Danıştay Kararları,Özelge ve Genel Yazılar
İhalenin İptali Üzerine Ödenen Harcın İadesi Talebi İle Açılan Davanın Ehliyet Yönünden Reddedilmesi
DANIŞTAY 9. Daire
E: 2014/3697 K: 2016/4121
İstemin Özeti: Davacı tarafından, davalı idarenin 30.07.2013 tarih ve 6919 sayılı işleminin iptali ile ödenen 44.988,00TL tellallık harcının yasal faiziyle birlikte iadesi istemiyle açılan davayı ehliyet yönünden reddeden Edirne Vergi Mahkemesi’nin 29/01/2014 tarih ve E:2013/1026, K:2014/32 sayılı kararının; dilekçede ileri sürülen sebeplerle bozulması istenilmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince işin gereği görüşüldü:
Uyuşmazlıkta davacı tarafından, davalı idarenin 30.07.2013 tarih ve 6919 sayılı işleminin iptali ile ödenen tellallık harcının yasal faiziyle birlikte iadesi istemiyle açılan davayı; olayda, davacı şirket adına tesis edilmiş herhangi bir işlem olmadığı gerekçesiyle ehliyet yönünden reddeden vergi mahkemesi kararının, dilekçede ileri sürülen sebeplerle bozulması istenilmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun, “idari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı” başlıklı 2/a maddesinde, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları idari dava türleri arasında sayılmış ve bu madde ile iptal davasının sübjektif ehliyet koşulu “menfaat ihlali” olarak belirlenmiştir.
İptal davasının içtihat ve doktrinde belirlenen hukuki nitelikleri göz önüne alındığında, idare hukuku alanında tek taraflı irade açıklamasıyla kesin ve yürütülmesi zorunlu nitelikte tesis edilen idari işlemlerin, bu idari işlemlerle kişisel, meşru ve güncel bir menfaat ilgisi olanlar tarafından iptal davasına konu edilebileceğinin kabulü zorunludur.
Taraf ilişkisinin kurulması için gerekli olan kişisel, meşru ve güncel bir menfaat alakasının varlığı, davanın niteliğine ve özelliğine göre idari yargı yerlerince belirlenmekte, davacının idari işlemle ciddi ve makul, maddi ve manevi bir ilişkisinin bulunduğunun anlaşılması, dava açma ehliyeti için yeterli sayılmaktadır.
Öte yandan, menfaat ihlali koşulunun değerlendirilmesinde, hukuk devleti ilkesi temeline dayanan idari yargı işlevinin göz ardı edilmemesi gerekir. Amaç idari faaliyetlerin hukuka uygunluk denetiminin yapılabilmesi, hukukun üstünlüğünün sağlanması olduğuna göre menfaat kavramının dar değil, geniş yorumlanması gerekir.
Ayrıca 213 sayılı Kanunun 377’nci maddesinde mükellefler ve kendilerine vergi cezası kesilenlerin, tarh edilen vergilere ve kesilen cezalara karşı vergi mahkemelerinde dava açabileceklerinin belirtilmiş olması mükellef ya da sorumlu olmayan, fakat vergilendirmeyle ilgili bir idari işlem nedeniyle hak veya menfaatinin ihlal edildiğini iddia eden ilgililerin, 2577 sayılı Kanunun 2’nci maddesine göre iptal veya tam yargı davası açmalarına engel oluşturmamaktadır.
Dosyanın incelenmesinden; Lüleburgaz 1. İcra Müdürlüğü’nün 2009/95 Talimat sayılı dosyasında taşınmazların satışı ihalesinin yapıldığı, taşınmazlar üzerine ihale edilen davacının mal varlığında azalma sonucunu doğuran 44.988,00 TL tellallık harcının, davacı tarafından ödendiği, ihale kararının Lüleburgaz İcra Mahkemesince iptali üzerine ödenen tellallık harcının davacıya iadesine karar verildiği ve konunun, davalı idareye bildirilmesi üzerine, davalı idarece talebin reddine ilişkin olarak verilen ve davanın konusunu oluşturan cevabın, icra müdürlüğüne hitaben yazılsa da davacının kişisel ve güncel menfaatini açıkça etkilemesi nedeniyle davacıya yönelik olduğu anlaşılmaktadır.
Kararın Tamamı Amme Alacakları Tahsil Usulü , Damga Harçlar ve Belediye Gelirleri Hakkındaki 4 Numaralı DANIŞTAY KARARLARI KLASÖRÜ ABONELERİNE GÖNDERİLMİŞTİR.