Danıştay Kararları,Özelge ve Genel Yazılar
Ortaklara Dağıtıldığı İddia Edilen Fark Kârın Kurumun Bünyesinde Bulunup Bulunmadığının Belirlenmesi Gerekir
T.C. DANIŞTAY
Vergi Dava Daireleri Kurulu
E: 2020/1420, K: 2022/95
Dava Konusu İstem: Davacı şirketin 2012 yılı hesaplarının incelenmesi neticesinde düzenlenen vergi inceleme raporuna istinaden bir kısım hasılatını kayıt ve beyan dışı bıraktığı; amortisman suretiyle giderleştirilmesi gereken bir kısım alımlarını maliyet hesabında muhasebeleştirmek suretiyle kurumlar vergisinin matrahını aşındırdığının tespit edilmesi nedeniyle yeniden düzenlenen gelir tablosuna istinaden bulunan mali kârın üzerinden hesaplanan kurumlar vergisini aşan kısmını ortaklara kâr payı olarak dağıtmasına karşın tevfikat yükümlülüğünü yerine getirmediğinden hareketle 2013 yılının Nisan dönemi için re’sen salınan gelir (stopaj) vergisi ile verginin bir katı tutarında kesilen ve tekerrür hükmü uygulanmak suretiyle artırılan vergi ziyaı cezasının kaldırılması istemiyle dava açılmıştır.
Trabzon Vergi Mahkemesinin 14/12/2016 tarih ve E:2016/486, K:2016/782 sayılı kararı:
Davacı şirketin 2012 yılı hesaplarının kurumlar vergisi yönünden incelenmesi sonucu düzenlenen vergi inceleme raporunda, davacının 2012 yılında inşa ederek sattığı gayrimenkullerin bir kısmı için düzenlemiş olduğu faturaları gerçek satış bedelleri üzerinden düzenlemediği, amortisman yoluyla giderleştirmesi gereken emtia alışlarını doğrudan gider kaydettiği tespit edilmiş, 2012 yılı hesap döneminde kayıt dışı hasılat ve satışların maliyetinin hatalı hesaplanmasından kaynaklanan matrah farkı 1.075.066,80 TL olarak hesaplanmış, bu tutar üzerinden de 215.013,36 TL kurumlar vergisi tarh edilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Dava konusu cezalı tarhiyatın dayanağı vergi inceleme raporunda ise kurumlar vergisi matrahından o yıla ait kurumlar vergisi tutarı düşüldükten sonra kalan bakiye 860.053,44 TL kazancın ortakların tasarrufunda kaldığı ve ortaklara fiilen örtülü kazanç olarak dağıtıldığı tespit edilmiştir. Söz konusu vergi inceleme raporu uyarınca salınan gelir (stopaj) vergisi ile tekerrür hükümleri uygulanmak suretiyle kesilen vergi ziyaı cezasının kaldırılması istemiyle işbu dava açılmıştır.
Olayda, davacı adına salınan kurumlar vergisi üzerinde 26/07/2016 tarihli tutanak ile uzlaşma sağlandığından verginin dava konusu edilemeyeceği ve davacının kalan bakiye kazancını ne şekilde tasarruf ettiğine yönelik bir iddiasının bulunmadığı hususları birlikte değerlendirildiğinde; kurumlar vergisi matrahı olarak kabul edilen kurum kazancından o yıla ait kurumlar vergisi tutarı düşüldükten sonra kalan bakiye tutarın işletmeden çekilip ortaklara örtülü kazanç olarak dağıtıldığı sonucuna varılmıştır.
Diğer taraftan, 13/11/2012 tarihinde tebliğ edilerek kesinleşen 2012 yılına ilişkin vergi ziyaı cezası esas alınarak dava konusu vergi ziyaı cezasının tekerrür hükmü uygulanmak suretiyle kesilmesinde de hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Vergi Mahkemesi bu gerekçeyle davayı reddetmiştir.
Davacının istinaf istemini inceleyen Samsun Bölge İdare Mahkemesi 1. Vergi Dava Dairesinin 29/03/2017 tarih ve E:2017/207, K:2017/253 sayılı kararı:
Vergi Dava Dairesi, istinaf istemine konu vergi mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu gerekçesiyle istemi reddetmiştir.
Davacının temyiz istemini inceleyen Danıştay Dokuzuncu Dairesinin 13/02/2020 tarih ve E:2017/1526, K:2020/782 sayılı kararı:
Kurum kazancı üzerinden gelir (stopaj) vergisi tevkifatı yapılması için kazançtan doğan kârın, ortaklara dağıtılmış olması gerekmektedir.
Uyuşmazlıkta, cezalı gelir (stopaj) vergisi tarhiyatının dayanağı kurumlar vergisine ilişkin uzlaşma sağlandığı ve uzlaşılan vergi ve cezaların dava konusu edilemeyeceği belirtilerek davanın reddine karar verilmiş ise de inceleme raporuna göre kayıt ve beyan dışı bırakıldığı ileri sürülen kârın ortaklara dağıtıldığına ilişkin inceleme elemanı ya da idarece yapılan somut bir tespit bulunmadığından dava konusu cezalı tarhiyatta hukuka uygunluk görülmemiştir.
Daire bu gerekçeyle Bölge İdare Mahkemesi kararını bozmuştur.
Samsun Bölge İdare Mahkemesi 1. Vergi Dava Dairesinin 11/06/2020 tarih ve E:2020/145, K:2020/131 sayılı ısrar kararı:
Tespit edilen kazancın ne şekilde tasarruf edildiğine ilişkin ispat külfeti 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3. maddesinin (B) bendi uyarınca davacıya ait olup davacı tarafından bu hususta açıklamada bulunulmamıştır.
Vergi Dava Dairesi ilk kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçeye ek olarak bu gerekçeyle ısrar etmiş; ayrıca davacı aleyhine (mükerrer olmamak kaydıyla) vekalet ücretine hükmetmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY:
Davacı şirketin 2012 yılı hesaplarının incelenmesi neticesinde düzenlenen vergi inceleme raporunda bir kısım hasılatını kayıt ve beyan dışı bıraktığı; amortisman suretiyle giderleştirilmesi gereken bir kısım alımlarını maliyet hesabında muhasebeleştirmek suretiyle kurumlar vergisinin matrahını aşındırdığı tespit edilmiştir. Bu tespit nedeniyle yeniden düzenlenen gelir tablosuna istinaden bulunan mali kârın, bu kârın üzerinden hesaplanan kurumlar vergisini aşan kısmının ortaklara kâr payı olarak dağıtılmasına karşın tevfikat yükümlülüğünün yerine getirilmediğinden hareketle 2013 yılının Nisan dönemi için gelir (stopaj) vergisi tarh edilmiş ve verginin bir katı tutarında vergi ziyaı cezası kesilmiş, kesilen ceza tekerrür hükmü uygulanmak suretiyle artırılmıştır.
Söz konusu vergi inceleme raporunda istinaden tarh edilen kurumlar vergisi üzerinde uzlaşma sağlanmış, 26/07/2016 tarihinde uzlaşma tutanağı tanzim edilmiş ve tarh edilen kurumlar vergisi kesinleşmiştir.
Davacı tarafından temyiz dilekçesi ekinde dosyaya sunulan yevmiye defterine yapılan 01/11/2016 tarih ve 2805 madde numaralı muhasebe kaydında "Vergi İnceleme Raporuna Göre Tahakkuk Eden Vergilerin Muhasebeleştirilmesi" açıklamasına yer verilerek, kurumlar vergisine ilişkin vergi inceleme raporunda tespit edilen hasılattan doğan kârın yasal kayıtlara intikal ettirildiği ileri sürülmüştür.
İLGİLİ MEVZUAT:
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 38. maddesinde, bilanço esasına göre ticari kazancın, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet fark olduğu belirtilmiştir.
193 sayılı Kanun’un 94. maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinin (b) alt bendinde, tam mükellef kurumlar tarafından; tam mükellef gerçek kişilere, gelir ve kurumlar vergisi mükellefi olmayanlara ve bu vergilerden muaf olanlara dağıtılan, 75. maddenin ikinci fıkrasının (1), (2) ve (3) numaralı bentlerinde yazılı kâr paylarından vergi tevkifatı yapılması gerektiği kurala bağlanmış, aynı alt bentte yer alan parantez içi kuralda ise kârın sermayeye eklenmesinin kâr dağıtımı sayılmayacağı düzenlenmiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun "Bilanço" başlıklı 192. maddesinin ikinci ve devamı fıkralarında, bilançonun aktif ve pasif olmak üzere iki tabloyu ihtiva edeceği, aktif tablosunda mevcutlar ile alacakların (ve varsa zararın), pasif tablosunda borçların gösterileceği, aktif toplamı ile borçların arasındaki farkın, müteşebbisin işletmeye mevzu varlığını (Öz sermayeyi) teşkil edeceği, öz sermayenin pasif tablosuna kaydolunulacağı ve bu suretle aktif ve pasif tablolarının toplamlarının denkleşeceği, ihtiyatlar ve kâr ayrı gösterilseler dahi öz sermayenin cüzleri sayılacağı kurala bağlanmıştır.
1 Sıra No’lu Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği’nin "Muhasebe Usul ve Esasları" bölümünün "V-Tekdüzen Hesap Çerçevesi, Hesap Planı ve Hesap Planı Açıklamaları" kısmının "C-Hesap Planı Açıklamaları"nda "5. Özkaynaklar" hesabı "İşletme sahip veya ortaklarının bilanço tarihinde işletmeye yapmış oldukları sermaye yatırımlarının tutarını gösteren ödenmiş sermaye ile, Sermaye Yedekleri, Kâr Yedekleri, Geçmiş Yıllar Kârları ve Geçmiş Yıllar Zararları ve Dönemin Net Kâr veya Zararını kapsar." şeklinde tanımlanmış; "570. Geçmiş Yıllar Kârları" hesabı ise "Geçmiş faaliyet dönemlerinde ortaya çıkan ve işletme sahibine veya ortaklarına dağıtılmamış bulunan kârlardan ilgili yedek hesaplarına alınmayan tutarların izlendiği hesaptır. " şeklinde açıklanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Kazançları kurumlar vergisine tabi olan sermaye şirketlerinin en temel gayesi kâr elde etmektir. Kâr dağıtımının ilk şartı kural olarak usulüne göre düzenlenen bilançoya göre ortaya çıkacak kârın elde edilmiş olmasıdır. Elde edilen kâr, yetkili organlarca verilecek karar doğrultusunda ortaklara dağıtılabileceği gibi ortaklara dağıtılmamasına yönelik irade de gösterilebilir.
Kâr dağıtımı için yetkili organlar tarafından bu hususta karar alınması ana kural olmakla birlikte Türk Ticaret Kanunu’nda ve diğer yasal düzenlemelerde öngörülen usuller işletilmeksizin kârın fiilen dağıtılması da söz konusu olabilir. Ancak kârın fiilen dağıtıldığının kabulü için şirketin yasal defterlerine kaydetmediği dolayısıyla vergisel yönüyle beyan dışı bıraktığı faaliyeti sonucunda elde edilmiş kazançtan doğan bir kârın tespit edilmesi gerekmektedir.
Kurumlar vergisi mükellefi olan sermaye şirketleri tarafından elde edilen kazancın yasal defter ve kayıtlarına dahil edilmeyerek beyan edilmemesi, dolayısıyla bu kazanca bilançolarında yer verilmemesi safi kazancın "kâr dağıtımı kararı"na bağlı kılınmaksızın ortaklara gizlice dağıtıldığına karine oluşturur. Ancak mükellefler tarafından kayıt ve beyan dışı bırakılan kazancın yasal defter ve bilanço kayıtları ile kurum bünyesinde bulunduğu veya söz konusu kazançtan doğan kârın sermayeye eklendiği gibi iddialarla söz konusu karinenin aksi ispatlanabilir.
Bu karar Maliye Postası elektronik mevzuat yayınlarına Gelir Vergisi Kanununun 94. maddesinin altına kaydedilmiştir. |
Kararın tamamını okumak için tıklayın. |
Bunun gibi Danıştay Kararlarını, özelgeleri , Vergi SGK, İş, Ticaret Mevzuatı ile ilgili güncel konularda uygulamaya yönelik makaleleri düzenli olarak takip etmek, |
Mevzuta hızlı ve güvenilir bir şekilde erişmek , |
Ücretsiz danışmanlık hizmetimizle zaman kazanmak, |
Hediye fırsatlarından yararlanmak için siz de abonemiz olun. |
Diğer özelgeleri ve Danıştay Kararlarını incelemek için tıklayın. |
Abonelerimizin sorduğu bazı soruları ve bunlara verdiğimiz yanıtları incelemek için tıklayın. |