Diğer Haberler
'Gençleri tarıma yönlendirmezsek tarım biter, tarım biterse hayat biter'
Çiftçilerin yaşam standardını güvence altına almanın, aynı zamanda toplumun gıda ihtiyacını güvence altına almak anlamına geldiğini anlatan Reis, şunları söyledi:
“Gençlerimizin doğduğu yerde doymalarını sağlarsak; ülkemizin iç tüketimi için ihtiyacımız olan gıda üretimini yaparız, nüfusun sosyal ve ekonomik olarak daha refah içinde yaşamasını sağlarız, işsizliğin önüne geçeriz ve dünyaya daha çok gıda ihracatı yaparak cari açığa çare oluruz. Geleceğimiz olan genç nüfus, kesinlikle tarım ekonomisine geçmek için teşvik edilmelidir. Çünkü, her ülkenin kendi topraklarında, iç tüketimini karşılayacak kadar gıda üretimi yapması gerekir. Hiçbir ülke beslenmek gibi yaşamsal bir konuyu başka bir ülkeden ithal ederim diyerek, ihale edemez”
Konuşmasında, bilinçsizce yapılan ilaçlama ve gübre kullanımı, aşırı sulama gibi nedenlerin toprağın verimsizliğine yol açtığına dikkat çeken Mehmet Reis, diğer taraftan kentleşme, sanayi tesisleri, madencilik gibi faktörlerin, tarıma elverişli ekilebilir alanları yok etmekte olduğunu söyledi.
Dünyadaki toprakların yüzde 33’nün verimsiz durumda olduğuna işaret eden Reis, küresel ısınma, yağışların azalması, yer altı sularının çekilmesi gibi onlarca nedenin, tarım alanları çok ciddi tehdit etmeye devam ettiğini belirtti.
'Geleceğimiz açısından büyük bir risk oluşturuyor'
Dünya genelinde olduğu gibi, ülkemizde de kentlerde yaşayan nüfusun kırsalda yaşayan nüfusu geçtiğini belirten Mehmet Reis, konuşmasına şöyle devam etti:
“Ülkemizde 1927 yılında nüfusunun yüzde 76’sı kırsal kesimde yaşarken; 2015 yılına gelindiğinde nüfusun yüzde 25’i kırsal kesimde yaşıyor oldu. Kırsal kesimde yaşayan nüfus ile kentlerde yaşayan nüfus, yer değiştirdi ve kentlere olan göç devam ediyor. Dünya genelinde de, kırsal kesimde yaşayan nüfus hızla azaldı. Göçler, kuraklık, toprak kaybı, tarım alanlarının amacı dışında kullanılması, geleceğimiz açısından büyük bir risk oluşturuyor. Zira uzmanlar, 2050 yılında dünya nüfusunun 9.1 milyar kişi olacağını açıklıyor. Eğer, gelecekte oluşabilecek bir gıda krizi için, önlem alınmazsa bu küresel bir güvenlik krizine dönüşebilir. Nitekim gelecekte, susuzluk ve temel gıda maddelerinin eksikliğinden, kuraklık ve artan fiyatlardan, bugünkünden daha sık ve çaresizlik içinde bahsediyor olacağız. Bilindiği üzere, 1973 yılında ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger, “Petrolü kontrol edersen ulusları kontrol edersin; yiyeceği kontrol edersen insanları kontrol edersin” demiştir. Mustafa Kemal Atatürk, “Üreticilerinden yoksun olan milletler, üretenlerin esiri olur” diyerek, bir ülkenin gıda üretimi yapmasının önemini anlatmıştır. Özetle, yaşamın güvencesi ve gıda ihtiyacının temel varlığı olan toprağımızın ve suyumuzun kıymetini bilerek koruyalım ve gençlerimizi tarıma yönlendirelim” şeklinde konuştu.