Danıştay Kararları,Özelge ve Genel Yazılar
Sahte Olduğu İddia Edilen Tutarların Gerçek Bir Mal ve Hizmet İfasına Dayanıp Dayanmadığı Tespit Edilmedir
Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2017/145 Karar No: 2017/227
İstemin Özeti: Davacı adına, hakkında sahte belge düzenlendiği yolunda vergi tekniği raporu bulunan ....’ya ait gerçek bir emtia teslimine dayanmayan faturaları kayıtlarına intikal ettirdiğinin tespiti üzerine takdir komisyonu kararına dayanılarak resen salınan gelir vergisi ile aynı yılın Ekim-Aralık dönemi için salınan geçici vergi ve tekerrür hükümleri dikkate alınarak kesilen bir kat vergi ziyaı cezaları dava konusu yapılmıştır.
İzmir Vergi Mahkemesi, kararıyla Vergi Usul Kanununun 3/B, 30, 31, 74, 75 ve 134’üncü maddesi hükümlerine yer verildikten sonra, sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge kullanıldığı hususunda vergi incelemesi yapma yetkisi bulunan takdir komisyonunca; davacının yasal defter ve belgeleri incelenmeden, .... hakkında düzenlenen vergi tekniği raporu doğrudan dikkate alınmak suretiyle matrah takdir edildiği, fatura içeriği emtianın, davacının faaliyet konusuyla ilgili olup olmadığı, gerçekte işletmeye girip girmediği, ödemelerin ne şekilde yapıldığı ve bu hususlara yönelik davacı beyanları hakkında araştırma yapılmadığı gibi gerek davalı idarece gerekse takdir komisyonunca açık ve net bir tespit ortaya konulamadığı gerekçesiyle, vergilendirmeyi kaldırmıştır.
Davalı idarenin temyiz istemini inceleyen Danıştay Üçüncü Dairesi, kararıyla; 213 sayılı Kanunun 30’uncu maddesine göre, öncelikle defter kayıtları ve bunlarla ilgili vesikaların incelenmesi, bu kayıt ve vesikalarda vergi matrahının doğru ve kesin olarak tespitini engelleyen noksanlık, usulsüzlük ve karışıklıklar bulunuyorsa bunların açıkça ortaya konulması gerektiği, sebebi açıkça ortaya konulmadan vergi matrahının resen takdiri yoluna gidilemeyeceği, hakkında sahte fatura düzenlemekten dolayı vergi tekniği raporu bulunan ..... ‘dan fatura alanlar hakkında ekonomik değer, etkinlik ve verimlilik kıstasları göz önünde bulundurularak yapılan değerlendirme sonucunda, davacının da aralarında bulunduğu inceleme yapılmasına gerek görülmeyen kişilerden düzeltme beyanı alınması veya mükellefe ulaşılmaması halinde taktir komisyonu vasıtasıyla konunun sonuçlandırılması gerektiği yönündeki İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı Denetim Grup Müdürlüğünün yazısına istinaden 213 sayılı Kanunun 30’uncu maddesinin 2’inci fıkrasının 6’ncı bendi uyarınca takdire sevk edilen davacı adına, takdir komisyonu kararı uyarınca tarhiyat yapıldığı, resen takdiri gerektiren sebepler bulunmadıkça dönem matrahının resen belirlenmesi yoluna gidilemeyeceğinden, söz konusu faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanıp dayanmadığı hususu değerlendirilerek, buna göre resen tarh nedeninin var olup olmadığı ortaya konulmadan davayı, yazılı gerekçeyle sonuçlandıran vergi mahkemesi kararında hukuka uygunluk görülmediği gerekçesiyle kararı bozmuştur.
İzmir Vergi Mahkemesi, kararıyla, aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ilk kararında ısrar etmiştir.
Davalı idare tarafından; dava konusu cezalı tarhiyatın hukuka uygun olduğu ileri sürülerek, ısrar kararının bozulması istenmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA