Danıştay Kararları,Özelge ve Genel Yazılar
Şirket Adına Düzenlenmeyen, Ancak Şirket Tarafından Sigorta Sözleşmesi Kapsamında Ödenen Faturaların Gider Yazılması
Şirketinizin sigorta ve asistan hizmeti veren firmalar ile çalıştığı, sigorta poliçesi yaptıran müşterilerin zarar ya da hasarlarını acilen gidermek istedikleri durumlarda, işin müşteriler tarafından bulunan başka firmalara yaptırıldığı, müşteriler adına kesilen fatura bedelinin ise şirketinizden temin edildiği belirtilerek,
yapılan iş ile ilgili olarak şirket adına düzenlenmeyen ancak şirketiniz tarafından ödenen fatura bedellerinin gider olarak kaydedilip kaydedilmeyeceği hususunda bilgi talep edildiği anlaşılmakta olup konu hakkında Başkanlığımız görüşleri aşağıda açıklanmıştır.
KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde kurumlar vergisinin mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmış olup, safi kurum kazancının tespitinde Kurumlar Vergisi Kanununun 8 inci maddesi ile Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesindeki giderler, hasılattan indirim konusu yapılmaktadır.
Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinin birinci fıkrasında, ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin, kazancın elde edilmesi ve idamesi ile ilgili olduğunun kabulü için; işin mahiyeti ve genişliği ile uygun olması, giderle kazancın elde edilmesi ve idamesi arasında illiyet bağının bulunması, giderlerin keyfi olmaması yani kazancın elde edilmesi için mecburi olarak yapılması, yapılan gider karşılığında gayri maddi bir kıymet iktisap edilmemiş olması ve Vergi Usul Kanununa göre tevsik edici belgelere dayandırılması gerekmektedir.
Ticari kazancın tespitinde iki temel ilke geçerlidir. Bunlar "dönemsellik" ve "tahakkuk esası" ilkeleridir. Tahakkuk esası ilkesinde, gelir veya giderin miktar ve mahiyet itibariyle kesinleşmiş olması, yani geliri veya gideri doğuran işlemin tekemmül etmesinin yanı sıra, miktarının ve işlemden kaynaklanan alacağın veya borcun ödeme şartlarının da belirlenmiş olması gereklidir. Bu esas dikkate alındığında, bir gelir unsurunun, özel bir düzenleme bulunmadığı sürece, mahiyet ve tutar itibariyle kesinleştiği dönem kazancının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir. Dönemsellik ilkesi ise bu gelir veya giderin ilgili olduğu döneme intikalinin sağlanmasıdır.
Buna göre; şirketiniz adına düzenlenmeyen ancak şirketiniz tarafından sigortalı müşteriye ödenen fatura bedellerinin, şirketinizin ticari faaliyetiyle ilgili olması ve şirketiniz tarafından ödendiğinin belgelerle tevsik edilmesi halinde, söz konusu tutarların tahakkuk ettiği dönem itibarıyla kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır.
VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN:
Sayı : 62030549-120[40-2018/1095]-199743
13.02.2023
Bu özelge Maliye Postası elektronik mevzuat yayınlarına Gelir Vergisi Kanununun 40. ve KDV Kanununun 29. maddelerinin altına kaydedilmiştir. |
Özelgenin tamamını okumak için tıklayın. |
Bunun gibi özelgeleri , Danıştay Kararlarını, Vergi SGK, İş, Ticaret Mevzuatı ile ilgili güncel konularda uygulamaya yönelik makaleleri düzenli olarak takip etmek, |
Mevzuta hızlı ve güvenilir bir şekilde erişmek , |
Ücretsiz danışmanlık hizmetimizle zaman kazanmak, |
Hediye fırsatlarından yararlanmak için siz de abonemiz olun. |
Diğer özelgeleri ve Danıştay Kararlarını incelemek için tıklayın. |
Abonelerimizin sorduğu bazı soruları ve bunlara verdiğimiz yanıtları incelemek için tıklayın |