Danıştay Kararları,Özelge ve Genel Yazılar
Takdire Sevk Edilmekle Zaman Aşımı Süresi Durduğundan Davacının Yaptığı Düzeltme Şikayet Başvurusunda Zaman Aşımı Bulunmamaktadır
Ankara Bölge İdare Mahkemesi İkinci Vergi Dava Dairesi
E: 2020/670 K: 2020/969
İSTEMİN ÖZETİ :
Davacı şirket tarafından, kanuni süresi geçtiği halde KDV beyannamesini vermediğinden bahisle sevk edildiği takdir komisyonu kararı uyarınca takdir edilen matrah üzerinden 2013/8 dönemine ilişkin olarak re’sen tarh edilen katma değer vergisi ile tekerrür nedeniyle yüzde elli oranında artırılarak kesilen vergi ziyaı cezasının kaldırılması istemiyle yapılan düzeltme şikayet başvurusunun zımnen reddine dair işlemin iptali istemiyle açılan davayı; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 116. maddesinde, vergi hatası, vergiye müteallik hesaplarda veya vergilendirmede yapılan hatalar yüzünden haksız yere fazla veya eksik vergi istenmesi veya alınması olarak tanımlandığı; 117 ve 118. maddelerinde hesap hataları ve vergilendirme hatalarının düzenlendiği; 122. maddesinde, mükelleflerin vergi muamelelerindeki hataların düzeltilmesini vergi dairesinden isteyebilecekleri; 124. maddesinde de, vergi mahkemelerinde dava açma süresi geçtikten sonra yaptıkları düzeltme talepleri reddolunanların şikayet yolu ile Maliye Bakanlığı’na müracaat edebileceklerinin öngörüldüğü; aynı Kanunun 126. maddesinde ise, 114. maddede yazılı zamanaşımı süresi dolduktan sonra meydana çıkarılan vergi hatalarının düzeltilemeyeceği belirtildikten sonra, maddenin (a) bendinde, düzeltme zamanaşımı süresinin; zamanaşımı süresinin son yılı içinde tarh ve tebliğ edilen vergilerde hatanın yapıldığı tarihten başlayarak bir yıldan aşağı olamayacağı hükmüne yer verildiği; dosyanın incelenmesinden, araç alım satım işinden dolayı uyuşmazlık konusu döneme ilişkin vermesi gereken beyannameyi kanuni süresi geçtiği halde vermediğinden bahisle 28/08/2014 tarihinde sevk edildiği takdir komisyonu tarafından belirlenen matrah üzerinden cezalı tarhiyat yapılarak elektronik posta yoluyla 30/01/2018 tarihinde davacı şirkete tebliğ edildiği, davacı şirket tarafından söz konusu tarhiyatın kaldırılması istemiyle 29/08/2019 tarihinde düzeltme başvurusunda bulunulduğu, sonrasında 30/10/2019 tarihinde şikayet yoluyla Gelir İdaresi Başkanlığı’na başvuruda bulunulduğu, yapılan başvurunun zımnen reddi üzerine görülmekte olan iş bu davanın açıldığının anlaşıldığı; olayda, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 126/a maddesinde belirtilen zamanaşımı süresinin son yılı içinde tarh ve tebliğ edilen vergilerde hatanın yapıldığı tarihten başlayarak bir yıldan aşağı olamayacağı hüküm karşısında, 2013/8 dönemine ilişkin olarak zamanaşımı süresinin son yılı içerisinde 24/01/2018 tarihinde tarh edilen ve 30/01/2018 tarihinde tebliğ edilen verginin düzeltme zamanaşımı süresinin en iyi ihtimalle 30/01/2019 tarihi olduğunun açık olduğu, davacı şirket tarafından düzeltme başvurusunun ise, zamanaşımı süresinin sona ermesinden sonra 29/08/2019 tarihinde yapıldığı görüldüğünden, anılan Kanunun 126. maddesindeki düzeltme zamanaşımı süreleri geçtikten sonra, 29/08/2019 tarihinde vergi dairesine başvurmak suretiyle 213 sayılı Kanun’da vergilendirme hataları için düzenlenen düzeltme ve şikayet yolu işletilerek uyuşmazlık konusu tarhiyatın idari davaya konu edilmesine olanak bulunmadığından, davalı idarece davacının şikayet başvurusunun cevap verilmemek suretiyle reddedilmesine ilişkin işlemde hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle reddeden, Ankara 5. Vergi Mahkemesi’nin 01/05/2020 gün ve E:2019/1642, K:2020/976 sayılı kararının; hukuka aykırı olduğu, dava konusu vergi tarhiyatına ait ihbarnamenin usulüne uygun şekilde tebliğ edilmediği, olayda düzeltme zamanaşımının bulunmadığı ileri sürülerek kaldırılması istenilmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Ankara Bölge İdare Mahkemesi 2. Vergi Dava Dairesi’nce gereği görüşüldü:
Davacı şirket tarafından, kanuni süresi geçtiği halde KDV beyannamesini vermediğinden bahisle sevk edildiği takdir komisyonu kararı uyarınca takdir edilen matrah üzerinden 2013/8 dönemine ilişkin olarak re’sen tarh edilen katma değer vergisi ile tekerrür nedeniyle yüzde elli oranında artırılarak kesilen vergi ziyaı cezasının kaldırılması istemiyle yapılan düzeltme şikayet başvurusunun zımnen reddine dair işlemin iptali istemiyle açılan davayı reddeden Vergi Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 122. maddesinde, mükelleflerin, vergi muamelerindeki hataların düzeltilmesini vergi dairesinden isteyebilecekleri; 124. maddesinde de, vergi mahkemelerinde dava açma süresi geçtikten sonra yaptıkları düzeltme talepleri reddolunanların şikayet yolu ile Maliye Bakanlığı’na müracaat edebilecekleri açıklanmıştır. Kanunun 116. maddesinde vergi hatası, “Vergi hatası, vergiye müteallik hesaplarda veya vergilendirmede yapılan hatalar yüzünden haksız yere fazla veya eksik vergi istenmesi veya sanmasıdır.” şeklinde tanımlanmıştır. Aynı Kanunun 117. maddesinde, matrah hataları, vergi miktarında hatalar ve verginin mükerrer olması hesap hataları olarak; 118. maddesinde de, mükellefin şahsında hata, mükellefiyette hata, mevzuda hata ve vergilendirme veya muafiyet döneminde hata vergilendirme hatası olarak sayılmıştır. Anılan Kanunun 117’nci maddenin 2’nci bendinde, “Vergi miktarındaki hata”nın, vergi nispet ve tarifelerinin yanlış uygulanması, mahsupların yapılmamış veya yanlış yapılmış olması, birinci bentte yazılı vesikalarda verginin eksik veya fazla hesaplanmış veya gösterilmiş olması olarak belirtilmiştir.
Aynı Kanunun “Düzeltmede zamanaşımı” başlıklı 126. maddesinde, 114. maddede yazılı zamanaşımı dolduktan sonra meydana çıkarılan vergi hatalarının düzeltilemeyeceği, şu kadar ki, düzeltme zamanaşımı süresinin; (a) bendinde, zamanaşımı süresinin son yılı içinde tarh ve tebliğ edilen vergilerde hatanın yapıldığı; (b) bendinde, ilan yoluyla tebliğ edilip vergi mahkemesinde dava konusu yapılmaksızın tahakkuk eden vergilerde mükellefe ödeme emrinin tebliğ edildiği; (c) bendinde, ihbarname ve ödeme emri ilan yoluyla tebliğ edilen vergilerde 6183 sayılı Kanun’a göre haczin yapıldığı tarihten başlayarak bir yıldan aşağı olamayacağı kuralına yer verilmiştir.
Öte yandan, 213 sayılı Kanun’un 113. maddesinde, zamanaşımı, süre geçmesi suretiyle vergi alacağının kalkması olarak tanımlanmıştır.
Anılan Kanunun 114. maddesinin ikinci fıkrasının zamanaşımının durma süresinin belirsizliğinin Anayasa’nın 2. maddesinde yer alan hukuk devleti ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’nin 15/10/2009 tarihli ve E:2006/124, K:2009/146 sayılı kararı ile iptal edilmesinden sonra 23/7/2010 tarihli ve 6009 sayılı Kanun’un 8. maddesiyle yeniden düzenlenen ve 01/07/2010 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe giren halinde “Şu kadar ki, vergi dairesince matrah takdiri için takdir komisyonuna başvurulması zamanaşımını durdurur. Duran zamanaşımı mezkur komisyon kararının vergi dairesine tevdiini takip eden günden itibaren işlemeye devam eder. Ancak işlemeyen süre her hâl ve takdirde bir yıldan fazla olamaz.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Vergi hukukunda zamanaşımının durması, kanunda sayılan hallerin ortaya çıkması ile zamanaşımı süresinin işlememesini ifade etmektedir. Vergi dairesinin matrah takdiri için takdir komisyonuna başvurması zamanaşımı süresini durdurmaktadır. 213 sayılı Kanun’un 114. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan ve Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı doğrultusunda takdir komisyonunda geçen süre açısından belirlilik sağlama amacı taşıyan düzenlemeye göre takdir komisyonuna başvuru üzerine işlemeyen zamanaşımı süresi her hâl ve takdirde bir yıldan fazla olamayacaktır. Takdir komisyonuna başvuru ile duran zamanaşımı süresi, takdir komisyonu kararının vergi idaresine tevdiini takip eden günden itibaren kaldığı yerden yeniden işlemeye başlayacaktır.
Dosyanın incelenmesinden; 2013/8 dönemine ait KDV beyannamesini vermeyen davacı şirketin anılan vergilendirme dönemine ait katma değer vergisinin matrah tespiti için 28/08/2014 tarihinde takdire sevk edildiği, 25/12/2017 tarihli takdir komisyonu kararının bir yıldan uzun bir süre sonra 23/01/2018 tarihinde ilgili vergi dairesine tevdii edildiği, takdir komisyonu kararına dayanılarak anılan dönem için yapılan tarhiyata ilişkin 2018012413D6z0000006 sayılı vergi/ceza ihbarnamesinin e-tebliğ olarak 30/01/2018 tarihinde tebliğ edildiği, ancak dava konusu edilmediği için söz konusu cezalı verginin kesinleştiği; davacının, öteden beri araç alım satımı faaliyetinde bulunduğu, takdir komisyonunca hem katma değer vergisi matrahında hem de KDV oranında hata yapıldığı, zira matrah takdirine esas alınan satışa konu araçların, araç satış senetleri ve satış faturalarında da görüleceği üzere tamamının binek otomobil olduğundan bu araçların satışında uygulanması gereken KDV oranının %18 değil %1 olması gerektiği, dolayısıyla 213 sayılı Kanun’un 117. maddesine göre hesap hatası yapıldığından gerekli düzeltmenin yapılmasının 29/08/2019 tarihli dilekçe ile ilgili vergi dairesinden istenilmesine rağmen 30 günlük süre içerisinde cevap verilmediği gerekçesiyle 03/10/2019 tarih ve 212308 kayıt numaralı dilekçe ile Gelir İdaresi Başkanlığı’na şikayet yolu ile başvuruda bulunduğu, bu başvurunun da zımnen reddedildiğinden bahisle, söz konusu zımni ret işleminin iptali istemiyle 12/12/2019 tarihinde bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır. Diğer taraftan, dava açıldıktan sonra Dışkapı Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 30/12/2019 tarih ve E.475002 sayılı işlemi ile davacının düzeltme talebinin reddedildiği görülmüştür.
Yukarıda anlatılan tespitler dikkate alındığında, 2013/8 dönemi için salınan cezalı vergiye ait tarh zamanaşımı süresinin takdir komisyonuna başvurulmasa idi 31/12/2018 tarihinde sona ereceği; ancak 28/08/2014 tarihinde takdire sevk edilmekle zamanaşımı süresinin durduğu, bu sürenin takdir komisyonu kararının vergi dairesine tevdiini takip eden günden itibaren kaldığı yerden işlemeye devam edeceği, uyuşmazlıkta takdir komisyonu kararı her ne kadar 1 yıldan uzun bir süre sonra vergi dairesine tevdii edildi ise de, zamanaşımı nedeniyle işlemeyen süre her hal ve takdirde 1 yıldan fazla olamayacağından anılan döneme ait tarh zamanaşımı süresinin 31/12/2019 tarihinde sona ereceği, davacı şirketin bu süre içerisinde düzeltme şikayet başvurusu yaptığı, dolayısıyla olayda düzeltme zamanaşımı bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Nitekim, davalı idarenin savunma dilekçesi ekinde yer alan, Gelir İdaresi Başkanlığı’nın, Gelir Yönetimi Daire Başkanlığı’na hitaben yazdığı 01/11/2019 tarih ve E.85990 sayılı yazısında ve yine Gelir İdaresi Başkanlığı’nın, Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı’na hitaben yazdığı 11/11/2019 tarih ve E.155130 sayılı yazısında bu husus yani tarh zamanaşımı süresinin 31/12/2019 tarihinde sona ereceği açıkça belirtilmiştir.
Bu karar Maliye Postası elektronik mevzuat yayınlarına Vergi Usul Kanununun 122. maddesinin altına kaydedilmiştir. Kararın tamamını okumak için tıklayın.
Bunun gibi özelgeleri ,Vergi SGK, İş, Ticaret Mevzuatı ile ilgili güncel konularda uygulamaya yönelik makaleleri düzenli olarak takip etmek, ücretsiz danışmanlık hizmetimizden yararlanmak için siz de abonemiz olun.
Diğer karar ve özelgeleri görmek için tıklayın.