Danıştay Kararları,Özelge ve Genel Yazılar
Defter ve Belge İbraz Yazısının Mali Tatil Süresi İçinde Tebliğ Edilmesi Hakkında
T.C. D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/1577
Karar No : 2022/571
İSTEMİN KONUSU : Ankara 2. Vergi Mahkemesinin 10/09/2020 tarih ve E:2020/1345, K:2020/1372 sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem: Davacı adına, yasal defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmediğinden bahisle düzenlenen vergi inceleme raporu uyarınca katma değer vergisi indirimleri reddedilmek suretiyle yeniden düzenlenen beyan tablosuna istinaden 2009 yılının Ocak ilâ Aralık dönemleri için tarh edilen katma değer vergileri ile vergilerin üç katı tutarında kesilen vergi ziyaı cezalarının kaldırılması istemiyle dava açılmıştır.
Ankara 2. Vergi Mahkemesinin 31/12/2014 tarih ve E:2014/236, K:2014/2358 sayılı kararı:
2008 ve 2009 yıllarına ait yasal defter ve belgeler üzerinde vergi incelemesi yapılabilmesi amacıyla davacı adına düzenlenen defter ve belge isteme yazısı 02/07/2013 tarihinde davacının boşanmış olduğu eşine tebliğ edilmiştir. Buna rağmen defter ve belgelerin incelemeye ibraz edilmemesi üzerine ilgili yıla ilişkin katma değer vergisi indirimleri reddedilmek suretiyle dava konusu cezalı tarhiyatlar yapılmıştır.
Olayda, davacı adına düzenlenen defter ve belge isteme yazısının davacının 1999 yılında boşandığı eşine tebliğ edildiği hususunda ihtilaf bulunmamaktadır.
Defter ve belgelerin ibraz yükümlülüğünün yerine getirilmediğinden söz edilebilmesi için defter ve belge isteme yazısının usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olması gerekmektedir. Bu durumda uyuşmazlıkta anılan yazının davacının boşandığı eşine tebliğ edilmesinin hukuka uygun düşmediği sonucuna varıldığından dava konusu cezalı tarhiyatta hukuki isabet görülmemiştir.
Vergi Mahkemesi bu gerekçeyle vergi ve cezaları kaldırmıştır.
Davalının temyiz istemini inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesinin 16/10/2019 tarih ve E:2015/5113, K:2019/6209 sayılı kararı:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 93. maddesinde, tahakkuk fişinden gayri vergilendirme ile ilgili olup hüküm ifade eden bilumum vesikalar ve yazıların, adresleri bilinen gerçek ve tüzel kişilere posta vasıtasiyle ilmühaberli taahhütlü olarak tebliğ edileceği kurala bağlanmıştır.
Kanun'un “Tebliğ yapılacak kimseler” başlıklı 94. maddenin birinci fıkrasında, tebliğin, mükelleflere, bunların kanuni temsilcilerine, umumi vekillerine veya vergi cezası kesilenlere yapılacağı, anılan maddeye 2365 sayılı Kanun'un 18. maddesiyle eklenen üçüncü fıkrada ise kendisine tebligat yapılacak kimsenin bulunmaması halinde tebliğin, ikametgâh adresinde bulunanlardan veya iş yerlerindeki memur ya da müstahdemlerden birine yapılacağı düzenlenmiş, muhatap yerine bu şekilde kendisine tebliğ yapılacak kimsenin görünüşüne nazaran 18 yaşından aşağı olmaması ve bariz bir surette ehliyetsiz bulunmaması gerektiği belirtilmiştir.
Olayda defter ve belge isteme yazısı, davacının ikametgâh adresinde boşandığı eşine 02/07/2013 tarihinde tebliğ edilmiştir.
213 sayılı Kanun'un 94. maddesinde, muhatabın adreste bulunmaması halinde, görünüşüne nazaran 18 yaşından aşağı olmaması ve bariz bir surette ehliyetsiz bulunmaması şartıyla ikametgâh adresinde bulunanlardan birine tebliğ yapılması tebliğin geçerliliği için yeterli olup tebliğ yapılan şahsın ilgili adreste ikamet etme zorunluluğuna veya muhatapla herhangi bir sosyal bağının bulunmasına dair ek bir şart öngörülmemiştir.
Bu durumda, davacının ikametgâh adresinde bulunan kişiye yapılan tebliğin usulüne uygun olduğu sonucuna varılmıştır.
Diğer taraftan, davacı tarafından, ilgili tebliğin, boşandığı eşinin ikametgâh adresinde yapıldığı hususunda ileri sürülen iddia da ispatlanamamıştır.
Bu nedenle defter ve belge isteme yazısının usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği gerekçesiyle vergi ve cezaları kaldıran Mahkeme kararında hukuka isabet görülmemiştir.
Daire, bu gerekçeyle kararı bozmuştur.
Ankara 2. Vergi Mahkemesinin 10/09/2020 tarih ve E:2020/1345, K:2020/1372 sayılı ısrar kararı:
Mahkeme, ilk kararında yer alan aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ısrar etmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
28/03/2007 tarih ve 26476 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 5604 sayılı Mali Tatil İhdas Edilmesi Hakkında Kanun'un 1. maddesinin (4) numaralı fıkrasında yer alan kural, defter ve belge ibraz yazısının mali tatil süresince tebliğ edilmesini engellememekle birlikte bu süre içerisinde mükelleflerden defter ve belgelerini ibraz yükümlülüğünü yerine getirmelerinin beklenemeyeceği açıktır. Mali tatil süresi içinde tebliğ edilen defter ve belge ibraz yazısında belirlenen ibraz süresinin mali tatil süresinin bitiminden itibaren başlatılması gerekmektedir.
Öte yandan, uyuşmazlığa konu olayda, defter ve belge ibraz yazısı mali tatilin uygulandığı 02/07/2013 tarihinde tebliğ edilmiş ise de dava konusu cezalı tarhiyatın dayanağı 11/10/2013 tarihli vergi inceleme raporunun tanzim tarihine kadar davacı tarafından ilgili yıla ait defter ve belgelerin ibraz edilmediği de sabittir.
| Bu karar Maliye Postası elektronik mevzuat yayınlarına Vergi Usul Kanununun 256. maddesinin altına kaydedilmiştir. |
| Kararın tamamını okumak için tıklayın. |
| Bunun gibi Danıştay Kararlarını, özelgeleri , Vergi SGK, İş, Ticaret Mevzuatı ile ilgili güncel konularda uygulamaya yönelik makaleleri düzenli olarak takip etmek, |
| Mevzuta hızlı ve güvenilir bir şekilde erişmek , |
| Ücretsiz danışmanlık hizmetimizle zaman kazanmak, |
| Hediye fırsatlarından yararlanmak için siz de abonemiz olun. |
| Diğer özelgeleri ve Danıştay Kararlarını incelemek için tıklayın. |
| Abonelerimizin sorduğu bazı soruları ve bunlara verdiğimiz yanıtları incelemek için tıklayın. |