Diğer Haberler
İSMMMO "Kayıt Dışı İstihdam ve Sosyal Güvenlik Sistemi" raporu
Raporda yer alan verilere göre, en yüksek kayıt dışı çalışma yüzde 82 ile tarım, ormancılık, avcılık sektörleri başı çekerken, yüzde 27’lik oranı ile sağlık sektörü de öne çıktı. İSMMMO Başkanı Dr. Yahya Arıkan, resmi istatistik kurumu verilerine göre her 3 kişiden birinin kayıt dışı çalıştığına dikkat çekti.
İSMMMO’nun, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı verileri üzerinden hazırladığı "Kayıt Dışı İstihdam ve Sosyal Güvenlik Sistemi" raporuna göre, her bir kayıt dışı çalışan asgari ücret düzeyinde bir gelire sahip olsa bile; 354 lira SGK (işçi ve işveren payı) prim kaybına, 36.05 lira İşsizlik Fonu prim kaybına, 63.08 lira Gelir Vergisi kaybına uğruyor.
Kayıt dışının sadece ücretliler boyutu ile kamuya maliyeti yıllık olarak SGK 4A (eski SSK) primi olarak 22 milyar 122 milyon lira. SGK 4B (eski BAĞ-KUR) primi olarak kaybı, sadece kendi hesabına çalışanlar dikkate alınsa bile en az 8 milyar 987 milyon lira. Toplamda kayıt dışının sadece sosyal güvenlik sistemine maliyeti 30 milyar lirayı aşıyor. Buna göre SGK’nın yıllık prim kaybı toplamda 30 milyar liranın üzerinde. Sosyal Güvenlik açık finansmanı için bütçeden aktarılması planlanan tutar 2014 yılı için 21 milyar lira seviyesindeydi.
Rapora göre, kayıt dışı çalışanlarının en az olduğu sektörler; yüzde 3 ile eğitim, finans ve kamu yönetimi sektörleri. Buna karşılık en yüksek kayıt dışılık oranı ise yüzde 82 ile tarım, ormancılık ve avcılık sektöründe. Enerji, inşaat ve turizm gibi kritik sektörlerde yaklaşık olarak her üç kişiden biri kayıt dışı çalışıyor. Sağlık sektöründe yüzde 27’lik kayıt dışı çalışan oranı dikkat çekiyor. Türkiye’de ücretli, maaşlı veya yevmiyeli çalışanların yüzde 18’i kayıt dışı olarak çalışıyor. İşverenler için ise bu oran yüzde 14 olurken, kendi hesabına çalışanlarda bu oran yüzde 60 seviyelerinde seyrediyor.
Aile işinde çalışanlar
Aile işlerinde ücretsiz çalışan işçilerin oranı ise yüzde 90. Ekonomideki kayıtlı çalışanların yüzde 74’ü tam zamanlı çalışırken, 50 saat ve üzerinde çalışan kayıt dışı ve iş başında olanların oranı yüzde 34. İşletmenin büyüklüğü, çalışılan işin niteliği, çalışma süreleri, cinsiyet gibi faktörler, sektörlerde kayıt dışı açısından belirleyici bir konumda yer alıyor. Bu değişkenler kayıt dışı ile mücadelede hangi araçlarla ve hangi alanlarda mücadele etmek gerektiği konusunda da önemli ipuçları sunuyor. Bu çerçevede işletme büyüklüğü kritik konulardan biri konumundadır.
Küçük işletmelerde kayıt dışı daha yaygın
Rapora göre, 10 kişi ve daha az işletme büyüklüğüne sahip firmalarda kayıt dışının daha yaygın. Söz konusu işletmelerde kayıt dışılık oranı yüzde 54.2’ye ulaşırken, 11-19 kişi çalıştıran işletmelerde çalışanların yüzde 82.8’inin bir sosyal güvenlik kurumuna kayıtlı. 50 ve üzerinde işçi çalıştıran işyerlerinde ise kayıtlı olmayanların oranı son derece düşük. Kayıt dışı istihdam bu işletmelerde yüzde 3 seviyesinde kalıyor. Bu durum kayıt dışı ile mücadelede özellikle küçük işletmelere odaklanan bir politikanın üretilmesini zorunlu kılıyor.
Kısa süreli işlerde kayıt dışı daha yaygın
Raporda, kayıt dışılığın kısa süreli işlerde daha yaygın olduğu ifade edildi. Geçici işler açısından kayıtlı olmayan istihdamın oranı olağanüstü boyutlar. Haftada 1-16 saat arasında çalışanlar için oran yüzde 83’e ulaşıyor. Yine haftada 17-35 saat çalışanların arasında kayıtlı olmayan çalışanların oranı yüzde 61.5 ile kayıtlı olanlardan fazla. Kayıt dışı çalışmanın en az olduğu kesim haftalık çalışma süresi 40 saat olanlar. Bu kesimde kayıtlı olmayan çalışanların oranı yüzde 10 ile en düşük seviyesinde. 60 saat ve üzerinde çalışanlar için de kayıt dışılık önemli bir sorun olarak görülüyor. Haftalık 60 saat ve üzeri çalışan her üç kişiden biri kayıtlı değil.
"Her 3 kişiden biri kayıt dışı çalışıyor"
Raporu değerlendiren, İSMMMO Genel Başkanı Dr. Yahya Arıkan, Türkiye’nin ve kamu maliyesinin en önemli sorunlarından birinin kayıt dışı ekonomi olduğuna dikkat çekti. Kayıt dışının ekonominin sosyal güvenlik sistemini olumsuz bir biçimde etki ettiğine işaret eden Arıkan, kayıt dışı ile mücadelenin araçlarının doğru tanımlanması gerektiğini söyledi. Arıkan sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye ekonomisinin resmi olarak yüzde 26’sının kayıt dışı olduğu ifade ediliyor, resmi istatistik kurumunun verilerine göre her 3 kişiden biri kayıt dışı çalışıyor. Bunun yanında herhangi bir sosyal güvenlik kurumuna kayıtlı olan ancak ücretinin bir kısmı, yaptığı işin bir kısmı kayıt dışı olan ciddi bir kesim var. Artık kayıt dışı ile mücadelede teknolojinin daha etkin bir şekilde kullanılması lazım. Tüm sektörler için ayrı çalışan denetim-teftiş birimleri oluşturulmalıdır. Bu kaybın bedelini hepimiz ödüyoruz."