Danıştay Kararları,Özelge ve Genel Yazılar
Emlak Vergisi Beyannamesi Verilmediği İçin Kesilen Ceza Hakkında
İzmir Bölge İdare Mahkemesi - 3. Vergi Dava Dairesi
E: 2020/119 K: 2020/479
Başvuruların Konusu : Davacı şirket adına 2013-2018 dönemleri için tarh edilen vergi ziyaı cezalı emlak vergilerinin kaldırılması istemiyle açılan davada; olayda, davalı idarece yapılan 26.09.2018 tarihli yoklamada, davacı şirket tarafından ruhsatsız olarak yapı inşa edildiğinin tespit edildiği, bu nedenle, olayda 1319 sayılı Kanunun 33. maddesinin 1 numaralı fıkrası uyarınca vergi değerini tadil eden sebebin mevcut olması nedeniyle, bu sebebe ilişkin olarak bildirimde bulunmakla yükümlü bulunan davacı şirket tarafından davalı idareye herhangi bir bildirimde bulunulmadığı, dolayısıyla 1319 sayılı Kanunun 32’nci maddesindeki "bildirimin süresinde verilmemesi halinde, verginin idarece tarh edileceği" kuralı karşısında, davalı idarece yapılan dava konusu bina vergisi ve taşınmaz kültür ve t.v.k payı tarhiyatlarında hukuka aykırılık bulunmadığı,
Davacı şirket adına kesilen vergi ziyaı cezalarına gelince; 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu’nun 4751 sayılı Kanunla kaldırılmadan önceki 20’nci maddesinde, arazi vergisinin mükelleflerin yazılı beyanı üzerine tarh ve tahakkuk ettirileceğinin hüküm altına alındığı, aynı Kanunun 4751 sayılı Kanunla değişmeden önceki 32’nci maddesinde de, ek süreye rağmen beyanname verilmemesi halinde verginin bu Kanun hükümlerine göre idarece tarh edileceği, şu kadar ki, gayrimenkulün maddi delillere göre tespit edilen değerinin beyan edilmesi gereken asgari değerden fazla olması halinde, bu değer üzerinden ikmalen vergi tarh olunacağı, beyannamesini ek süreye rağmen vermeyen mükellef adına vergi ziyaı cezası kesileceği hükme bağlanmış iken, Emlak Vergisi Kanununda 4751 sayılı Kanun ile 09.04.2002 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yapılan değişiklikler sonucu, beyan esası kaldırılarak Kanunun 23’üncü maddesinde yapılan değişiklik ile, Kanunun 33’üncü maddesinde belirtilen vergi değerini tadil eden sebeplerin meydana gelmesi halinde bildirim verilmesi esasının getirildiği ve anılan 32’nci maddede de, bildirimin süresinde verilmemesi halinde verginin idarece tarh edileceği, idarece tarhiyatta her yıla ilişkin vergi değerinin 29’uncu madde hükmü dikkate alınarak hesaplanacağının belirtildiği, yani Kanun hükmünde 09.04.2002 tarihinde yapılan değişiklik öncesi beyanname verilmemesi halinde vergi ziyaı cezası kesileceği açık olarak belirtilmekte iken, Emlak Vergisi Kanununda 09.04.2002 tarihinden itibaren 4751 sayılı Kanun ile yapılan değişikler sonucu beyan esasına ilişkin 20’nci madde kaldırılarak 23’üncü maddede yapılan değişiklik ile Kanunun 33’üncü maddesinde belirtilen vergi değerini tadil eden sebeplerin meydana gelmesi halinde bildirim verilmesi belirtildiği halde ceza kesileceğine dair bir ibareye yer verilmediği, bu durumda, Emlak Vergisi Kanununda 09.04.2002 tarihinden itibaren beyanname verme zorunluluğu kaldırılarak verginin idarece tarh edileceği kuralı benimsendiğinden ve ceza kesileceğine dair bir hükme yer verilmediğinden, davalı idarece 2002 yılı ve sonraki yıllarda yapılan tarhiyatlar için vergi ziyaı cezası kesilmesi mümkün olmadığından, davacı şirket adına kesilen vergi ziyaı cezalarında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne kısmen reddine, dava konusu vergi ziyaı cezalarının iptaline, bina vergisi ve taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları koruma payı tarhiyatlarının ise kaldırılması isteminin reddine ilişkin
İzmir Üçüncü Vergi Mahkemesi Hakimliği’nce verilen 01.10.2019 tarih ve E:2018/1558, K:2019/1237 sayılı kararın; davacı tarafından ; söz konusu taşınmazda kat çıkılan yerlerin ruhsatının ve kullanma izinlerinin olmadığı, 2018 yılında 7143 sayılı Kanun kapsamında yapı kayıt belgesi alınarak tapuya kayıt aşamasına gelindiği, emlak vergisinde vergiyi doğuran olayın tapuya kayıt olduğu, bu yerler için tapu kaydı olduğundan geçmiş dönemlere ilişkin olarak vergi ve cezası tahakkuk ettirilmesinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek redde ilişkin, davalı idare tarafından ; 3194 Sayılı İmar Kanunu yönünden ruhsat (izin) alınmadan yapılan yapılan ve kullanılan binaların da emlak vergisi kapsamında olduğu, yapılan incelemede anılan taşınmazların 2007 ve 2013 yıllarında da mevcut olduğunun tespit edildiği, kaçak olarak yapılan binalar için tarh edilen emlak vergilerinde ve kesilen cezalarda hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek kabule ilişkin kısmının kaldırılması istenilmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Bu karar Maliye Postası elektronik mevzuat yayınlarına Emlak Vergisi Kanununun 32. maddesinin altına kaydedilmiş ve Danıştay Kararları basılı mevzuat seti abonelerimize da basılı olarak gönderilmiştir.
Kararın tamamını okumak için tıklayın.
Bunun gibi Danıştay Kararlarını özelgeleri ,Vergi SGK, İş, Ticaret Mevzuatı ile ilgili güncel konularda uygulamaya yönelik makaleleri düzenli olarak takip etmek, ücretsiz danışmanlık hizmetimizden yararlanmak için siz de abonemiz olun.
Diğer Danıştay Kararları ve özelgeleri incelemek için tıklayın.