yer alan yasa hükmü uyarınca, düzenlenen bir kağıdın damga vergisine tabi olması için aranan şartların başında, bu kağıdın ibraz edilebilir olması şartı yer almaktadır. Kağıdın ibrazı demek ise, o kağıt ne maksatla düzenlenmiş ise, kağıdın o maksada göre kullanılması demektir. Buna bağlı olarak, kanunun aradığı esaslara göre düzenlenen ve damga vergisi ödenmesi gereken bir kağıdın, bir hakkın temini, bir hususun ispatı ve dolayısıyla düzenlenme amacı çerçevesinde, ya da bu amaçla ilgili bir ihtilafa bağlı olarak sonuç alınmasını teminen gösterilmesi, ibraz edilmesi anlamına gelmektedir. Kağıdın düzenlenme amacının dışında kullanılması halinde, bu madde ile aranan ibraz şartının gerçekleşmeyeceği ve dolayısıyla kişi ya da kuruluşların vergi ve cezadan sorumlu tutulamayacağının kabulü gerekmektedir.
Bu karar Maliye Postası elektronik mevzuat yayınlarına Damga Vergisi Kanununun 1. maddesinin altına kaydedilmiş ve Danıştay Kararları basılı mevzuat seti abonelerimize da basılı olarak gönderilmiştir.
Kararın tamamını okumak için tıklayın.
Bunun gibi Danıştay Kararlarını özelgeleri ,Vergi SGK, İş, Ticaret Mevzuatı ile ilgili güncel konularda uygulamaya yönelik makaleleri düzenli olarak takip etmek, ücretsiz danışmanlık hizmetimizden yararlanmak için siz de abonemiz olun.
Diğer Danıştay Kararları ve özelgeleri incelemek için tıklayın.