Danıştay Kararları,Özelge ve Genel Yazılar
Mirasın Reddi Davası Sonuçlanmadan Mirasçıya Ödeme Emri Düzenlenemeyeceği
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2019/948
Karar No : 2020/1228
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava Konusu İstem: Davacı adına mirasçı sıfatıyla düzenlenen 07/02/2013 tarihli ve 1 ilâ 9 numaralı ödeme emirlerinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İstanbul 5. Vergi Mahkemesinin 27/12/2013 tarih ve E:2013/792, K:2013/3046 sayılı kararı:
Dosyanın incelenmesinden, davacının murisi …'ın … Yapı Sistemleri Sanayi ve Uygulama Anonim Şirketinin yönetim kurulu başkanı olduğu ve anılan şirketin vadesinde ödenmeyen ve şirket tüzel kişiliğinden tahsil edilemeyen borcu bulunduğundan bahisle söz konusu borcun kanuni temsilciden arandığı, ancak kanuni temsilci olan anılan kişinin 27/02/2012 tarihinde vefat etmesi sebebiyle anılan borcun varis olan davacıdan tahsili cihetine gidildiği anlaşılmaktadır.
Olayda, terekenin borca batık olduğunun tespiti niteliğinde olan mirasın hükmen reddine karar verilmesi istemiyle İstanbul 13. Sulh Hukuk Mahkemesi nezdinde açılan davanın 10/12/2013 tarih ve E:2013/311,K:2013/1814 sayılı kararla görev yönünden reddine karar verildiği görülmüştür.
Anılan davanın görevli Mahkemece değerlendirileceği ve bir hüküm kurulacağı tabiidir. Bu aşamada terekenin henüz davacıya geçip geçmediği, bir başka ifadeyle davacının miras bırakanın borcundan sorumlu olup olmadığı mirasın reddi yolunda açılan davada henüz belli değilken, mirasçı sıfatıyla davacı adına düzenlenen dava konusu ödeme emirlerinde hukuka uygunluk görülmemiştir.
Mahkeme bu gerekçeyle ödeme emirlerini iptal etmiştir.
Davalının temyiz istemini inceleyen Danıştay Üçüncü Dairesinin 21/05/2018 tarih ve E:2016/3985, K:2018/2777 sayılı kararı:
Dosyanın incelenmesinden, mirasçı olan davacı tarafından murisi olan kişinin 27/02/2012 tarihinde vefatı üzerine, İstanbul 21. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/4 esas sayılı dosyasında terekenin resmi defterinin tutulmasının istendiği, mirasın reddinin talep edildiği İstanbul 13. Sulh Hukuk Mahkemesinin 10/12/2013 gün ve E:2013/311, K:2015/1814 sayılı kararıyla verilen görevsizlik kararı üzerine söz konusu davanın İstanbul 16. Asliye Hukuk Mahkemesinin E:2018/214 sayılı dosyasında derdest olduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda, davacının sorumluluğunun tespiti için mirasın reddi hususunun açıklığa kavuşturulması gerektiğinden, söz konusu Mahkeme kararları doğrultusunda inceleme yapılarak ulaşılacak sonuca göre karar verilmek üzere Vergi Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
Daire, bu gerekçeyle kararı bozmuştur.
İstanbul 5. Vergi Mahkemesinin 28/02/2019 tarih ve E:2018/2718, K:2019/224 sayılı ısrar kararı:
Mahkeme, aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ilk kararında ısrar etmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Davacının mirasçısı olduğu …, … Yapı Sistemleri Sanayi ve Uygulama Anonim Şirketinin yönetim kurulu başkanıdır. Şirketin vadesinde ödenmeyen ve şirket tüzel kişiliğinden tahsil edilemeyen borcu bulunduğundan bahisle söz konusu borcun kanuni temsilci olan …'dan tahsili yoluna gidilmiştir. Ancak anılan kişinin 27/02/2012 tarihinde vefat etmesi sebebiyle bu borcun varis olan davacıdan tahsili amacıyla uyuşmazlık konusu ödeme emirleri düzenlenerek 12/02/2013 tarihinde davacıya tebliğ edilmiş, anılan ödeme emirlerinin iptali istemiyle işbu dava açılmıştır.
Davacı, 16/03/2013 tarihinde İstanbul 2. Sulh Hukuk Mahkemesi nezdinde açmış olduğu dava ile terekesinin resmi defterinin tutulmasını talep etmiştir.
Anılan dava devam ederken davacı, İstanbul 13. Sulh Hukuk Mahkemesi nezdinde açmış olduğu dava ile babasından kendisine intikal eden mirası kayıtsız ve şartsız olarak reddettiğinden bahisle reddin tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
İstanbul 13. Sulh Hukuk Mahkemesi nezdinde açılan davada 10/12/2013 tarih ve E:2013/311, K:2013/1814 sayılı kararla verilen görevsizlik kararı üzerine dava İstanbul 16. Asliye Hukuk Mahkemesinin E:2018/214 sayılı dosyasında görülmüş ve Mahkemenin 11/07/2019 tarih ve K:2019/393 sayılı kararıyla aralarında davalı idarenin de bulunduğu davalılar yönünden davanın kabulüne karar verilerek muris .......'ın terekesinin borca batık olduğunun tespiti ile mirasın hükmen reddine karar verilmiştir.
İLGİLİ MEVZUAT :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 12. maddesinde mirasçıların sorumluluğu düzenlenmiş olup ölüm halinde mükelleflerin ödevlerinin, mirası reddetmemiş kanuni ve mansup mirasçılarına geçeceği, ancak mirasçılardan herbirinin ölünün vergi borçlarından miras hisseleri nispetinde sorumlu olacakları hükme bağlanmıştır.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un "Borçlunun Ölümü" başlıklı 7. maddesinin ikinci fıkrası, "Mirasın tutulan defter mucibince kabulü halinde, mirasçı, deftere kaydedilmemiş olsa dahi amme alacağından mirastan kendisine düşen miktar ile mesuldür." şeklinde düzenlenmiştir.
Kanun'un "Ölüm halinde takibin geri bırakılması" başlıklı 50. Maddesinin ikinci ve üçüncü fıkralarında ''Borçlunun ölümü halinde terekenin borçlarından dolayı ölüm günü ile beraber üç gün için takip geri bırakılır. Üç günün bitiminde terekenin borçları için takibata devam olunur. Mirasçılar, mirası kabul veya ret etmemişlerse bu hususta Medeni Kanundaki muayyen müddetler geçinceye kadar takip geri bırakılır."
düzenlemeleri yer almaktadır.
Anılan Kanun'un "Zamanaşımının işlememesi" başlıklı 104. maddesinde de, borçlunun terekesinin tasfiyesi dolayısıyla hakkında takibat yapılmasına imkan yoksa bu hallerin devamı müddetince zamanaşımının işlemeyeceği kurala bağlanmıştır.
Türk Medeni Kanunu'nun 605. maddesinde, yasal ve atanmış mirasçıların mirası reddedebileceği belirtilmiş, 606. maddesinde de mirasın reddi için üç aylık hak düşürücü süre öngörülmüştür.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Borçlunun ölümü halinde kanuni ve mansup mirasçılardan herbirinin ölünün vergi borçlarından miras hisseleri nispetinde sorumlu olacakları anlaşılmakla birlikte mirasçıların sorumluluğundan söz edebilmek için de mirasın reddedilmemiş olması gerekmektedir.
Mirasın reddine ilişkin mirasçıların izleyeceği usul ise Medeni Kanun'da belirlenmiş olup vergi mevzuatında da mirasçılar aleyhine vergi dairelerince yapılacak takibatın Medeni Kanun'da belirlenmiş süreler geçinceye kadar geri bırakılacağı ve terekenin tasfiyesi yoluna gidilmişse süreç nihayete ulaşana kadar zamanaşımının işlemeyeceği açıkça belirtilmiştir.
Somut olayda davacı Medeni Kanun'da öngörülen süreler içinde terekenin resmi defterinin tutulması talebiyle Sulh Hukuk Mahkemesi nezdinde dava açmış ayrıca mirasın hükmen reddine karar verilmesi talebiyle yargı mercilerine başvurusunu yapmıştır.
Bu Karar Maliye Postası elektronik mevzuat yayınlarına Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 7. maddesi ile Vergi Usul Kanununun 12. maddesinin altına kaydedilmiştir.Kararın tamamını okumak için tıklayın.
Bunun gibi Danıştay Kararlarını, özelgeleri , Vergi SGK, İş, Ticaret Mevzuatı ile ilgili güncel konularda uygulamaya yönelik makaleleri düzenli olarak takip etmek,
Mevzuta hızlı ve güvenilir bir şekilde erişmek ,
Ücretsiz danışmanlık hizmetimizle zaman kazanmak,
Hediye fırsatlarından yararlanmak için siz de abonemiz olun.
Diğer özelgeleri ve Danıştay Kararlarını incelemek için tıklayın.