Danıştay Kararları,Özelge ve Genel Yazılar
Vergi Tekniği Raporunun Tebliğ Edilmediğinden Bahisle Cezalı Tarhiyatın Kaldırılması
DANIŞTAY 4. Daire
Esas No: 2015/1790 Karar No : 2018/1161
İstemin Özeti: Davacı adına, sahte fatura düzenlendiğinden bahisle düzenlenen vergi tekniği raporuna istinaden takdir komisyonu kararıyla belirlenen matrahlar üzerinden 2010 yılı için tarh edilen vergi ziyaı cezalı gelir vergisi ile 2010/4-6, 10-12 dönemleri geçici vergisinin kaldırılması istemiyle dava açılmıştır. Vergi mahkemesinin kararıyla; dava konusu ihbarnamede yer alan matrah tutarının hesaplanmasında ve bu tutara hangi tespitler uyarınca nasıl ulaşıldığına ilişkin olarak düzenlenen dayanak vergi tekniği raporunun davacıya tebliği edilmediği, davacının hangi suç ile isnad edildiğini öğrenme ve bu duruma göre savunma yapma hakkı elinden alınmış bulunduğu, davacının savunma hakkının engellendiği, kendisine ait bilgilerin verilmemesinin 213 sayılı kanunun “Vergi Mahremiyeti” başlıklı 5. maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceğinden işlemlerin dayanağı vergi tekniği raporunun davacıya tebliğ edilmesinden dolayı davacı hakkında yapılan cezalı tarhiyatta hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın, hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
Davacı adına, sahte fatura düzenlendiğinden bahisle düzenlenen vergi tekniği raporuna istinaden takdir komisyonu kararıyla belirlenen matrahlar üzerinden 2010 yılı için tarh edilen vergi ziyaı cezalı gelir vergisi ile 2010/4-6, 10-12 dönemleri geçici vergisinin kaldırılması istemiyle açılan davayı kabul eden mahkemek ararı davalı idare tarafından temyiz edilmektedir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun , 34. maddesinde yer alan hükme göre, vergi ihbarnamesi, idarenin tarh ettiği vergiyi, ceza ihbarnamesi ise, 366. maddesinin birinci fıkrasında yer verildiği gibi, 365. madde uyarınca kesilen cezayı ilgililere duyuran bildirimlerdir. Tarh edilmiş olan vergi veya kesilmiş cezaya ilişkin ihbarnamelerde yer alması gereken hususlar adı geçen Kanunun 35. maddesinin birinci fıkrasında oniki bentte ve takdir komisyonunun kararı üzerine tarh edilen vergilerde kararın ve re’sen takdiri gerektiren inceleme raporunun birer suretinin ihbarnameye ekleneceği maddenin son fıkrasında belirtilmiş olup bu unsurlardan herhangi birinin eksik veya yanlış yazılmasının ihbarnamenin hukuksal değerini yitirmesine yol açmayacağı “Hatalı Tebliğler” başlıklı 108. maddesinde düzenlenmiş ve ihbarnamelerde sadece mükellefin adının verginin nev’ini veya miktarının ve vergi mahkemesinde dava açma süresinin hiç yazılmamış olmasının ihbarnamesi hükümsüz kılacağı kurala bağlanmaktadır.
31.10.20111 tarih ve 28101 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Vergi Denetim Kurulu Yönetmeliğinin 56. maddesine göre vergi müfettişlerinin çalışmalarının sonuçlarını, işlerin özelliğine göre vergi inceleme raporu ile tespit edecekleri kurala bağlanmış, 57. maddesinde vergi inceleme raporları ise Vergi Usul Kanunu ile gelir kanunları uyarınca yapılan vergi incelemeleri sonrasında saptanan hususların ifade edildiği raporlar olarak tanımlanmıştır. Vergi tekniği raporları ise; yürütülmekte olan incelemelerde birden fazla mükellefi veya vergi türünü ya da aynı mükellefin birden fazla vergilendirme dönemini kapsayan eleştiri konusu yapılabilecek hususların tespit edilmesi halinde, konunun tek bir raporda ifade edilebilmesi amacıyla düzenlenen raporlar olarak nitelendirilmiş ve vergi tekniği raporlarının, düzenlenecek vergi inceleme raporlarının ekini oluşturacağı belirtilmektedir.
Bu durumda, ilgililer hakkında herhangi bir vergilendirme işlemini barındırmadığından icrai olmayan ve 213 sayılı Kanunun 35. maddesi uyarınca ihbarnameye eklenecek unsurlar arasında da sayılmayan vergi tekniği raporlarının, vergi inceleme raporlarının ekini oluşturmak ya da incelemeler sırasında saptanan ancak beyan dönemi henüz gelmemiş vergilerle ilgili olarak saptanan hususlarda ilgili makamları bilgilendirmek, takdir komisyonlarına veri teşkil etek amacıyla düzenlenmekte olduğu anlaşılmaktadır. Kaldı ki, tarh edilmiş olan verginin veya kesilmiş cezanın bildirim aracı olan ihbarnamelerde yer alması aranan 35. maddedeki unsurlardan herhangi birinin eksik veya yanlış yazılmasının ihbarnamelerin hukuksal değerini yitirmesine yol açmayacağı, 213 sayılı Kanunun “Hatalı tebliğler” başlıklı 108. maddesinde dava açma süresinin hiç yazılmamış olmasının veya ihbarnamenin görevli bir makam tarafından düzenlenmemiş olmasının ihbarnameyi hükümsüz kılacağı hükme bağlanmıştır. Dolayısıyla verginin tarhı ve cezanın kesilmesi hususunu, bunları duyuran ihbarnamelerden ve tebliğinden ayrı düşünmek gerekmektedir.