Danıştay Kararları,Özelge ve Genel Yazılar
Bütün Vergi Borçlarının Terkinine Yönelik Açılan Dava Hakkında
Danıştay 4. Daire
E: 2014/1910 K: 2015/63
İstemin Özeti: Davacının kanuni temsilcisi olduğu şirketten kaynaklanan bütün borçlarının 6183 sayılı Kanun uyarınca zamanaşımına uğradığı ileri sürülerek terkin edilmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin 08.11.2013 tarih, 54799 sayılı işlemin hukuka aykırılığının tespiti ve vergi borçlarının terkini istemiyle dava açılmıştır. İstanbul 8. Vergi Mahkemesinin 16/12/2013 günlü ve E:2013/3233, K:2013/3176 sayılı kararıyla; davacı tarafından 08.11.2013 tarih, 54799 sayılı ret işleminin hukuka aykırılığının tespitine karar verilmesine yönelik istemin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda belirlenen dava türleri arasında sayılmayan, bir hukuki durumun olup olmadığının saptanmasına yönelik olduğundan esasının inceleme olanağı bulunmadığı; uyuşmazlığın bu işleme bağlı olarak vergi borçlarının iptaline yönelik kısmına gelince; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 377. maddesinde; mükellefler ve kendilerine vergi cezası kesilenlerin tarh edilen vergilere ve kesilen cezalara karşı vergi mahkemesinde dava açabilecekleri, 378. maddesinde ise, vergi mahkemesinde dava açabilmek için verginin tarh edilmesi, cezanın kesilmesi, tadilat ve takdir komisyonları kararlarının tebliğ edilmiş olması, tevkif yoluyla alınan vergilerde istihkak sahiplerine ödemenin yapılmış ve ödemeyi yapan tarafından verginin kesilmiş olmasının lazım olduğu hükmüne yer verildiği, olayda davacı tarafından, anılan şirketin kanuni temsilcisi olduğu ve bu şirketten doğan bütün vergi borçlarının 6183 sayılı Kanuna göre tahsil zamanaşımına uğradığından terkin edilmesine dair başvurusu, kesinleşen bir amme alacağına yönelik olduğundan, 213 sayılı Kanun’un 116 ilâ 126’ncı maddelerinde kurala bağlanan düzeltme ve şikayet müessesi kapsamında bulunmadığı gibi anılan şirketin halen tüzel kişiliğe sahip olup olmadığı, davacının bu şirketin hangi dönemleri arasında ortağı ya da kanuni temsilcisi olduğu, davacının takip edildiği amme alacaklarının şirketin hangi faaliyetlerinden doğan, hangi nev’i ve döneme ait, hangi tutarda ve 6183 sayılı Kanun’un hangi aşamasında olduğu belli olmadığı gibi “bütün vergi borçları” gibi muğlak bir ifadeyle yapılan başvuru üzerine tesis edilen ret işleminin de idari davaya konu kesin ve yürütülebilir bir işlem olduğundan söz edilemeyeceği, kaldı ki, idari yargı mercileri içinde özel görevli olan Vergi Mahkemelerinde dava konusu edilebilecek işlemler sadece 2577 sayılı Kanun’un 2’nci maddesinde değil aynı zamanda 213 sayılı Kanun’un 378’inci maddesinde tek tek sayılmak suretiyle tartışmaya mahal bırakmayacak açıklıkta belirlenmiş olup, bütün vergi borçlarının terkinine yönelik istem ise bu madde kapsamında olmadığı gerekçesiyle davanın incelenmeksizin reddine karar verilmiştir. Hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Kararın Tamamı Vergi Usul Kanunu Hakkındaki 2 Numaralı DANIŞTAY KARARLARI KLASÖRÜ ABONELERİNE GÖNDERİLMİŞTİR.