Maliye Postası Dergisi
BASİT USULDE VERGİLENDİRİLEN MÜKELLEFLERİN 2018 YILI KAZANÇLARINA İLİŞKİN BEYANNAME DÜZENLEME REHBERİ
Mehmet AKARSLAN
A- Hangi tarihteki had ve tutarlar dikkate alınır?
a) Genel şartlar;
Gelir Vergisi Kanununun 47 inci maddesinin son fıkrasında “2 ve 3 numaralı bent hükümleri öteden beri işe devam edenlerde takvim yılı başındaki, yeniden işe başlayanlarda ise işe başlama tarihindeki duruma göre uygulanır.” hükmü yer almaktadır. Bu hüküm uyarınca, anılan maddenin 2 numaralı bendinde yer alan işyeri mülkiyetinin iş sahibine ait olması halinde emsal kira bedeli, kiralanmış olması halinde yıllık kira bedeli, öteden beri işe devam edenlerde takvim yılı başındaki tutarlar, yeniden işe başlayanlarda ise işe başlama tarihindeki tutar dikkate alınmalıdır.
Aynı şekilde 3 numaralı bentte yer alan, ticari, zirai veya mesleki faaliyetler dolayısıyla gerçek usulde gelir vergisine tabi olmamak şartı da takvim yılı başındaki durum dikkate alınarak değerlendirilir. Ancak, yıl içinde gerçek usulde vergilendirilmeyi gerektiren başka bir ticari faaliyete başlanması halinde, işe başlandığı tarihten itibaren her iki faaliyetine ilişkin ticari kazancı da gerçek usulde tespit edilir.
Takvim yılı içinde kirada artış meydana gelir ve o yıl için belirlenen haddi aşan mükellefler takip eden takvim yılı başından itibaren gerçek usulde vergilendirilir.
b) Gerçek usulden basit usule geçmeye ilişkin düzenlemeler;
31/5/2012 tarihli ve 6322 sayılı Kanunun 7 nci maddesiyle Gelir Vergisi Kanununun 46 ncı maddesinin altıncı fıkrasında yapılan düzenlemeyle, gerçek usulde vergilendirilen mükelleflerden belirlenen şartları sağlayanlara basit usule geçme imkanı getirilmiştir.
Buna göre, gerçek usulde vergilendirilen mükelleflerin;
- Gelir Vergisi Kanununun 47 nci maddesinde yazılı şartları topluca taşıması,
-Arka arkaya iki takvim yılı iş hacminin Gelir Vergisi Kanununun 48 inci maddesinde yazılı hadlerden düşük olması,
- Yazılı talepte bulunması
halinde, bu şartların gerçekleşmesini takip eden takvim yılından başlayarak basit usule geçmeleri mümkün bulunmaktadır.
Bu düzenlemeye ilişkin açıklamalar 283 Seri Numaralı Gelir Vergisi Genel Tebliğinde yapılmıştır. Konuya ilişkin ilave açıklamalara ise 18.12.2013 tarihli ve GVK-93 sayılı sirkülerde yer verilmiştir.
Gerçek usulde vergilendirilen mükelleflerin hangi şartlarla basit usule geçebileceklerine ve uygulamaya yönelik açıklamalarımıza “Gerçek usulden basit usule geçme talebinde bulunan mükelleflerin durumları hakkında soru ve cevaplar” başlıklı makalelerimizde yer verilmiş olup, ayrıntılı bilgi için söz konusu makalelerimize bakınız.
Katma Değer Vergisi Kanununun 17 nci maddesinin 4 ncü fıkrasının (a) bendine göre basit usulde vergilendirilen mükellefler tarafından yapılan teslim ve hizmetler, bu vergiden istisna edilmiştir. Bu nedenle gerçek usulde vergilendirilen mükelleflerden basit usule geçenler geçtikleri tarihten itibaren düzenledikleri belgelerde KDV’ni göstermeyecektir.
Ancak, anılan Kanunun 18 inci maddesi hükmü uyarına vergiden istisna edilmiş işlemleri yapanlar, ilgili vergi dairesine yazılı başvuruda bulunarak, belirtecekleri işlem türleri için vergiye tâbi tutulmalarını talep edebilirler. Bu talebin dilekçede belirtilen ve dilekçe tarihinden sonra ifa edilen işlemlerin tamamını kapsaması şarttır. İstisnadan vazgeçeceklerin talepleri üzerine, vergi dairesince, vergi mükellefiyetleri talep tarihinden itibaren tesis olunur. Bu şekilde mükellef olanlar üç yıl geçmedikçe mükellefiyetten çıkamazlar. Mükellefler üç yıllık sürenin bitiminden önce mükellefiyetten çıkma talebinde bulunmadıkları takdirde mükellefiyet yeniden üç yıl süre ile uzatılmış sayılır
Öte yandan, herhangi bir şekilde gerçek usulde vergilendirilecek olanlar ve gerçek usulde vergilendirilen mükelleflerin, bir daha hiç bir şekilde basit usule dönemeyeceklerine ve bu kişilerin aynı türden iş yapan eş ve çocuklarının da bu faaliyetleri nedeniyle basit usulden yararlanamayacaklarına ilişkin uygulama sona ermiştir.
c) Özel şartlar;