Haberler
DANIŞTAY KARARI: "VERGİ MÜKELLEFİYETİNİN SONA ERMESİNDEN SONRA DA ELEKTRONİK TEBLİGAT YAPILABİLİR"
Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu 17 Mayıs 2024 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan E: 2023/9, K: 2024/3 sayılı kararında çeşitli sebeplerle mükellefiyeti sonlanan gerçek kişilere mükellefiyetinin sona erdiği tarihten sonra Vergi Usul Kanunu'nun 107/A maddesi uyarınca elektronik ortamda yapılabileceğine hükmetti.
Gerçek kişi olan davacılar adına mükellefiyetleri sona erdikten sonra düzenlenen ihbarnamelerin elektronik ortamda tebliğ edilmesinin hukuka uygunluğunun incelenmesi sonucunda verilen İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 2. Vergi Dava Dairesinin 25/05/2023 tarih ve E2023/2190, K2023/1526 sayılı kararı ile İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 3. Vergi Dava Dairesinin 11/05/2023 tarih ve E:2023/1370, K:2023/2259 sayılı kararı ve İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 6. Vergi Dava Dairesinin 19/04/2023 tarih ve E:2023/1153, K:2023/2115 sayılı kararı arasındaki aykırılığın giderilmesi, İstanbul Bölge İdare Mahkemesi Başkanlar Kurulunun 14/11/2023 tarih ve E:2023/79 K:2023/79 sayılı kararıyla istendi.
Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu söz konusu aykırılığın mükellefiyetini kendi iradesiyle sona erdiren veya mükellefiyeti re'sen terkin edilen gerçek kişilere mükellefiyetinin sona erdiği tarihten sonra yapılacak tebligatın, Vergi Usul Kanunu'nun 107/A maddesi uyarınca elektronik ortamda yapılmasında hukuka aykırılık bulunmadığı yönünde giderilmesine oyçokluğuyla kesin olarak karar verdi.
Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu söz konusu kararını aşağıdaki hukuki gerekçelere dayandırdı:
"Elektronik tebligat ile diğer tebligat yöntemlerinin birbirinden farklı usul ve esaslara tabi olduğu kabul edildiğinden, Vergi Usul Kanununun 107/A maddesi ile aynı adrese tebliğe dair Kanun'un 101. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan kurallann arasında herhangi bir çatışmanın bulunup bulunmadığı yönünde kıyaslama yapılmasına hukuken imkan bulunmamaktadır. Dolayısıyla Kanun'da elektronik ortamda tebligat yapılabilmesi için öngörülen şartların oluştuğu hâllerde, işi bırakan veya işi bıraktığı addolunan gerçek kişilere vergilendirmeye ilişkin hüküm ifade eden vesikaların, Kanun'un 101. maddesinin üçüncü fıkrasında öngörülen prosedüre göre değil, Kanun'un 107/A maddesi uyarınca elektronik ortamda tebliğ edilmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Ayrıca Kanun'un 107/A maddesinde "elektronik ortamda tebliğ yapılabilir" ifadesine yer verildiğinden elektronik tebligat yönteminin uygulanması bakımından idari makam bağlı yetki içinde değildir. Dolayısıyla yetkili makamca vergilendirmeye ilişkin vesikanın elektronik ortamda mı yoksa diğer geleneksel yöntemlerle mi tebliğ edileceği hususu yetkili makamın takdir yetkisi içinde bulunduğundan tebligatın elektronik ortamda yapılması zorunlu değildir.
Bu durumda verilen yetkiye istinaden çıkarılan 456 Seri No.lu VUK Tebliğin'de mükellefiyetin iradi veya re'sen terkin edilmesi hâli elektronik tebligat sisteminden çıkılmasına yönelik hâller arasında sayılmadığından mükellefiyetini kendi iradesiyle sona erdiren veya mükellefiyeti re'sen terkin edilen gerçek kişilere mükellefiyetinin sona erdiği tarihten sonra yapılacak tebligatın Vergi Usul Kanunu'nun 107/A maddesi uyarınca elektronik ortamda yapılmasında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır."
Aykırılığın giderilmesi talebine ilişkin kararlardan bazıları şöyle :
İstanbul 10. Vergi Mahkemesinin 13/01/2023 tarih ve 6:2022/2825, K:2023/59 sayılı kararının özeti :
Dava konusu edilen vergi ziyaı cezaları 24/09/2022 tarihinde elektronik ortamda tebliğ edilmiştir. Anılan cezalara karşı 06/12/2022 tarihinde dava açılmıştır.
Davacı tarafından mükellefiyet kaydının kapatılmasından sonra vergi dairesi tarafından elektronik tebligat adresinin de kapatılması gerektiği ve sonraki tarihlerde yapılacak tebligatların ikametgâh adresinde yapılması gerektiği iddia edilmiştir.
456 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği'nin "7. Elektronik Tebligat Sisteminden Çıkış" başlıklı kısmında belirtildiği üzere elektronik tebligat sistemine dahil olan gerçek kişilerin ölümü ve gaipliğine karar verilmesi dışında bu sistemden çıkmalan mümkün değildir.
Bu durumda, 24/09/2022 tarihinde elektronik ortamda tebliğ edilen vergi ziyaı cezalarına karşı en son 24/10/2022 tarihinde dava açılması gerekirken bu süre geçirildikten sonra 06/12/2022 tarihinde kayıtlara giren dilekçeyle açılan davanın sûresinde açılmadığı görüldüğünden davanın esasının incelenmesine olanak bulunmamaktadır.
İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 3. Vergi Dava Dairesinin 11/05/2023 tarih ve E:2023/1370t K:2023/2259 sayılı kararının özeti:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 101. maddesinin üçüncü fıkrasında, işin bırakılması halinde tebliğin, gerçek kişilerin adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinde yapılacağı hüküm altına alınmıştır.
Olayda, dava konusu vergi ve cezalar davacıya 01/08/2022 tarihinde elektronik ortamda tebliğ edilmiştir.
Ara kararına istinaden davalı idarece dava dosyasına ibraz edilen yazıya göre davacının mükellefiyetinin 25/03/2016 tarihi itibanyla sona erdirildiği anlaşılmıştır.
Vergi Usul Kanununun 101. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan, için bırakılması halinde tebligatın, gerçek kişilerin adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinde yapılacağına ilişkin kural dikkate alındığında faaliyeti 25/03/2016 tarihinde sona eren davacıya elektronik tebliğ yapılmasında hukuki sabet; davanın süre aşımı yönünden reddine dair verilen mahkeme kararında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Maliye Postası garantisiyle Özelgeleri , Danıştay Kararlarını, Vergi SGK, İş, Ticaret Mevzuatı ile ilgili güncel konularda uygulamaya yönelik makaleleri düzenli olarak takip etmek, |
Mevzuta hızlı ve güvenilir bir şekilde erişmek , |
Ücretsiz danışmanlık hizmetimizle zaman kazanmak, |
Hediye fırsatlarından yararlanmak için siz de abonemiz olun. |
Elektronik yayınlarımızda yer verdiğimiz özelgeleri ve Danıştay Kararlarını incelemek için tıklayın. |
Abonelerimizin sorduğu bazı soruları ve bunlara verdiğimiz yanıtları incelemek için tıklayın |
Maliye Postası Dergilerini incelemek için tıklayın. |