Danıştay Kararları,Özelge ve Genel Yazılar
Şirkete Alınacak Teminat Mektubu İçin Şirket Ortağının Taşınmazının İpotek Masrafları
İlgide kayıtlı özelge talep formunda, … Vergi Dairesi Müdürlüğünün … vergi numaralı mükellefi olduğunuz, şirketiniz tarafından bankalar nezdinde teminat mektubu alınabilmesi ve kredi limiti açılması için; şirketiniz ortağının yakınlarından bir kişinin gayrimenkulünü ipotek ettirmesi karşılığı bu gayrimenkul ile ilgili olarak yapılan sigorta, ekspertiz ve benzeri giderlerin şirketinizce kurumlar vergisi matrahından indirilip indirilemeyeceği,
başkası adına kayıtlı bir arsanın şirketiniz yararına ipotek ettirilmesi karşılığı arsa sahibine ödenecek bedelin; gider yazılmasının mümkün olup olmadığı, gider kaydedilebilmesi için yazılı sözleşme gerekip gerekmediği, arsa sahibine ödenmesi esnasında stopaj yapmanızın gerekip gerekmediği
hususlarında özelge talep edildiği anlaşılmakta olup, konuyla ilgili olarak Başkanlığımız görüşleri aşağıdaki gibidir.
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6. maddesinde, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ve safi kurum kazancının tespitinde de, GVK.nun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
Bununla beraber, 193 sayılı GVK.nun 38. maddesinin birinci fıkrasında, "Bilanço esasına göre ticari kazanç, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet farktır. Bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce:
İşletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir.
İşletmeden çekilen değerler ise farka ilave olunur.
Ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında VUK.nun değerlemeye ait hükümleri ile bu Kanunun 40 ve 41. maddeleri hükümlerine uyulur." hükmüne yer verilmiştir.
Aynı Kanununun 40. maddesinde ise, safi kurum kazancının tespit edilmesi sırasında indirilecek giderler tadadi olarak sayılmış olup, maddenin (1) numaralı bendi ile ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin safi kazancın tespitinde indirim konusu yapılacağı hükme bağlanmıştır.
Diğer taraftan, GVK.nun "Arızi Kazançlar" başlıklı 82. maddesinde, arızi olarak ticari muamelelerin icrasından veya bu nitelikteki muamelelere tavassuttan elde edilen kazançların vergiye tabi arızi kazançlar arasında sayılması nedeniyle, kefil olunma suretiyle elde edilen menfaatler süreklilik arz etmemesi durumunda vergiye tabi arızi kazanç olarak değerlendirilmektedir. Maddenin devamında; arızi olarak ticari muamelelerin icrasından veya bu nitelikteki muamelelere tavassuttan elde edilen kazançların (278 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile 2011 yılı için) 19.000 TL'lik kısmının istisna olduğu hüküm altına alınmıştır.
Anılan Kanunun 83. maddesinde yer alan "Hilafına hüküm olmadıkça, Gelir Vergisi mükellefin veya vergi sorumlusunun beyanı üzerine tarh olunur." hükmü ve söz konusu arızi kazançlar üzerinden vergi kesintisi yapılmasına dair herhangi bir hüküm bulunmaması göz önünde bulundurularak bu şekilde tam mükellef gerçek kişiler tarafından arızi olarak kefil olunma suretiyle elde edilen menfaatlerin (Gelir vergisi Kanununun 86. maddesi gereği kazanç ve iratların istisna hadleri içinde kalan kısmı hariç) yıllık gelir vergisi beyannamesiyle beyan edilmesi gerekmektedir.
TARİH : 23.02.2012
SAYI : B.07.1.GİB.4.34.16.01-KVK 6-700
Bu özelge Maliye Postası elektronik mevzuat yayınlarına Kurumlar Vergisi Kanununun 6. maddesinin altına kaydedilmiştir. |
Özelgenin tamamını okumak için tıklayın. |
Bunun gibi özelgeleri , Danıştay Kararlarını, Vergi SGK, İş, Ticaret Mevzuatı ile ilgili güncel konularda uygulamaya yönelik makaleleri düzenli olarak takip etmek, |
Mevzuta hızlı ve güvenilir bir şekilde erişmek , |
Ücretsiz danışmanlık hizmetimizle zaman kazanmak, |
Hediye fırsatlarından yararlanmak için siz de abonemiz olun. |
Diğer özelgeleri ve Danıştay Kararlarını incelemek için tıklayın. |
Abonelerimizin sorduğu bazı soruları ve bunlara verdiğimiz yanıtları incelemek için tıklayın |