Danıştay Kararları,Özelge ve Genel Yazılar
Özelge Talep Edilen Konu İçin İhtirazi Kayıtlı Düzeltme Beyannamesi Verilmesi Hakkında
T.C. D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/2154
Karar No : 2022/3618
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin …Bölge İdare Mahkemesi …Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:…sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, yasal süresinden sonra ihtirazi kayıtla verilen 2016 yılına ilişkin kurumlar vergisi düzeltme beyannamesi üzerinden yapılan tahakkukun iptali ile 4.421.561,01-TL vergi ile 61.901,85-TL gecikme faizinin yasal faiziyle birlikte iadesi istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davacı şirketin 25/06/2015 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında geçmiş yıllar kârının hissedarlara dağıtılmasına, 06/07/2015 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısında ise şirketin sermayesinin 560.000.000 TL'den 1.070.000.000 TL'ye artırılmasına karar verildiği ve tek iştiraki olan …Holding Anonim Şirketi tarafından taahhüt edilen sermaye artırım tutarının 2015 yılı içerisinde ödendiği, sermaye artışı için taahhüt edilen tutarın büyük kısmının …Holding Anonim Şirketi tarafından, davacı şirketçe daha önce kendilerine ödenen temettülerden (kâr payı) finanse edildiği, daha sonra bu şekilde yapılan bir sermaye artırımının 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu 10. maddesinin (ı) bendinde yer alan istisna şartlarını taşıyıp taşımadığı hakkında görüş alınması amacıyla 30/12/2015 tarihinde davacı şirket tarafından, Kocaeli Vergi Dairesi Başkanlığı'ndan özelge talep edildiği, 2016 yılı kurumlar vergisi beyannamesinin süresi içerisinde davacı şirketin özelge talebine herhangi bir cevap verilmediği, bu nedenle kanuni beyanname verme süresi dolmadan ve özelge cevabı beklenmeden sermaye artırımı nakden yapıldığından kurumlar vergisi kanunundaki indirim hakkından yararlanılabileceği düşünülerek 2016 yılı kurumlar vergisi beyannamesinin herhangi bir ihtirazi kayıt olmaksızın 25/04/2017 tarihinde verildiği, beyannamenin verilmesinin ardından Kocaeli Vergi Dairesi Başkanlığı'nca, talep edilen özelgeye verilen 09/05/2017 tarihli cevapta, davacı şirketin yapmış olduğu sermaye artırımı nedeniyle kurumlar vergisi kanunundaki indirim hakkından yararlanmasının mümkün olmadığı yönünde görüş bildirildiği, bunun üzerine davacının, kanuni beyanname verme süresinden sonra 31/05/2017 tarihinde "Kurumlar Vergisi Kanunu 10.maddesi (ı) bendinden yararlanmaya engel bir durum bulunmadığı" şeklinde ihtirazi kayıt içeren düzeltme beyannamesi vermesi üzerine adına yapılan tahakkukun iptali ve fazla tahsil edildiği belirtilen kurumlar vergisi ve gecikme faizinden oluşan tutarın yasal faiziyle birlikte tarafına ödenmesi için bakılan davanın açıldığının anlaşıldığı olayda, davacının süresinde verdiği kurumlar vergisi beyannamesinde herhangi bir ihtirazi kayda yer vermediği, düzeltme beyannamesinin davalı idarenin bu yöndeki baskısı veya davacı şirketin iradesini sakatlayan herhangi bir eylemi neticesinde değil fakat davacı şirket tarafından daha önceden talep edilen özelge isteğine davalı idarece olumsuz cevap verilmesi nedeniyle verildiği, zira kanuni süresinden sonra verilen ikinci beyannameye konulan ihtirazi kayda konu ihtilafın, kanuni süre içerisinde verilmesi gerekli kurumlar vergisi beyanname verme süresi öncesinde ve içerisinde de bilindiği, zira bu konuda 30/12/2015 tarihinde davalı idareden özelge talebinde bulunulduğu, bu sebeple, ikinci beyannameye konan ihtirazi kaydın aynı şekliyle kanuni süresi içinde verilen beyannameye de konulabileceği hususları birlikte değerlendirildiğinde, ilk beyanname verme süresi geçirildikten sonra, 31/05/2017 tarihinde verilen düzeltme beyannamesine konulan ihtirazi kaydın, süresinden sonra verilen beyanname üzerine tahakkuk eden vergiye dava açılmasına olanak sağlayan bir çekince olarak kabulüne olanak bulunmadığından sonradan verilen ihtirazi kayıtlı beyan üzerine tahakkuk eden vergilere karşı dava açılamayacağından, dava konusu tahakkuk işleminde hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
Bölge Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusunun, usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca reddine karar verilmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacı şirketin, 25/06/2015 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında geçmiş yıllar kârının hissedarlara dağıtılmasına, akabinde, 06/07/2015 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısında, şirketin sermayesinin 560.000.000 TL'den 1.070.000.000 TL'ye artırılmasına karar verildiği ve tek iştiraki olan …Holding Anonim Şirketi tarafından taahhüt edilen sermaye artırım tutarının 2015 yılı içerisinde ödendiği, sermaye artışı için taahhüt edilen tutarın büyük kısmının … Holding Anonim Şirketi tarafından, davacı şirketçe daha önce kendilerine ödenen temettülerden (kâr payı) finanse edildiği, daha sonra bu şekilde yapılan bir sermaye artırımının 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu 10.maddesinin (ı) bendinde yer alan istisna şartlarını taşıyıp taşımadığı hakkında görüş alınması amacıyla 30/12/2015 tarihinde davacı şirket tarafından, Kocaeli Vergi Dairesi Başkanlığından görüş talep edildiği, talep edilen görüşün geç gelmesi üzerine davacı şirket tarafından ilgili yılda yapılan sermaye artışı üzerinden hesaplanan faizin %50'sinin, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu 10.maddesinin (ı) bendindeki hüküm uyarınca kurum kazancından indirildiği, Kocaeli Vergi Dairesi Başkanlığının 09/05/2017 tarihininde verdiği görüşün aleyhe olması nedeniyle şirket tarafından 2016 hesap dönemine ilişkin olarak 31/05/2017 tarihinde verilen ikinci beyannamede daha önce kurum kazancından indirilen tutarın beyannameden çıkarıldığı, yeniden verilen beyannameye uyarınca tahakkuk eden verginin gecikme faiziyle davalı idarece tahsil edildiği, davacının düzeltme beyannamesi üzerine yapılan tahakkuk uyarınca ödediği vergi ve gecikme faizinin yasal faiziyle birlikte ödenmesini talep ettiği anlaşılmaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun idari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı başlıklı 2. maddesinde, idari dava türleri sayılarak (a) bendinde iptal davası, idarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan dava olarak tanımlanmaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Mükelleflerce, ihtirazi kayıtla verilen düzeltme beyannameleri esas alınarak yapılan tahakkuk, hesaplanan gecikme faizi ve kesilen vergi ziyaı cezalarına karşı açılan davaların esası incelenmeden reddedilmeleri nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği ileri sürülerek yapılan başvuru üzerine, Anayasa Mahkemesinin 27/02/2019 tarih ve Başvuru No:2015/15100 sayılı kararıyla; başvurucuların mülkiyet haklarına müdahale teşkil eden vergilendirme işlemlerinin yargı yoluyla denetlenebilmesi imkânına sahip olamadıkları dolayısıyla, derece mahkemelerinin 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 378. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen hukuk kuralını, düzeltme beyannamesine ihtirazi kayıt konulmasının dava açma hakkı vermeyeceği şeklinde yorumlamasının -sürecin bütününe bakıldığında- başvurucuların, müdahalenin hukuka aykırı olduğuna yönelik olarak iddia ve itirazlarını etkin bir biçimde sunamaması sonucuna yol açtığı, buna göre somut olayda mülkiyet hakkının öngördüğü usul güvencelerinin sağlanamamasından dolayı müdahalenin başvuruculara şahsi olarak aşırı bir külfet yüklediği, mülkiyet hakkının korunması ile müdahalenin kamu yararı amacı arasında olması gereken adil dengenin başvurucular aleyhine bozulduğu sonucuna ulaşıldığı, başvurucuların mülkiyet haklarına yapılan müdahale ölçüsüz olduğu gerekçesiyle Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine, kararın bir örneğinin ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere vergi mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Yukarıda "Mevzuat" bölümünde yer verilen tanıma göre açılan bir iptal davasında iptali istenilen işlemin; yetki, şekil, sebep, konu ve maksat unsurları açısından ayrı ayrı hukuka uygun olup olmadıklarının denetlenmesi gerekmekte olup, bu unsurlardan birisinde hukuka aykırılık bulunursa işlem iptal edilmelidir.
Hukuka uygunluk denetiminin yapılması gereken sebep unsuru idari yargıda; idareyi işlemi yapmaya iten saik olarak tanımlanmıştır. İdare tesis ettiği işlemi, gerçek ve hukuka uygun sebeplere dayandırmak zorundadır. Sebebin gerçek olması, varlığının usulüne uygun olarak yapılan tespitlerle ortaya konulmuş olması; hukuka uygun olması ise idarenin işlemi dayandırdığı sebebin, kanunda tesisi için dayanabileceği öngörülen sebeplerden olması anlamına gelmektedir.
Dava konusu uyuşmazlıkta sebep unsuru, davacıya … tarih ve …sayılı yazı ile duyurulduğu üzere, kar dağıtımından sonra artırılan sermaye üzerinden hesaplanan tutarın indirimden yararlandırılmamasıdır.
| Bu karar Maliye Postası elektronik mevzuat yayınlarına İdari Yargılama Usulü Kanununun 27. maddesinin altına kaydedilmiştir. |
| Kararın tamamını okumak için tıklayın. |
| Bunun gibi Danıştay Kararlarını, özelgeleri , Vergi SGK, İş, Ticaret Mevzuatı ile ilgili güncel konularda uygulamaya yönelik makaleleri düzenli olarak takip etmek, |
| Mevzuta hızlı ve güvenilir bir şekilde erişmek , |
| Ücretsiz danışmanlık hizmetimizle zaman kazanmak, |
| Hediye fırsatlarından yararlanmak için siz de abonemiz olun. |
| Diğer özelgeleri ve Danıştay Kararlarını incelemek için tıklayın. |
| Abonelerimizin sorduğu bazı soruları ve bunlara verdiğimiz yanıtları incelemek için tıklayın. |