Danıştay Kararları,Özelge ve Genel Yazılar
Serbest Meslek Mükellefinin Demirbaş ve Taşıtlarının Giderleri ve Tevsik Zorunluluğu Hakkında
D A N I Ş T A Y Dokuzuncu Daire
Esas. No : 2016/1761 Karar No : 2018/6508
İstemin Özeti : Serbest muhasebeci mali müşavir olan davacı adına, faaliyetiyle ilgili olmadığından bahisle envanterine kayıtlı, lüks kategorisinde bulunduğu belirtilen arazi taşıtı ile iki televizyona ait amortisman ve harcamaların serbest meslek kazancının tespitinde gider olarak kabul edilemeyeceği yönünde düzenlenen vergi inceleme raporuna dayanılarak, 2008 yılı için re'sen tarh edilen gelir vergisi ile kesilen bir kat vergi ziyaı cezası ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 353/1. ve mükerrer 355/4. maddeleri uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezalarının kaldırılması istemiyle açılan davayı kısmen kabul eden kısmen reddeden Erzurum Vergi Mahkemesi'nin 29/02/2012 tarih ve E:2011/1031, K:2012/391 sayılı kararının; dilekçelerde ileri sürülen sebeplerle karşılıklı olarak bozulması istenilmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince işin gereği görüşüldü:
Uyuşmazlıkta; serbest muhasebeci mali müşavir olan davacı adına, faaliyetiyle ilgili olmadığından bahisle envanterine kayıtlı, lüks kategorisinde bulunduğu belirtilen arazi taşıtı ile iki televizyona ait amortisman ve harcamaların serbest meslek kazancının tespitinde gider olarak kabul edilemeyeceği yönünde düzenlenen vergi inceleme raporuna dayanılarak 2008 yılı için re'sen tarh edilen gelir vergisi ile kesilen bir kat vergi ziyaı cezası ve 20 adet serbest meslek makbuzunun düzenlemediği, 21.240 TL tutarlı ödemenin, banka ve finans kuruluşları veya posta idaresi aracılığıyla yapılmadığından bahisle 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 353/1. ve mükerrer 355/4. maddeleri uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezalarının kaldırılması istemiyle açılan davayı, cezalı gelir vergisi tarhiyatı yönünden; "davacının envanterinde kayıtlı iki aracı ve üç televizyonu olduğu, iki televizyon ile lüks arazi taşıtının serbest meslek faaliyetiyle ilgisi bulunmadığından bunlar için ayrılan amortisman ve harcamaların gider olarak dikkate alınamayacağı, beyan edilen vergi matrahı dikkate alındığında ticari icaplara aykırı bir durum olduğu" gerekçesiyle reddeden, 213 sayılı Kanunun 353/1. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezası yönünden; "hesap dönemi kapandıktan sonra yapılan vergi incelemesi ile özel usulsüzlük cezası kesilemeyeceği" gerekçesiyle kabul eden, 213 sayılı Kanunun mükerrer 355/4. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezası yönünden, " özel usulsüzlük cezası kesilmesi yerinde ise de, cezaya ilişkin alt sınır 5904 sayılı Kanunla azaltıldığından, cezanın, 1.062,00 TL üzerinde kalan kısmının kaldırılması gerektiği" gerekçesiyle kısmen kabul eden kısmen reddeden Vergi Mahkemesi kararının, dilekçelerde ileri sürülen sebeplerle bozulması istenilmektedir.
Davalı tarafından ileri sürülen iddialar, Vergi Mahkemesi kararının kabule ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemiştir.
Davacının, Vergi Mahkemesi kararının redde ilişkin hüküm fıkrasına yönelik temyiz iddialarına gelince;
213 sayılı Vergi Usul Kanununun, 3. maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olayın ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, vergiyi doğuran olayın ve bu olaya ilişkin işlemlerin mahiyetinin yemin hariç her tür delille ispatlanabileceği, ancak, vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık bulunmayan şahit ifadelerinin ispatlama vasıtası olarak kullanılamayacağı, 30. maddesinde; re‘sen vergi tarhı, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunması şeklinde tanımlanmış olup, 134. maddesinde ise; vergi incelemelerinin amacının, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunun araştırılması, tespit edilmesi ve sağlanması olduğu düzenlenmiştir.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 65. maddesinde, her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançların serbest meslek kazancı olduğu ifade edildikten sonra, serbest meslek faaliyeti; sermayeden ziyade şahsi mesaiye ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılması olarak tanımlanmıştır. Aynı Kanunun 67. maddesinde, serbest meslek kazancının, bir hesap dönemi içinde serbest meslek faaliyeti karşılığı olarak tahsil edilen para ve ayınlar ve diğer suretlerle sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerden, bu faaliyet dolayısıyla yapılan giderler indirildikten sonra kalan fark olduğu belirtildikten sonra, maddenin 5. fıkrasında, serbest meslek erbabının, mesleki kazançlarını Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre tuttukları "serbest meslek kazanç defteri" ne istinaden tespit edecekleri, 68. maddesinin 4. ve 5. fıkralarında ise, mesleki faaliyette kullanılan tesisat, demirbaş eşya ve envantere dahil taşıtlar için Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre ayrılan amortisman ve giderlerin serbest meslek kazancının tespitinde hasılattan indirileceği ifade edilmiştir. 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 257. maddesinin 1. fıkrasının (2) numaralı bendinde, Maliye Bakanlığı'na, mükelleflere muameleleri ile ilgili tahsilat ve ödemelerini banka, benzeri finans kurumları veya posta idarelerince düzenlenen belgelerle tevsik etmeleri zorunluluğunu getirme ve bu zorunluluğun kapsamını ve uygulamaya ilişkin usul ve esaslarını belirleme yetkisi verilmiş; 213 sayılı Kanunun mükerrer 355. maddesinin 4. fıkrasında, tahsilat ve ödemelerini banka, benzeri finans kurumları veya posta idarelerince düzenlenen belgelerle tevsik etme zorunluluğuna uymayan mükelleflerden her birine, her bir işlem için bu maddeye göre uygulanan cezalardan az olmamak üzere işleme konu tutarın % 5'i nispetinde özel usulsüzlük cezası kesileceği düzenlenmiştir. Uyuşmazlık tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunun "Cari Hesap" başlıklı 87. maddesinde; iki kimsenin para, mal, hizmet ve diğer hususlardan dolayı birbirlerindeki alacaklarını ayrı ayrı istemekten karşılıklı olarak vazgeçip bunları, kalem kalem zimmet ve matlup şekline çevirerek hesabın kesilmesinden çıkacak bakiyeyi isteyebileceklerine dair bulunan mukaveleye cari hesap mukavelesi denileceği belirtildikten sonra, mukavelenin yazılı olmadıkça muteber olmayacağı kurala bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, davacının envanterine kayıtlı iki araçtan biri olan, lüks sınıfa ait olduğu belirtilen arazi taşıtına ait amortisman ve giderlerin 2008 yılında beyan edilen giderlerin %26,15 'lik kısmını oluşturduğu, bu taşıtın serbest meslek faaliyetinin icrasında kullanılmasının ticari ve teknik icaplara uygun olmadığı ve envantere dahil üç televizyondan ikisinin serbest meslek faaliyetiyle ilgisi bulunmadığından bunlar için ayrılan amortisman ve harcamaların serbest meslek kazancının tespitinde gider olarak kabul edilemeyeceği yönünde düzenlenen vergi inceleme raporuna dayanılarak 2008 yılı için re'sen tarh edilen bir kat vergi ziyaı cezalı gelir vergisi ile 20 adet serbest meslek makbuzunun düzenlenmediği ve 21.240 TL tutarlı ödemenin, banka ve finans kuruluşları veya posta idaresi aracılığıyla yapılmadığından bahisle 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 353/1. ve mükerrer 355/4. maddeleri uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezalarının kaldırılması istemiyle dava açıldığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda yer verilen düzenlemelerden anlaşılacağı üzere; serbest meslek kazancının tespitinde, taşıtlara ait amortisman ve giderler, taşıtın envantere kayıtlı olması ve mesleki faaliyette kullanılması şartlarının birlikte sağlanması halinde; demirbaşlara ait amortismanlar ise, mesleki faaliyette kullanılması koşuluyla hasılattan indirilebilecektir. 02/01/2004 tarihinde yürürlüğe giren 5035 sayılı Kanunun 13. maddesiyle, Gelir Vergisi Kanunun "Mesleki Giderler" başlıklı 68. maddesinde yapılan değişiklikle, "binek otomobili" ifadesi yerine "taşıtlar" sözcüğü kullanılmış olup, bu değişiklikle binek otomobiller dışındaki taşıtlara ait amortisman ve giderlerin hasılattan indirilmesine olanak tanınmıştır.
Cari hesap sözleşmesi, 6762 sayılı Kanuna göre yazılı şekil şartına tabidir. Cari hesap mahsuplaşması sonucu bir bakiyenin oluşması ve bunun belirtilen haddi aşması halinde yapılacak ödemenin, banka, benzeri finans kurumları veya posta idarelerince düzenlenen belgelerle tevsik etme zorunluluğu doğacaktır.
Bu karar Maliye Postası elektronik mevzuat yayınlarına Gelir Vergisi Kanununun 68. maddesinin altına kaydedilmiştir. Kararın tamamını okumak için tıklayın.
Bunun gibi özelgeleri ,Vergi SGK, İş, Ticaret Mevzuatı ile ilgili güncel konularda uygulamaya yönelik makaleleri düzenli olarak takip etmek, ücretsiz danışmanlık hizmetimizden yararlanmak için siz de abonemiz olun.
Diğer karar ve özelgeleri görmek için tıklayın.